9786056919060
602840
https://www.turkishbooks.com/books/harab-abad-p602840.html
Harâb - Abâd
9
Harâb, yıkık dökük, viran; kendinden geçmiş gibi anlamlara gelir. Âbâd ise
onun tam tersine mamur, bayındır manalarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir
sözcüğe eklendiğinde onun çok bulunduğu yeri ifade eder. Örneğin şems-âbâd,
güneşi bol olan yer; feyz-âbâd suyu bol, feyizli yer anlamlarını taşır. Harâb-âbâd
ise, her yerin harap olduğu bir mekânı niteler. Ancak sözcüğün içinde gizliden
gizliye bir mamurluk vardır. Bu sözcük, benim dünyamda klâsik şiirimizin
günümüz perspektifinden görünümüne tercüman olur.
Nesîm-i subh ile hayat bulan gül bahçesine sonbahar ermiş, tazelik ve güzellik
yavaş yavaş kemalden zevale intikal etmiştir. Ancak bülbüller gülün soluşundan
duydukları üzüntüyle figana devam etmektedirler. O bahçe metruktur, harap
olmuştur. Ama diğer yandan onun güzelliğine hala ilgi duyan ve onu tanımak
isteyenler mevcuttur. İşte o harap bahçe, gönülleri abat etmeyi sürdürmektedir.
Ben de bu yüzden eski şiirimize yeni dünyanın penceresinden baktığım
denemelerime Harâb-âbâd ismini uygun gördüm.
onun tam tersine mamur, bayındır manalarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir
sözcüğe eklendiğinde onun çok bulunduğu yeri ifade eder. Örneğin şems-âbâd,
güneşi bol olan yer; feyz-âbâd suyu bol, feyizli yer anlamlarını taşır. Harâb-âbâd
ise, her yerin harap olduğu bir mekânı niteler. Ancak sözcüğün içinde gizliden
gizliye bir mamurluk vardır. Bu sözcük, benim dünyamda klâsik şiirimizin
günümüz perspektifinden görünümüne tercüman olur.
Nesîm-i subh ile hayat bulan gül bahçesine sonbahar ermiş, tazelik ve güzellik
yavaş yavaş kemalden zevale intikal etmiştir. Ancak bülbüller gülün soluşundan
duydukları üzüntüyle figana devam etmektedirler. O bahçe metruktur, harap
olmuştur. Ama diğer yandan onun güzelliğine hala ilgi duyan ve onu tanımak
isteyenler mevcuttur. İşte o harap bahçe, gönülleri abat etmeyi sürdürmektedir.
Ben de bu yüzden eski şiirimize yeni dünyanın penceresinden baktığım
denemelerime Harâb-âbâd ismini uygun gördüm.
Harâb, yıkık dökük, viran; kendinden geçmiş gibi anlamlara gelir. Âbâd ise
onun tam tersine mamur, bayındır manalarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir
sözcüğe eklendiğinde onun çok bulunduğu yeri ifade eder. Örneğin şems-âbâd,
güneşi bol olan yer; feyz-âbâd suyu bol, feyizli yer anlamlarını taşır. Harâb-âbâd
ise, her yerin harap olduğu bir mekânı niteler. Ancak sözcüğün içinde gizliden
gizliye bir mamurluk vardır. Bu sözcük, benim dünyamda klâsik şiirimizin
günümüz perspektifinden görünümüne tercüman olur.
Nesîm-i subh ile hayat bulan gül bahçesine sonbahar ermiş, tazelik ve güzellik
yavaş yavaş kemalden zevale intikal etmiştir. Ancak bülbüller gülün soluşundan
duydukları üzüntüyle figana devam etmektedirler. O bahçe metruktur, harap
olmuştur. Ama diğer yandan onun güzelliğine hala ilgi duyan ve onu tanımak
isteyenler mevcuttur. İşte o harap bahçe, gönülleri abat etmeyi sürdürmektedir.
Ben de bu yüzden eski şiirimize yeni dünyanın penceresinden baktığım
denemelerime Harâb-âbâd ismini uygun gördüm.
onun tam tersine mamur, bayındır manalarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir
sözcüğe eklendiğinde onun çok bulunduğu yeri ifade eder. Örneğin şems-âbâd,
güneşi bol olan yer; feyz-âbâd suyu bol, feyizli yer anlamlarını taşır. Harâb-âbâd
ise, her yerin harap olduğu bir mekânı niteler. Ancak sözcüğün içinde gizliden
gizliye bir mamurluk vardır. Bu sözcük, benim dünyamda klâsik şiirimizin
günümüz perspektifinden görünümüne tercüman olur.
Nesîm-i subh ile hayat bulan gül bahçesine sonbahar ermiş, tazelik ve güzellik
yavaş yavaş kemalden zevale intikal etmiştir. Ancak bülbüller gülün soluşundan
duydukları üzüntüyle figana devam etmektedirler. O bahçe metruktur, harap
olmuştur. Ama diğer yandan onun güzelliğine hala ilgi duyan ve onu tanımak
isteyenler mevcuttur. İşte o harap bahçe, gönülleri abat etmeyi sürdürmektedir.
Ben de bu yüzden eski şiirimize yeni dünyanın penceresinden baktığım
denemelerime Harâb-âbâd ismini uygun gördüm.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.