9786052963692
432664
https://www.turkishbooks.com/books/haniflerin-yolu-p432664.html
Haniflerin Yolu Sırât-ı Mustâkîm
11.52
Arapçalaşmış Süryanice bir sözcük olan ve "şaşkınlıktan kurtulmak için istikamete meyletmek"
anlamına gelen hanif; Kur'an da on yerde tekil, iki yerde çoğul (hunefâ) olarak kullanılır.
Kur'an a göre Hz. İbrahim (a) bir haniftir da tüm Nebiler ve Resüller'de birer Haniftir. Çünki, onlar;
Rabb'e (Hac-67), tek ilaha (mü'min: 23-32), tek ALLAH'a kul olmağa (Nahi-36) Sırat-ı mustakim'e
(Mü-minun- 73) kurtuluşa (Mü'min-41) tek dine ve tek ümmete (Enbiya-92; Mü'minün: 51-52; Şura-
13) davet ekseninde, "tevhid karşıtlığına, şirke yozlaşmış, kokuşmuş kült ve geleneklere, zalime,
zulme ve paganist tüm telakkilere karşı savaşan" ALLAH elçileridir.
İlk peygamber Hz. Âdem (a)'den (Âl-i İmran-33 Tâ Hâ-122), Son Nebî Hz. Muhammed (s)'e (Ahzâb-
40) kadar kesintisiz bir şekilde gelen bu sistem "Haniflerin Yolu Sırat-ı Mustâkim"dir.
Meşrûiyeti ve referansı insanın yaratılış formu ve "bezm-î elest" olan (A'râf 172) bu sistemin, biraz
vasfı fıtrîliğidir:
O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, ALLAH'ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına.
ALLAH'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur... (Rûm-30)
Bu sistemin merkezinde "kulluk için formlanmış" (Zâriyât-56) insan vardır. Bu sistemde "eşref-î
mahlûk" olan insanın fıtrat sınırları zorlanmaz (Bakara-286) . Zirâ, "ALLAH kullarına kolaylık diler,
zorluk dilemez" (Bakara-185) ve "hiçbir kulundan verdiğinden fazlasını da istemez" (Talâk-7)
anlamına gelen hanif; Kur'an da on yerde tekil, iki yerde çoğul (hunefâ) olarak kullanılır.
Kur'an a göre Hz. İbrahim (a) bir haniftir da tüm Nebiler ve Resüller'de birer Haniftir. Çünki, onlar;
Rabb'e (Hac-67), tek ilaha (mü'min: 23-32), tek ALLAH'a kul olmağa (Nahi-36) Sırat-ı mustakim'e
(Mü-minun- 73) kurtuluşa (Mü'min-41) tek dine ve tek ümmete (Enbiya-92; Mü'minün: 51-52; Şura-
13) davet ekseninde, "tevhid karşıtlığına, şirke yozlaşmış, kokuşmuş kült ve geleneklere, zalime,
zulme ve paganist tüm telakkilere karşı savaşan" ALLAH elçileridir.
İlk peygamber Hz. Âdem (a)'den (Âl-i İmran-33 Tâ Hâ-122), Son Nebî Hz. Muhammed (s)'e (Ahzâb-
40) kadar kesintisiz bir şekilde gelen bu sistem "Haniflerin Yolu Sırat-ı Mustâkim"dir.
Meşrûiyeti ve referansı insanın yaratılış formu ve "bezm-î elest" olan (A'râf 172) bu sistemin, biraz
vasfı fıtrîliğidir:
O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, ALLAH'ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına.
ALLAH'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur... (Rûm-30)
Bu sistemin merkezinde "kulluk için formlanmış" (Zâriyât-56) insan vardır. Bu sistemde "eşref-î
mahlûk" olan insanın fıtrat sınırları zorlanmaz (Bakara-286) . Zirâ, "ALLAH kullarına kolaylık diler,
zorluk dilemez" (Bakara-185) ve "hiçbir kulundan verdiğinden fazlasını da istemez" (Talâk-7)
Arapçalaşmış Süryanice bir sözcük olan ve "şaşkınlıktan kurtulmak için istikamete meyletmek"
anlamına gelen hanif; Kur'an da on yerde tekil, iki yerde çoğul (hunefâ) olarak kullanılır.
