Hayatım ve Hatıratım Bulgaristan'dan Türkiye'ye Rumeli'den Bursa'ya

Stok Kodu:
9789756434130
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2004-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
6.95
5.56
9789756434130
57983
Hayatım ve Hatıratım
Hayatım ve Hatıratım Bulgaristan'dan Türkiye'ye Rumeli'den Bursa'ya
5.556
...Öğrencilere Müslümanlık ve Türklük şuuru aşılayarak ders anlatmam Komünist Bulgar idaresinin gözünden kaçmamıştı. 1950 yılında bir gün Milli Eğitim Müdürlüğünce çağrıldım. Milli Eğitim Müdürü: - Sizin hakkınızda çok şikâyet var, aynı zamanda Türkiye lehine çalışıyorsun. Öğrencilere Türklük ve Müslümanlık ruhu aşılıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen öğretmenlik görevine son vereceğim, dedi. - Ben programa göre çalışıyorum. Kuran ve Din dersleri veriyorum. Bunları öğretmek benim görevim ve vicdanî borcumdur, deyince: - Ben de Hıristiyanım, benim de bir dinim var, madem öyle, sen işine devam et!... dedi. Ama buna rağmen aradan bir müddet geçip okullar tatil edildiği bir günde akşam namazını kıldıktan sonra Kıcaali Camiinin kapısında iki sivil polis memuru yanıma yaklaşarak: - Sizi Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz. Hiç kimse ile konuşmadan Müdürlüğe gideceksin. Biz de seni takip edeceğiz, dediler. O sırada manavdan almış olduğum muşmula da yanımda olduğu halde Allaha sığınarak dediklerini yerine getirdim. Emniyet Müdürlüğüne varınca üstümü başımı aradılar...
...Öğrencilere Müslümanlık ve Türklük şuuru aşılayarak ders anlatmam Komünist Bulgar idaresinin gözünden kaçmamıştı. 1950 yılında bir gün Milli Eğitim Müdürlüğünce çağrıldım. Milli Eğitim Müdürü: - Sizin hakkınızda çok şikâyet var, aynı zamanda Türkiye lehine çalışıyorsun. Öğrencilere Türklük ve Müslümanlık ruhu aşılıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen öğretmenlik görevine son vereceğim, dedi. - Ben programa göre çalışıyorum. Kuran ve Din dersleri veriyorum. Bunları öğretmek benim görevim ve vicdanî borcumdur, deyince: - Ben de Hıristiyanım, benim de bir dinim var, madem öyle, sen işine devam et!... dedi. Ama buna rağmen aradan bir müddet geçip okullar tatil edildiği bir günde akşam namazını kıldıktan sonra Kıcaali Camiinin kapısında iki sivil polis memuru yanıma yaklaşarak: - Sizi Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz. Hiç kimse ile konuşmadan Müdürlüğe gideceksin. Biz de seni takip edeceğiz, dediler. O sırada manavdan almış olduğum muşmula da yanımda olduğu halde Allaha sığınarak dediklerini yerine getirdim. Emniyet Müdürlüğüne varınca üstümü başımı aradılar...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat