9789757638469
129143
https://www.turkishbooks.com/books/hayvan-ve-saman-p129143.html
Hayvan ve Şaman
4.221
Kurban edilen köpekler, kadeh yapılan kafatasları, rüzgâra, kirpiye, saksağana, güzel ağaçlara tapanlar, ağaçların oğulları, insanlara yol gösteren hayvanlar, ölen kocasının kuklasını yapıp besleyen kadınlar, gelin evinde üç yıl hizmet eden damatlar ve hayvan ikizinden yardım isteyen, çeşitli eşyaları müzik aleti gibi kullanan Şamanların gündelik hayatlarına, ritüellerine uzanarak Avrupa ve Asya uygarlıkları arasında şaşırtıcı bağlantılar kuran derinlemesine bir analiz...
Hayvan ve Şaman, antik İç Avrasya kavimlerinin inançlarının karşılaştırmalı bir incelemesini sunuyor. İskitlerden Mançulara, Türklerden Finlere kadar, günümüzün bazı uluslarının kültürel çekirdeğini oluşturan çok sayıda kavmin ortak dinsel mirasını, iki bin yıldan daha uzun bir zaman aralığına yayılmış metinlerde anlatılan mitler, ritüeller, efsaneler aracılığıyla ortaya koyuyor.
Julian Baldick, Türk, Moğol ve Tunguz tipleriyle üç ana çizgiye ayırdığı bu ortak mirasın çağımıza kadar erişen boyutlarını inanç ve ritüellerin sürekliliğinin yanında, Avrasyanın kalan bölümünde olduğu kadar Avrupada da edebi öykü ve motiflere sızan ve orada melezlikler oluşturan etkilerle açıklıyor. Bu büyük etkileşimin merkezinde ise bazen travesti bir şifacıya, bazen modern bir sahne sanatçısına, bazen de bir ordu komutanına benzeyen şamanın ruhsal yolculukları yer alıyor.
Hayatı boyunca şaman, kuş-oluş, balık-oluş, hayvan-oluş yanında İskitlerdeki kadınlaşmış kâhinlerde, XIII. yüzyıldaki eşcinsel Moğol şamanlarında ve XX. yüzyıldaki travesti Türkmen şamanlarında olduğu gibi kadın-oluşa da girişebilir. Sonuçta çok gelişmiş bir şaman etkinliği olduğu apaçık olan icrasında Tunguz şamanı, nöbet tutan ruhlardan oluşan bir set yaratır: Deleuze ve Guattarinin dikkat çektiği gibi, hayvan-oluş ve kadın-oluş olguları, algılanamaz-oluşa doğru bir eğilimdir. Şaman, topluluğunu korumak için doğanın her koşulunda kendini kamufle eder ve görünmez olarak, ruhlar biçimine girerek, başkalarına saldırmak için harekete geçer. Dolayısıyla şaman, Moğollarda da gördüğümüz gibi, askeri sırlara sahip bir savaşçıdır.
Kurban edilen köpekler, kadeh yapılan kafatasları, rüzgâra, kirpiye, saksağana, güzel ağaçlara tapanlar, ağaçların oğulları, insanlara yol gösteren hayvanlar, ölen kocasının kuklasını yapıp besleyen kadınlar, gelin evinde üç yıl hizmet eden damatlar ve hayvan ikizinden yardım isteyen, çeşitli eşyaları müzik aleti gibi kullanan Şamanların gündelik hayatlarına, ritüellerine uzanarak Avrupa ve Asya uygarlıkları arasında şaşırtıcı bağlantılar kuran derinlemesine bir analiz...
Hayvan ve Şaman, antik İç Avrasya kavimlerinin inançlarının karşılaştırmalı bir incelemesini sunuyor. İskitlerden Mançulara, Türklerden Finlere kadar, günümüzün bazı uluslarının kültürel çekirdeğini oluşturan çok sayıda kavmin ortak dinsel mirasını, iki bin yıldan daha uzun bir zaman aralığına yayılmış metinlerde anlatılan mitler, ritüeller, efsaneler aracılığıyla ortaya koyuyor.
Julian Baldick, Türk, Moğol ve Tunguz tipleriyle üç ana çizgiye ayırdığı bu ortak mirasın çağımıza kadar erişen boyutlarını inanç ve ritüellerin sürekliliğinin yanında, Avrasyanın kalan bölümünde olduğu kadar Avrupada da edebi öykü ve motiflere sızan ve orada melezlikler oluşturan etkilerle açıklıyor. Bu büyük etkileşimin merkezinde ise bazen travesti bir şifacıya, bazen modern bir sahne sanatçısına, bazen de bir ordu komutanına benzeyen şamanın ruhsal yolculukları yer alıyor.
Hayatı boyunca şaman, kuş-oluş, balık-oluş, hayvan-oluş yanında İskitlerdeki kadınlaşmış kâhinlerde, XIII. yüzyıldaki eşcinsel Moğol şamanlarında ve XX. yüzyıldaki travesti Türkmen şamanlarında olduğu gibi kadın-oluşa da girişebilir. Sonuçta çok gelişmiş bir şaman etkinliği olduğu apaçık olan icrasında Tunguz şamanı, nöbet tutan ruhlardan oluşan bir set yaratır: Deleuze ve Guattarinin dikkat çektiği gibi, hayvan-oluş ve kadın-oluş olguları, algılanamaz-oluşa doğru bir eğilimdir. Şaman, topluluğunu korumak için doğanın her koşulunda kendini kamufle eder ve görünmez olarak, ruhlar biçimine girerek, başkalarına saldırmak için harekete geçer. Dolayısıyla şaman, Moğollarda da gördüğümüz gibi, askeri sırlara sahip bir savaşçıdır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.