9786257049337
492558
https://www.turkishbooks.com/books/hatay-sorununun-izmir-basininda-yansimalari-1936-1939-p492558.html
Hatay Sorununun İzmir Basınında Yansımaları (1936-1939)
12
"Hatay Sorununun İzmir Basınında Yansımaları (1936-1939)" adlı bu kitapta uluslararası
platformlarda Sancak, Atatürk'ün deyimiyle Hatay olarak adlandırılan bölgenin, uzun yıllar
süren mücadeleler sonrasında anavatana katılma serüveninin İzmir basınında nasıl ele
alındığı anlatılmıştır. Hatay Sorunu, 1936 yılında uluslararası bir mesele olarak ortaya çıkmış
ve 1939 yılında bölgenin Türkiye'ye kesin bir şekilde katılmasıyla sona ermiştir. Bundan
dolayı bu çalışmada zaman aralığı olarak 1936-1939 arası alınmıştır.
Eski ve yeni başkentlerimiz olan İstanbul ve Ankara gazeteleriyle kıyaslanabilecek
derecede İzmir gazeteleri Hatay Sorunu'nu sahiplenmiştir. Gazetelerde konuyla ilgili yapılan
haberlerde yansıtılan bakış açılarını, makalelerde gelişmelerin ele alınış biçimlerini,
gazetelerin kamuoyunun dikkatini bölgeye çekme konusundaki gücü, sorunun hem ulusal
hem de Avrupa basınını kapsayacak boyutta takip edilip edilmediğinin saptanması başlıca
hedefler olmuştur.
Giriş bölümünde; Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilen ve bu kaybın 1921 yılında
imzalanan Ankara Antlaşması'yla onaylandığı Sancak bölgesinin, 1936 yılında atılan
diplomatik adımlar sonucunda uluslararası bir mesele haline getirilmesine kadar geçen
sürede yaşanan olaylara değinilmiştir. Birinci bölümde; Fransa'nın 1936 yılında Suriye ile
imzaladığı antlaşmanın ardından Sancak'ın Suriye'ye verilmesine karşı çıkan ve Avrupa'da
artan gerginliklerden yararlanmak isteyen Türkiye'nin konuyu Milletler Cemiyeti'ne götürüp
oradan Hatay'la ilgili "ayrı bir varlık" şeklinde ifade edilen müstakil bir idare kararı çıkarması
ele alınmıştır. İkinci bölümde; müstakil bir devlet yaratılması için yapılan çalışmalar ve
Fransa'nın çeşitli yollarla bunu sabote etme girişimleri incelenmişti. Üçüncü bölümde ise;
Fransa'nın gittikçe artan Alman tehdidi karşısında Türkiye ile ilişkilerini düzeltme kararı
alması ve bu kapsamda hem Hatay Devleti'nin kurulması hem de ikili antlaşmalar eşliğinde
Hatay'ın anavatana katılma süreci İzmir basınının penceresinden ele alınmıştır.
platformlarda Sancak, Atatürk'ün deyimiyle Hatay olarak adlandırılan bölgenin, uzun yıllar
süren mücadeleler sonrasında anavatana katılma serüveninin İzmir basınında nasıl ele
alındığı anlatılmıştır. Hatay Sorunu, 1936 yılında uluslararası bir mesele olarak ortaya çıkmış
ve 1939 yılında bölgenin Türkiye'ye kesin bir şekilde katılmasıyla sona ermiştir. Bundan
dolayı bu çalışmada zaman aralığı olarak 1936-1939 arası alınmıştır.
Eski ve yeni başkentlerimiz olan İstanbul ve Ankara gazeteleriyle kıyaslanabilecek
derecede İzmir gazeteleri Hatay Sorunu'nu sahiplenmiştir. Gazetelerde konuyla ilgili yapılan
haberlerde yansıtılan bakış açılarını, makalelerde gelişmelerin ele alınış biçimlerini,
gazetelerin kamuoyunun dikkatini bölgeye çekme konusundaki gücü, sorunun hem ulusal
hem de Avrupa basınını kapsayacak boyutta takip edilip edilmediğinin saptanması başlıca
hedefler olmuştur.
Giriş bölümünde; Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilen ve bu kaybın 1921 yılında
imzalanan Ankara Antlaşması'yla onaylandığı Sancak bölgesinin, 1936 yılında atılan
diplomatik adımlar sonucunda uluslararası bir mesele haline getirilmesine kadar geçen
sürede yaşanan olaylara değinilmiştir. Birinci bölümde; Fransa'nın 1936 yılında Suriye ile
imzaladığı antlaşmanın ardından Sancak'ın Suriye'ye verilmesine karşı çıkan ve Avrupa'da
artan gerginliklerden yararlanmak isteyen Türkiye'nin konuyu Milletler Cemiyeti'ne götürüp
oradan Hatay'la ilgili "ayrı bir varlık" şeklinde ifade edilen müstakil bir idare kararı çıkarması
ele alınmıştır. İkinci bölümde; müstakil bir devlet yaratılması için yapılan çalışmalar ve
Fransa'nın çeşitli yollarla bunu sabote etme girişimleri incelenmişti. Üçüncü bölümde ise;
Fransa'nın gittikçe artan Alman tehdidi karşısında Türkiye ile ilişkilerini düzeltme kararı
alması ve bu kapsamda hem Hatay Devleti'nin kurulması hem de ikili antlaşmalar eşliğinde
Hatay'ın anavatana katılma süreci İzmir basınının penceresinden ele alınmıştır.
