9786054750511
543700
https://www.turkishbooks.com/books/hat-sanati-tarihi-ekoller-vetakipcileri-p543700.html
Hat Sanatı Târihi - Ekoller veTâkipçileri
84
Türklerde hemen bütün güzel san'atlar, mîmârî, mûsıkî, tezhib ve hat gibi, dünyaya parmak ısırtan ve
beşerî olduğu kadar ilâhî de olan bütün bu san'at kolları, tevhid merkezinden hareket etmiş birlikci bir
karakter taşıdığından, temeli ve felsefesi kadar tafsîlât ve teferruatında da hep o tevhid anlayışını îlân
ve ihyâ eylemişlerdir.
1928'de Latin alfabesinin kabulü ile eski harflerimiz ilg edilmiştir. Netîce olarak "Mârifet iltifata
tâbidir" sözü mûcibince, hattat, teşvik ve iltifat görmeyen san'atkârlar kfilesine girmiştir.
Bununla berâber bir târihî icbar ve ihtiyaçdan dolayı gene de "hat"tın Türk san'atındaki büyük yeri ve
tesiri tamâmiyle sönmemiştir ve işte bu sebeple, san'atın bir iç bünye tazyiki yeni hattatların
yetişmesine yol açmış ve elimizdeki kitap bu ihtiyâcın netîcesi olarak meydana gelmiştir.
Ayrıca dikkate değer olan bir başka nokta da, bu genç hattatların, âdeta bir ihraç metâı gibi, çeşitli
müslüman ülkelerce aranan üstad san'atkârlar olmakta devam etmeleridir.
Netîce şu ki, Türkiye'de eski harfler ölebilir. Fakat "hat" da, "hattat" da ölemez.
Ekrem Hakkı Ayverdi 1982
Kubbealtı Mütevelli Hey'eti Başkanı
beşerî olduğu kadar ilâhî de olan bütün bu san'at kolları, tevhid merkezinden hareket etmiş birlikci bir
karakter taşıdığından, temeli ve felsefesi kadar tafsîlât ve teferruatında da hep o tevhid anlayışını îlân
ve ihyâ eylemişlerdir.
1928'de Latin alfabesinin kabulü ile eski harflerimiz ilg edilmiştir. Netîce olarak "Mârifet iltifata
tâbidir" sözü mûcibince, hattat, teşvik ve iltifat görmeyen san'atkârlar kfilesine girmiştir.
Bununla berâber bir târihî icbar ve ihtiyaçdan dolayı gene de "hat"tın Türk san'atındaki büyük yeri ve
tesiri tamâmiyle sönmemiştir ve işte bu sebeple, san'atın bir iç bünye tazyiki yeni hattatların
yetişmesine yol açmış ve elimizdeki kitap bu ihtiyâcın netîcesi olarak meydana gelmiştir.
Ayrıca dikkate değer olan bir başka nokta da, bu genç hattatların, âdeta bir ihraç metâı gibi, çeşitli
müslüman ülkelerce aranan üstad san'atkârlar olmakta devam etmeleridir.
Netîce şu ki, Türkiye'de eski harfler ölebilir. Fakat "hat" da, "hattat" da ölemez.
Ekrem Hakkı Ayverdi 1982
Kubbealtı Mütevelli Hey'eti Başkanı
Türklerde hemen bütün güzel san'atlar, mîmârî, mûsıkî, tezhib ve hat gibi, dünyaya parmak ısırtan ve
beşerî olduğu kadar ilâhî de olan bütün bu san'at kolları, tevhid merkezinden hareket etmiş birlikci bir
karakter taşıdığından, temeli ve felsefesi kadar tafsîlât ve teferruatında da hep o tevhid anlayışını îlân
ve ihyâ eylemişlerdir.
1928'de Latin alfabesinin kabulü ile eski harflerimiz ilg edilmiştir. Netîce olarak "Mârifet iltifata
tâbidir" sözü mûcibince, hattat, teşvik ve iltifat görmeyen san'atkârlar kfilesine girmiştir.
Bununla berâber bir târihî icbar ve ihtiyaçdan dolayı gene de "hat"tın Türk san'atındaki büyük yeri ve
tesiri tamâmiyle sönmemiştir ve işte bu sebeple, san'atın bir iç bünye tazyiki yeni hattatların
yetişmesine yol açmış ve elimizdeki kitap bu ihtiyâcın netîcesi olarak meydana gelmiştir.
Ayrıca dikkate değer olan bir başka nokta da, bu genç hattatların, âdeta bir ihraç metâı gibi, çeşitli
müslüman ülkelerce aranan üstad san'atkârlar olmakta devam etmeleridir.
Netîce şu ki, Türkiye'de eski harfler ölebilir. Fakat "hat" da, "hattat" da ölemez.
Ekrem Hakkı Ayverdi 1982
Kubbealtı Mütevelli Hey'eti Başkanı
beşerî olduğu kadar ilâhî de olan bütün bu san'at kolları, tevhid merkezinden hareket etmiş birlikci bir
karakter taşıdığından, temeli ve felsefesi kadar tafsîlât ve teferruatında da hep o tevhid anlayışını îlân
ve ihyâ eylemişlerdir.
1928'de Latin alfabesinin kabulü ile eski harflerimiz ilg edilmiştir. Netîce olarak "Mârifet iltifata
tâbidir" sözü mûcibince, hattat, teşvik ve iltifat görmeyen san'atkârlar kfilesine girmiştir.
Bununla berâber bir târihî icbar ve ihtiyaçdan dolayı gene de "hat"tın Türk san'atındaki büyük yeri ve
tesiri tamâmiyle sönmemiştir ve işte bu sebeple, san'atın bir iç bünye tazyiki yeni hattatların
yetişmesine yol açmış ve elimizdeki kitap bu ihtiyâcın netîcesi olarak meydana gelmiştir.
Ayrıca dikkate değer olan bir başka nokta da, bu genç hattatların, âdeta bir ihraç metâı gibi, çeşitli
müslüman ülkelerce aranan üstad san'atkârlar olmakta devam etmeleridir.
Netîce şu ki, Türkiye'de eski harfler ölebilir. Fakat "hat" da, "hattat" da ölemez.
Ekrem Hakkı Ayverdi 1982
Kubbealtı Mütevelli Hey'eti Başkanı
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.