9786051735603
464521
https://www.turkishbooks.com/books/hercai-ii-meftun-p464521.html
Hercai II : Meftun
12.6
POPÜLER TELEVİZYON DİZİSİ HERCAİ'YE İLHAM
VEREN ROMAN!
"Her geçmişin kırık bir sırrı vardı,
Her sırrın da kanayan bir yarası..."
Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamla en az kendisi
kadar yaralı olan bir kadının paramparça sevda hikâyesi bu. Hayallerini
asmış bir kadının, yeniden düşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir
adamın, meftuna dönüş hikâyesi bu...
Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey, onu sevmemeye
yemin ettiği adamın karşısında güçlü tutamamıştı. Dudaklardan
dökülen her serzeniş karşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da,
onu bir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı. Asla boyun
eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamı yeniden sevmeyecekti.
Olmamıştı... Yeminlerini bozduran, karanlık bir gecede ellerinden tutan,
onu düşüren adamdan başkası değildi.
Yaralıydı. Lakin o adam daha yaralıydı.
Seviyordu. Lakin o adam daha çok seviyordu.
"Dinle," diyordu yürek yakan bakışlarını kuzguni harelere emanet
ederken. "Dinle ki anla öldüğümü, seni öldürdüğümü sandığım her
yerden! Sen sadece bir bıçaktın. Bense o bıçağın düşmanıma değil,
kalbime saplanacağını hesaba katamayan bir zavallıydım..."
Hercai'm...
İlk ve son kez aldanmışlığım... İçime ateşler salanım...
Yürek sızım... Meftun'um... Kalemim elimde mürekkeple ölesiye
savaşıyor, önümdeki kâğıt çaresiz, ona derdimi anlatmamı bekliyor...
Oysa ben sana dert diyemeyecek kadar çok seviyorum seni. Uğraşma
diyor satırlar, boşuna debelenme. Ne yazarsan yaz, ne karalarsan
karala, faydasız...
Ona, kalbin gitti bir kere!
VEREN ROMAN!
"Her geçmişin kırık bir sırrı vardı,
Her sırrın da kanayan bir yarası..."
Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamla en az kendisi
kadar yaralı olan bir kadının paramparça sevda hikâyesi bu. Hayallerini
asmış bir kadının, yeniden düşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir
adamın, meftuna dönüş hikâyesi bu...
Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey, onu sevmemeye
yemin ettiği adamın karşısında güçlü tutamamıştı. Dudaklardan
dökülen her serzeniş karşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da,
onu bir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı. Asla boyun
eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamı yeniden sevmeyecekti.
Olmamıştı... Yeminlerini bozduran, karanlık bir gecede ellerinden tutan,
onu düşüren adamdan başkası değildi.
Yaralıydı. Lakin o adam daha yaralıydı.
Seviyordu. Lakin o adam daha çok seviyordu.
"Dinle," diyordu yürek yakan bakışlarını kuzguni harelere emanet
ederken. "Dinle ki anla öldüğümü, seni öldürdüğümü sandığım her
yerden! Sen sadece bir bıçaktın. Bense o bıçağın düşmanıma değil,
kalbime saplanacağını hesaba katamayan bir zavallıydım..."
Hercai'm...
İlk ve son kez aldanmışlığım... İçime ateşler salanım...
Yürek sızım... Meftun'um... Kalemim elimde mürekkeple ölesiye
savaşıyor, önümdeki kâğıt çaresiz, ona derdimi anlatmamı bekliyor...
Oysa ben sana dert diyemeyecek kadar çok seviyorum seni. Uğraşma
diyor satırlar, boşuna debelenme. Ne yazarsan yaz, ne karalarsan
karala, faydasız...
Ona, kalbin gitti bir kere!
POPÜLER TELEVİZYON DİZİSİ HERCAİ'YE İLHAM
VEREN ROMAN!
"Her geçmişin kırık bir sırrı vardı,
Her sırrın da kanayan bir yarası..."
Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamla en az kendisi
kadar yaralı olan bir kadının paramparça sevda hikâyesi bu. Hayallerini
asmış bir kadının, yeniden düşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir
adamın, meftuna dönüş hikâyesi bu...
Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey, onu sevmemeye
yemin ettiği adamın karşısında güçlü tutamamıştı. Dudaklardan
dökülen her serzeniş karşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da,
onu bir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı. Asla boyun
eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamı yeniden sevmeyecekti.
Olmamıştı... Yeminlerini bozduran, karanlık bir gecede ellerinden tutan,
onu düşüren adamdan başkası değildi.
Yaralıydı. Lakin o adam daha yaralıydı.
Seviyordu. Lakin o adam daha çok seviyordu.
"Dinle," diyordu yürek yakan bakışlarını kuzguni harelere emanet
ederken. "Dinle ki anla öldüğümü, seni öldürdüğümü sandığım her
yerden! Sen sadece bir bıçaktın. Bense o bıçağın düşmanıma değil,
kalbime saplanacağını hesaba katamayan bir zavallıydım..."
Hercai'm...
İlk ve son kez aldanmışlığım... İçime ateşler salanım...
Yürek sızım... Meftun'um... Kalemim elimde mürekkeple ölesiye
savaşıyor, önümdeki kâğıt çaresiz, ona derdimi anlatmamı bekliyor...
Oysa ben sana dert diyemeyecek kadar çok seviyorum seni. Uğraşma
diyor satırlar, boşuna debelenme. Ne yazarsan yaz, ne karalarsan
karala, faydasız...
Ona, kalbin gitti bir kere!
VEREN ROMAN!
"Her geçmişin kırık bir sırrı vardı,
Her sırrın da kanayan bir yarası..."
Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamla en az kendisi
kadar yaralı olan bir kadının paramparça sevda hikâyesi bu. Hayallerini
asmış bir kadının, yeniden düşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir
adamın, meftuna dönüş hikâyesi bu...
Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey, onu sevmemeye
yemin ettiği adamın karşısında güçlü tutamamıştı. Dudaklardan
dökülen her serzeniş karşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da,
onu bir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı. Asla boyun
eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamı yeniden sevmeyecekti.
Olmamıştı... Yeminlerini bozduran, karanlık bir gecede ellerinden tutan,
onu düşüren adamdan başkası değildi.
Yaralıydı. Lakin o adam daha yaralıydı.
Seviyordu. Lakin o adam daha çok seviyordu.
"Dinle," diyordu yürek yakan bakışlarını kuzguni harelere emanet
ederken. "Dinle ki anla öldüğümü, seni öldürdüğümü sandığım her
yerden! Sen sadece bir bıçaktın. Bense o bıçağın düşmanıma değil,
kalbime saplanacağını hesaba katamayan bir zavallıydım..."
Hercai'm...
İlk ve son kez aldanmışlığım... İçime ateşler salanım...
Yürek sızım... Meftun'um... Kalemim elimde mürekkeple ölesiye
savaşıyor, önümdeki kâğıt çaresiz, ona derdimi anlatmamı bekliyor...
Oysa ben sana dert diyemeyecek kadar çok seviyorum seni. Uğraşma
diyor satırlar, boşuna debelenme. Ne yazarsan yaz, ne karalarsan
karala, faydasız...
Ona, kalbin gitti bir kere!
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.