"Hatay Sorununun İzmir Basınında Yansımaları (1936-1939)" adlı bu kitapta uluslararası
platformlarda Sancak, Atatürk'ün deyimiyle Hatay olarak adlandırılan bölgenin, uzun yıllar
süren mücadeleler sonrasında anavatana katılma serüveninin İzmir basınında nasıl ele
alındığı anlatılmıştır. Hatay Sorunu, 1936 yılında uluslararası bir mesele olarak ortaya çıkmış
ve 1939 yılında bölgenin Türkiye'ye kesin bir şekilde katılmasıyla sona ermiştir. Bundan
dolayı bu çalışmada zaman aralığı olarak 1936-1939 arası alınmıştır.
Eski ve yeni başkentlerimiz olan İstanbul ve Ankara gazeteleriyle kıyaslanabilecek
derecede İzmir gazeteleri Hatay Sorunu'nu sahiplenmiştir. Gazetelerde konuyla ilgili yapılan
haberlerde yansıtılan bakış açılarını, makalelerde gelişmelerin ele alınış biçimlerini,
gazetelerin kamuoyunun dikkatini bölgeye çekme konusundaki gücü, sorunun hem ulusal
hem de Avrupa basınını kapsayacak boyutta takip edilip edilmediğinin saptanması başlıca
hedefler olmuştur.
Giriş bölümünde; Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilen ve bu kaybın 1921 yılında
imzalanan Ankara Antlaşması'yla onaylandığı Sancak bölgesinin, 1936 yılında atılan
diplomatik adımlar sonucunda uluslararası bir mesele haline getirilmesine kadar geçen
sürede yaşanan olaylara değinilmiştir. Birinci bölümde; Fransa'nın 1936 yılında Suriye ile
imzaladığı antlaşmanın ardından Sancak'ın Suriye'ye verilmesine karşı çıkan ve Avrupa'da
artan gerginliklerden yararlanmak isteyen Türkiye'nin konuyu Milletler Cemiyeti'ne götürüp
oradan Hatay'la ilgili "ayrı bir varlık" şeklinde ifade edilen müstakil bir idare kararı çıkarması
ele alınmıştır. İkinci bölümde; müstakil bir devlet yaratılması için yapılan çalışmalar ve
Fransa'nın çeşitli yollarla bunu sabote etme girişimleri incelenmişti. Üçüncü bölümde ise;
Fransa'nın gittikçe artan Alman tehdidi karşısında Türkiye ile ilişkilerini düzeltme kararı
alması ve bu kapsamda hem Hatay Devleti'nin kurulması hem de ikili antlaşmalar eşliğinde
Hatay'ın anavatana katılma süreci İzmir basınının penceresinden ele alınmıştır.
platformlarda Sancak, Atatürk'ün deyimiyle Hatay olarak adlandırılan bölgenin, uzun yıllar
süren mücadeleler sonrasında anavatana katılma serüveninin İzmir basınında nasıl ele
alındığı anlatılmıştır. Hatay Sorunu, 1936 yılında uluslararası bir mesele olarak ortaya çıkmış
ve 1939 yılında bölgenin Türkiye'ye kesin bir şekilde katılmasıyla sona ermiştir. Bundan
dolayı bu çalışmada zaman aralığı olarak 1936-1939 arası alınmıştır.
Eski ve yeni başkentlerimiz olan İstanbul ve Ankara gazeteleriyle kıyaslanabilecek
derecede İzmir gazeteleri Hatay Sorunu'nu sahiplenmiştir. Gazetelerde konuyla ilgili yapılan
haberlerde yansıtılan bakış açılarını, makalelerde gelişmelerin ele alınış biçimlerini,
gazetelerin kamuoyunun dikkatini bölgeye çekme konusundaki gücü, sorunun hem ulusal
hem de Avrupa basınını kapsayacak boyutta takip edilip edilmediğinin saptanması başlıca
hedefler olmuştur.
Giriş bölümünde; Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilen ve bu kaybın 1921 yılında
imzalanan Ankara Antlaşması'yla onaylandığı Sancak bölgesinin, 1936 yılında atılan
diplomatik adımlar sonucunda uluslararası bir mesele haline getirilmesine kadar geçen
sürede yaşanan olaylara değinilmiştir. Birinci bölümde; Fransa'nın 1936 yılında Suriye ile
imzaladığı antlaşmanın ardından Sancak'ın Suriye'ye verilmesine karşı çıkan ve Avrupa'da
artan gerginliklerden yararlanmak isteyen Türkiye'nin konuyu Milletler Cemiyeti'ne götürüp
oradan Hatay'la ilgili "ayrı bir varlık" şeklinde ifade edilen müstakil bir idare kararı çıkarması
ele alınmıştır. İkinci bölümde; müstakil bir devlet yaratılması için yapılan çalışmalar ve
Fransa'nın çeşitli yollarla bunu sabote etme girişimleri incelenmişti. Üçüncü bölümde ise;
Fransa'nın gittikçe artan Alman tehdidi karşısında Türkiye ile ilişkilerini düzeltme kararı
alması ve bu kapsamda hem Hatay Devleti'nin kurulması hem de ikili antlaşmalar eşliğinde
Hatay'ın anavatana katılma süreci İzmir basınının penceresinden ele alınmıştır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.