9789753481892
36037
https://www.turkishbooks.com/books/hava-atisi-p36037.html
Hava Atışı
3.333
Adının gelecekte ansiklopedilere geçeceğinden emin olan Münir adlı bir gencin
ses tellerine vereceği zararı düşünerek sporu bırakması... Orhan Kemal´in
1956´yı 1957´ye bağlayan yılbaşı gecesini Türkiye Spor adlı gazetenin
düzeltmelerini yaparak geçirmesi ve bu işten kazandığı ilk parayla aldığı Bafra
sigarası... Rıfat Ilgaz´ın Akçakocalı gençleri spor yapmaya alıştırması ile,
işleri durma noktasına gelen kahvehane sahibinin öfkesi... 1953´te kızların
kendisinden Pia istediği Atillla İlhan; 2003´te kızların kendisinden imza ve
öpücük istediği Beşiktaşlı İlhan... Can Yücel´in ´yumurta´ sının bir
Fenerbahçe-Galatasaray maçında Hasan Şaş´ın kafasında patlaması... Sait Faik´in
sessiz sedasız futbol oynayan çocukluğu...
"Bana bir gol atsana!" diye atıla lafları ters köşeye yatıran gollerin
sahibi Küçük Hanım´ın yılların geçmesiyle birlikte ´dinazor´laşması... Ve
daha birçok ilginç ayrıntıyla, kitaba konuk olan yerli-yabancı adlar... Hepsini
tanıyoruz; ama hiçbirinin yaşamının ´spor´la bu denli iç içe geçtiğini
bilmiyoruz.
Utku Erişik´in kalemiyle yönettiği bu maçta hava atışına çıkıyor her yazı...
Edebiyatın spora, sporun edebiyata hava attığı bir kitap, HAVA ATIŞI...
NTV İnternet Gazetesi ntvmsnbc.com´da çıkan spor yazıları okurlar
tarafından büyük ilgiyle izlenen genç yazarınüçüncü kitabı, bu yazılarından
yaptığı bir derleme... Ama bu yazılar, sonradan güncelliğini yitirecek ve
eskiyecek spor yazılarından değil! Her zaman aynı tazelikte, aynı tatta
okunabilecek türden... HAVA ATIŞI, ustalarının önünde saygıyla eğilirken,
bugüne eleştirel gözlerle bakan genç bir yazarın farklı gözlemlerini özgün bir
dille anlattığı kitabı... Okuru şeref tribününe oturmaya çağıran...
Utku´nun Hava Atışı´nı okurken -izlerken mi demeliydim'- şunlar geçti
yüreğimden:
"Şortunu göbeğinin altına bırakıp, formasındaki çizgilerin dikleşmesini
sağlayacak bir düzenlemeye girişmemiş, tozluklarını 1 numara don lastiğiyle
bağlayıp, kramponlarının ucunu beton zemine iki kere vurup ayağına iyice oturtup
sahaya bi azamet salınarak çıkmanın keyfini duyumsamayanlar anlamaz halimizden!"
Utku´nun yazıları o sahalarda dizlerini kanatan çocuklara ve onları
anlayanlara...
Hava Atışı... Cümleyi cümleye, pası pasa bağlamak... Yaptığımız budur...
Ve son söz yerine elbette:
"Defterinde bana da senin kadar temiz bir sayfa ayırdığın için çok
teşekkür ederim"
Adının gelecekte ansiklopedilere geçeceğinden emin olan Münir adlı bir gencin
ses tellerine vereceği zararı düşünerek sporu bırakması... Orhan Kemal´in
1956´yı 1957´ye bağlayan yılbaşı gecesini Türkiye Spor adlı gazetenin
düzeltmelerini yaparak geçirmesi ve bu işten kazandığı ilk parayla aldığı Bafra
sigarası... Rıfat Ilgaz´ın Akçakocalı gençleri spor yapmaya alıştırması ile,
işleri durma noktasına gelen kahvehane sahibinin öfkesi... 1953´te kızların
kendisinden Pia istediği Atillla İlhan; 2003´te kızların kendisinden imza ve
öpücük istediği Beşiktaşlı İlhan... Can Yücel´in ´yumurta´ sının bir
Fenerbahçe-Galatasaray maçında Hasan Şaş´ın kafasında patlaması... Sait Faik´in
sessiz sedasız futbol oynayan çocukluğu...
"Bana bir gol atsana!" diye atıla lafları ters köşeye yatıran gollerin
sahibi Küçük Hanım´ın yılların geçmesiyle birlikte ´dinazor´laşması... Ve
daha birçok ilginç ayrıntıyla, kitaba konuk olan yerli-yabancı adlar... Hepsini
tanıyoruz; ama hiçbirinin yaşamının ´spor´la bu denli iç içe geçtiğini
bilmiyoruz.
Utku Erişik´in kalemiyle yönettiği bu maçta hava atışına çıkıyor her yazı...
Edebiyatın spora, sporun edebiyata hava attığı bir kitap, HAVA ATIŞI...
NTV İnternet Gazetesi ntvmsnbc.com´da çıkan spor yazıları okurlar
tarafından büyük ilgiyle izlenen genç yazarınüçüncü kitabı, bu yazılarından
yaptığı bir derleme... Ama bu yazılar, sonradan güncelliğini yitirecek ve
eskiyecek spor yazılarından değil! Her zaman aynı tazelikte, aynı tatta
okunabilecek türden... HAVA ATIŞI, ustalarının önünde saygıyla eğilirken,
bugüne eleştirel gözlerle bakan genç bir yazarın farklı gözlemlerini özgün bir
dille anlattığı kitabı... Okuru şeref tribününe oturmaya çağıran...
Utku´nun Hava Atışı´nı okurken -izlerken mi demeliydim'- şunlar geçti
yüreğimden:
"Şortunu göbeğinin altına bırakıp, formasındaki çizgilerin dikleşmesini
sağlayacak bir düzenlemeye girişmemiş, tozluklarını 1 numara don lastiğiyle
bağlayıp, kramponlarının ucunu beton zemine iki kere vurup ayağına iyice oturtup
sahaya bi azamet salınarak çıkmanın keyfini duyumsamayanlar anlamaz halimizden!"
Utku´nun yazıları o sahalarda dizlerini kanatan çocuklara ve onları
anlayanlara...
Hava Atışı... Cümleyi cümleye, pası pasa bağlamak... Yaptığımız budur...
Ve son söz yerine elbette:
"Defterinde bana da senin kadar temiz bir sayfa ayırdığın için çok
teşekkür ederim"
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.