9786054991471
413844
https://www.turkishbooks.com/books/hedef-islam-p413844.html
Hedef İslam
4.8
Toplumlara hükmedemeyenler coğrafyalara,
kültürlere hükmedemeyenler de toplumlara
hükmedemezler. O yüzden günümüzde küresel güç
odakları, çoğu kez coğrafya fethini bir kenara bırakmış
kültür, insan ve toplum fethi aşamasına geçmişlerdir.
İslam medeniyetinin gücünü Müslümanlar aleyhine
kullanmak böyle bir stratejinin ürünüdür. Bir uygarlığın
gücü, zaafı olarak kullanılmaktadır.
Batılı güçler İslam ülkelerine müdahale yerine
İslam'a müdahaleyi siyasi strateji olarak devreye
sokmuşlardır. Batının çıkarlarına uygun Müslüman'ı inşa
etmek için içeriği boşaltılmış müsait Müslümanlar üreten
bir inancı, İslam olarak sunmak temel strateji hâline
gelmiştir. Bu bir nevi Hristiyanlığa eklemlenmiş bir
Müslümanlıktır.
Sonuçta İslam, küresel dinin (Hristiyanlık-Musevilik)
ve onların inşa ettiği sistemin, ozon deliği olarak
görülmektedir. Batılı mahfiller, İslam'ı küresel sisteme
eklemlemek için ılımlı İslam olarak kavramlaştırırken bu
planın yerli işbirlikçilerini de dinî gruplar arasından
seçmişlerdir. Böylece İslam jeopolitiği, Müslüman
görünümlü ılımlı grupların eliyle egemen sistemle
iliştirilmeye çalışılmaktadır.
Batı'nın kudret elitleri terör, şiddet, totaliter, düşman,
radikal, doğu, ilkel derken, burada Kur'a'nı yapısal olarak
şiddetin kaynağı olarak görmektedir. Bu yüzden de
hedeflerine doğrudan İslam'ı, kavramlarını ve Kur'a'nı,
koymuşlardır.
Hedef; petrol, kutsal yerler, boru hatları, su yolları
değildir, bütün bunlardan daha stratejik bir unsurdur!
Hedef, İslam'dır.
kültürlere hükmedemeyenler de toplumlara
hükmedemezler. O yüzden günümüzde küresel güç
odakları, çoğu kez coğrafya fethini bir kenara bırakmış
kültür, insan ve toplum fethi aşamasına geçmişlerdir.
İslam medeniyetinin gücünü Müslümanlar aleyhine
kullanmak böyle bir stratejinin ürünüdür. Bir uygarlığın
gücü, zaafı olarak kullanılmaktadır.
Batılı güçler İslam ülkelerine müdahale yerine
İslam'a müdahaleyi siyasi strateji olarak devreye
sokmuşlardır. Batının çıkarlarına uygun Müslüman'ı inşa
etmek için içeriği boşaltılmış müsait Müslümanlar üreten
bir inancı, İslam olarak sunmak temel strateji hâline
gelmiştir. Bu bir nevi Hristiyanlığa eklemlenmiş bir
Müslümanlıktır.
Sonuçta İslam, küresel dinin (Hristiyanlık-Musevilik)
ve onların inşa ettiği sistemin, ozon deliği olarak
görülmektedir. Batılı mahfiller, İslam'ı küresel sisteme
eklemlemek için ılımlı İslam olarak kavramlaştırırken bu
planın yerli işbirlikçilerini de dinî gruplar arasından
seçmişlerdir. Böylece İslam jeopolitiği, Müslüman
görünümlü ılımlı grupların eliyle egemen sistemle
iliştirilmeye çalışılmaktadır.
Batı'nın kudret elitleri terör, şiddet, totaliter, düşman,
radikal, doğu, ilkel derken, burada Kur'a'nı yapısal olarak
şiddetin kaynağı olarak görmektedir. Bu yüzden de
hedeflerine doğrudan İslam'ı, kavramlarını ve Kur'a'nı,
koymuşlardır.
Hedef; petrol, kutsal yerler, boru hatları, su yolları
değildir, bütün bunlardan daha stratejik bir unsurdur!
Hedef, İslam'dır.
Toplumlara hükmedemeyenler coğrafyalara,
kültürlere hükmedemeyenler de toplumlara
hükmedemezler. O yüzden günümüzde küresel güç
odakları, çoğu kez coğrafya fethini bir kenara bırakmış
kültür, insan ve toplum fethi aşamasına geçmişlerdir.
İslam medeniyetinin gücünü Müslümanlar aleyhine
kullanmak böyle bir stratejinin ürünüdür. Bir uygarlığın
gücü, zaafı olarak kullanılmaktadır.
Batılı güçler İslam ülkelerine müdahale yerine
İslam'a müdahaleyi siyasi strateji olarak devreye
sokmuşlardır. Batının çıkarlarına uygun Müslüman'ı inşa
etmek için içeriği boşaltılmış müsait Müslümanlar üreten
bir inancı, İslam olarak sunmak temel strateji hâline
gelmiştir. Bu bir nevi Hristiyanlığa eklemlenmiş bir
Müslümanlıktır.
Sonuçta İslam, küresel dinin (Hristiyanlık-Musevilik)
ve onların inşa ettiği sistemin, ozon deliği olarak
görülmektedir. Batılı mahfiller, İslam'ı küresel sisteme
eklemlemek için ılımlı İslam olarak kavramlaştırırken bu
planın yerli işbirlikçilerini de dinî gruplar arasından
seçmişlerdir. Böylece İslam jeopolitiği, Müslüman
görünümlü ılımlı grupların eliyle egemen sistemle
iliştirilmeye çalışılmaktadır.
Batı'nın kudret elitleri terör, şiddet, totaliter, düşman,
radikal, doğu, ilkel derken, burada Kur'a'nı yapısal olarak
şiddetin kaynağı olarak görmektedir. Bu yüzden de
hedeflerine doğrudan İslam'ı, kavramlarını ve Kur'a'nı,
koymuşlardır.
Hedef; petrol, kutsal yerler, boru hatları, su yolları
değildir, bütün bunlardan daha stratejik bir unsurdur!
Hedef, İslam'dır.
kültürlere hükmedemeyenler de toplumlara
hükmedemezler. O yüzden günümüzde küresel güç
odakları, çoğu kez coğrafya fethini bir kenara bırakmış
kültür, insan ve toplum fethi aşamasına geçmişlerdir.
İslam medeniyetinin gücünü Müslümanlar aleyhine
kullanmak böyle bir stratejinin ürünüdür. Bir uygarlığın
gücü, zaafı olarak kullanılmaktadır.
Batılı güçler İslam ülkelerine müdahale yerine
İslam'a müdahaleyi siyasi strateji olarak devreye
sokmuşlardır. Batının çıkarlarına uygun Müslüman'ı inşa
etmek için içeriği boşaltılmış müsait Müslümanlar üreten
bir inancı, İslam olarak sunmak temel strateji hâline
gelmiştir. Bu bir nevi Hristiyanlığa eklemlenmiş bir
Müslümanlıktır.
Sonuçta İslam, küresel dinin (Hristiyanlık-Musevilik)
ve onların inşa ettiği sistemin, ozon deliği olarak
görülmektedir. Batılı mahfiller, İslam'ı küresel sisteme
eklemlemek için ılımlı İslam olarak kavramlaştırırken bu
planın yerli işbirlikçilerini de dinî gruplar arasından
seçmişlerdir. Böylece İslam jeopolitiği, Müslüman
görünümlü ılımlı grupların eliyle egemen sistemle
iliştirilmeye çalışılmaktadır.
Batı'nın kudret elitleri terör, şiddet, totaliter, düşman,
radikal, doğu, ilkel derken, burada Kur'a'nı yapısal olarak
şiddetin kaynağı olarak görmektedir. Bu yüzden de
hedeflerine doğrudan İslam'ı, kavramlarını ve Kur'a'nı,
koymuşlardır.
Hedef; petrol, kutsal yerler, boru hatları, su yolları
değildir, bütün bunlardan daha stratejik bir unsurdur!
Hedef, İslam'dır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.