Halkın Valisi _{Recep Yazıcıoğlu}

Recep Yazıcıoğlu akıntıya kürek çekmeye çalışan birkaç yürekli insandan biriydi. Çoğumuz onu Erzincan Valisi iken tanıdık. Oysa kendi ifadesiyle ' Hamuru 'Hamur'da yoğrulmuştu.' Sistemin değişmesi gerektiğini orada anlamıştı. Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca ve Akçakoca kaymakamlıklarından sonra 36 yaşında 'en genç vali' ünvanıyla Tokat Valiliğine atandı. Toplum kalkınma modeliyle 'Yılın Bürokratı' ödülünü aldı. Hayatı boyunca sistemi analiz eden çalışmalar yaptı. Çözüm üreten projeler geliştirdi. Düşünceleri 'söz'ün sınırlı alanı içine hapsolmadı. Planlarını hayata geçirmek uğruna var gücüyle çabaladı. Sistemi zorlayarak pilot uygulamalar gerçekleştirdi. Çalıştığı her bölge adıyla anılır oldu. Bu başarılı çalışmaların elbette bir arkaplanı vardı. Dürüstlüğünün tohumları, Cumhuriyet Devri'nin üç büyük din adamının çıktığı Yılmazlar Köyü'nde atıldı. Hukuk öğrenimi gördü. Çözümün teorisini anlattığı ilk kitabı 'Bu Sistem Değişmeli' isimli titiz çalışmayı yayınladı. Daima halkın arasında oldu. Her insanla meşrebine göre anlaşmayı bildi. Erzincan'da yaptığı ekstrem sporlar popülerliğini arttırdı. Kâh Fırat'ın azgın sularında rafting yaptı, kâh paraşütle Munzur Dağı'nın eteklerinde süzüldü.' Kolalı içeceklere, sigara ve alkole hayır; süt ve ayran içelim, kepekli ekmek yiyelim' kampanyaları başlattı. Tebdil-i kıyafetle kurumlara baskın yaptı. Protokole çocukları oturttu. Resmi törenlere mesafeli durdu. En büyük arzularından biri Cumhuriyet Bayramı'nı şenlikli, müzikli bir biçimde kutlatmaktı. Getirdiği sınırlamalar sayesinde görev yaptığı beldelerde içki satışı azaldı. Bu yüzden onu 4. Murat'a benzetip kıyasıya eleştirenler oldu. En ilginç kurallarından birini son görev yeri Denizli'de koymuştu. Kurala göre meyhane sahipleri müşterilerini evlerine bırakmak zorundaydı. Recep Yazıcıoğlu ömrü boyunca Adem-i Merkeziyeti (yerinden yönetim) savundu. 'Ancak katılımcı yaklaşımlar çarpık bürokrasiyi yok ederek yabancılaşmayı engeller, kaynak ve zaman israfını önler.' diyordu. Fakat bu, pilot bölgelerde uygulanan fikirler egemen statükocuları rahatsız etti. 28 Şubat'ın sert rüzgarı onu da yerinden etti. 1999'da merkeze alındı. Geçen zamanı boş geçirmedi; imkânı elverdiğince memleketin dört bir yanında konferenslara, imza günlerine katıldı. Karşılaştığı her insandan bir şey öğrendi, karşılaştığı her insana bir şey öğretti. Öğrendiği her şeyi daha sonra kullanmak üzere hafızasının bir köşesine kaydetti. Ama ömrü yetmedi. 9 Eylül 2003 günü elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Cenazesindeki sevgi seli halkın valisi olduğunu gösteriyordu. Merhum valinin ilk kitabını yayınlayan Mahmut Balcı tarafından hazırlanan 'Halkın Valisi' kitabı bir vefa borcu ve onun görüşlerini kalıcı kılmak üzere hazırlandı. Kazayla ilgili çeşitli gazetelerden derlenmiş haberlerle, farklı görüşlere sahip gazetecilerin makaleleri yer alıyor eserde. Her biri valinin ayrı bir özelliğini, dikkat çekici bir hatırasını naklediyor. Hepsinin ortak yanı ise şu: Bizim millet kendisi için çalışanı sever. Merhum vali ile ilgili makaleleri alınan birkaç yazar: Ahmet Taşgetiren, Haluk Şahin, Ahmet Kekeç, Taha Kıvanç, Taha Akyol, Bilal Çetin, İlber Ortaylı, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, M. Emin Kazcı, Yavuz Donat, Mehmet Şeker, Gökhan Özcan v.b.