Kur'an a göre Hz. İbrahim (a) bir haniftir da tüm Nebiler ve Resüller'de birer Haniftir. Çünki, onlar;
Rabb'e (Hac-67), tek ilaha (mü'min: 23-32), tek ALLAH'a kul olmağa (Nahi-36) Sırat-ı mustakim'e
(Mü-minun- 73) kurtuluşa (Mü'min-41) tek dine ve tek ümmete (Enbiya-92; Mü'minün: 51-52; Şura-
13) davet ekseninde, "tevhid karşıtlığına, şirke yozlaşmış, kokuşmuş kült ve geleneklere, zalime,
zulme ve paganist tüm telakkilere karşı savaşan" ALLAH elçileridir.
İlk peygamber Hz. Âdem (a)'den (Âl-i İmran-33 Tâ Hâ-122), Son Nebî Hz. Muhammed (s)'e (Ahzâb-
40) kadar kesintisiz bir şekilde gelen bu sistem "Haniflerin Yolu Sırat-ı Mustâkim"dir.
Meşrûiyeti ve referansı insanın yaratılış formu ve "bezm-î elest" olan (A'râf 172) bu sistemin, biraz
vasfı fıtrîliğidir:
O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, ALLAH'ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına.
ALLAH'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur... (Rûm-30)
Bu sistemin merkezinde "kulluk için formlanmış" (Zâriyât-56) insan vardır. Bu sistemde "eşref-î
mahlûk" olan insanın fıtrat sınırları zorlanmaz (Bakara-286) . Zirâ, "ALLAH kullarına kolaylık diler,
zorluk dilemez" (Bakara-185) ve "hiçbir kulundan verdiğinden fazlasını da istemez" (Talâk-7)
anlamına gelen hanif; Kur'an da on yerde tekil, iki yerde çoğul (hunefâ) olarak kullanılır.
Kur'an a göre Hz. İbrahim (a) bir haniftir da tüm Nebiler ve Resüller'de birer Haniftir. Çünki, onlar;
Rabb'e (Hac-67), tek ilaha (mü'min: 23-32), tek ALLAH'a kul olmağa (Nahi-36) Sırat-ı mustakim'e
(Mü-minun- 73) kurtuluşa (Mü'min-41) tek dine ve tek ümmete (Enbiya-92; Mü'minün: 51-52; Şura-
13) davet ekseninde, "tevhid karşıtlığına, şirke yozlaşmış, kokuşmuş kült ve geleneklere, zalime,
zulme ve paganist tüm telakkilere karşı savaşan" ALLAH elçileridir.
İlk peygamber Hz. Âdem (a)'den (Âl-i İmran-33 Tâ Hâ-122), Son Nebî Hz. Muhammed (s)'e (Ahzâb-
40) kadar kesintisiz bir şekilde gelen bu sistem "Haniflerin Yolu Sırat-ı Mustâkim"dir.
Meşrûiyeti ve referansı insanın yaratılış formu ve "bezm-î elest" olan (A'râf 172) bu sistemin, biraz
vasfı fıtrîliğidir:
O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, ALLAH'ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına.
ALLAH'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur... (Rûm-30)
Bu sistemin merkezinde "kulluk için formlanmış" (Zâriyât-56) insan vardır. Bu sistemde "eşref-î
mahlûk" olan insanın fıtrat sınırları zorlanmaz (Bakara-286) . Zirâ, "ALLAH kullarına kolaylık diler,
zorluk dilemez" (Bakara-185) ve "hiçbir kulundan verdiğinden fazlasını da istemez" (Talâk-7)
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.