9786052153345
453179
https://www.turkishbooks.com/books/hadislerle-islam-fikhi-7-cilt-takim-serhu-meanil-asar-p453179.html
Hadislerle İslam Fıkhı (7 Cilt Takım) Şerhu Meanil Asar Gözden Geçirilmiş Yeni Baskı
168
İncelediğiniz kitap, hadisle fıkhın iç içe bulunduğu, bunların geniş bir kültür ve engin bir ilmi birikim ışığında değerlendirildiği, islam kültür mirasımızın kıymetli çalışmalarından birini oluşturmaktadır. Bir fıkıh kitabı olmasının yanı sıra, içerisinde 7000'den fazla hadis -ki bu rakam, Buhari'nin Sahih'indeki yer alan hadis sayısıyla yaklaşık aynıdır bulundurmasıyla, aynı zamanda bir hadis kitabıdır. Fıkıh kitapları kategorisinde değerlendirildiğinde, Hanefi mezhebi fıkhına dair müstesna çalışmalardan birini oluşturmaktadır. Hadis kitapları kategorisinde ise, fıkıh konularına göre kaleme alınmış bir hadis kitabı olup, şerh edebiyatı içinde yer almaktadır. Şerh çalışmasının, sıradan bir açıklama ve yorumlama faaliyetinden öte belli bir ilmi seviye ve birikim isteyen, zor ve geniş boyutlu bir çalışma olduğu açıktır.
Hadisler, dini hükümlerin Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci kaynağıdır.
Kur'an'ın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur, yeni hükümler koyar. Bu sebeple, hadisler olmaksızın, Allah'ın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet, büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında, Hz. Peygamber'in sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi, Kur' an ve Sünnet'i anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi, görüşlerini Kur'an ve Sünnet'e dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri, fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden, bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak, herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında, İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren, Ebu Hanife (ö.lS0), İmam Malik, (ö.179), İmam Şafil (ö.204), İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Ca'fer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil, aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta, onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O, bu kıymetli eserinde, yöntem olarak, Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi, ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış, ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri, gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş, ardından kendisinin, sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek, kaynaklardaki durumunu araştırarak, hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavi'nin bu kitabı, dini, kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara, bu konuda bir pencere açmakta, fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu, belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap, sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes, merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe, kişiliğinin de geliştiğini, bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bir fıkıh kitabından elde edilebilecek oldukça büyük bir kazanımdır. Bu gelişim süreci, aynı zamanda kitabın kendi alanında değer ve önemini gösteren en büyük şahittir.
Kitabın en önemli özelliklerinden biri, Hanefi mezhebine dair belli bir sistem dahilinde kaleme alınmış ilk kaynaklar arasında yer almasıdır. Müellifinin, Hanefi mezhebinin sistemleşmeye başladığı bir dönemde yaşamış olması bunda etkili olmuş görünmektedir. Kitabın bir diğer belirgin özelliği, birçok hadis ve fıkıh kaynağında bulunmayan, hükümlere dair pek çok hadis ve rivayeti içermesidir. Bu özellik, hadis kültürü açısından eserin fazladan bir zenginliğidir. Herhangi bir fıkhi meselenin hadisini burada bulabilmek mümkündür.
Şüphesiz böyle kısa bir takdimde, böylesine eşsiz bir hazineyi tanıtabilmek mümkün değildir. Gerek kitap gerekse yazarı hakkındaki ayrıntılı bilgi kitabın ilerleyen sayfalarında gelecektir. Kitabın mütercimi tarafından kaleme alınmış olan "İmam Ebu Ca'fer et-Tahavi Hayatı ve Eserleri" başlıklı bölüm, kitabın ve yazarın tanıtımına ayrılmıştır. Okuyucuya bu bölümü mutlaka okumasını tavsiye ediyoruz.
Bu sunuşta, kitabın büyük bir özveri ve yoğun çalışmanın sonunda ortaya çıktığını da belirtmek istiyoruz. Böylesine kapsamlı bir kitabı Türk dilinde İslam kültürüne kazandırmak kolay olmamıştır. Kitabın yayımlanmasında gerek madd
gerekse manevi yönden her türlü desteği sağlayan yayın yönetmenimiz Şamil GÖK Beyefendi'ye, kitabın Türkçeye kazandırılmasındaki üstün gayret ve çabalarından dolayı mütercim M. Beşir ERYARSOY Beyefendi'ye ve kitabın hazırlık aşamasında emeği geçen diğer çalışanlara teşekkür ediyoruz.
Başta ve sonda ham d her zaman sadece A1lah'adır. O'nun kutlu Peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ashabına, ailesine ve onlara uyan her mü'mine de selam olsun.
Hadisler, dini hükümlerin Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci kaynağıdır.
Kur'an'ın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur, yeni hükümler koyar. Bu sebeple, hadisler olmaksızın, Allah'ın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet, büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında, Hz. Peygamber'in sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi, Kur' an ve Sünnet'i anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi, görüşlerini Kur'an ve Sünnet'e dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri, fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden, bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak, herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında, İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren, Ebu Hanife (ö.lS0), İmam Malik, (ö.179), İmam Şafil (ö.204), İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Ca'fer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil, aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta, onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O, bu kıymetli eserinde, yöntem olarak, Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi, ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış, ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri, gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş, ardından kendisinin, sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek, kaynaklardaki durumunu araştırarak, hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavi'nin bu kitabı, dini, kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara, bu konuda bir pencere açmakta, fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu, belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap, sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes, merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe, kişiliğinin de geliştiğini, bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bir fıkıh kitabından elde edilebilecek oldukça büyük bir kazanımdır. Bu gelişim süreci, aynı zamanda kitabın kendi alanında değer ve önemini gösteren en büyük şahittir.
Kitabın en önemli özelliklerinden biri, Hanefi mezhebine dair belli bir sistem dahilinde kaleme alınmış ilk kaynaklar arasında yer almasıdır. Müellifinin, Hanefi mezhebinin sistemleşmeye başladığı bir dönemde yaşamış olması bunda etkili olmuş görünmektedir. Kitabın bir diğer belirgin özelliği, birçok hadis ve fıkıh kaynağında bulunmayan, hükümlere dair pek çok hadis ve rivayeti içermesidir. Bu özellik, hadis kültürü açısından eserin fazladan bir zenginliğidir. Herhangi bir fıkhi meselenin hadisini burada bulabilmek mümkündür.
Şüphesiz böyle kısa bir takdimde, böylesine eşsiz bir hazineyi tanıtabilmek mümkün değildir. Gerek kitap gerekse yazarı hakkındaki ayrıntılı bilgi kitabın ilerleyen sayfalarında gelecektir. Kitabın mütercimi tarafından kaleme alınmış olan "İmam Ebu Ca'fer et-Tahavi Hayatı ve Eserleri" başlıklı bölüm, kitabın ve yazarın tanıtımına ayrılmıştır. Okuyucuya bu bölümü mutlaka okumasını tavsiye ediyoruz.
Bu sunuşta, kitabın büyük bir özveri ve yoğun çalışmanın sonunda ortaya çıktığını da belirtmek istiyoruz. Böylesine kapsamlı bir kitabı Türk dilinde İslam kültürüne kazandırmak kolay olmamıştır. Kitabın yayımlanmasında gerek madd
gerekse manevi yönden her türlü desteği sağlayan yayın yönetmenimiz Şamil GÖK Beyefendi'ye, kitabın Türkçeye kazandırılmasındaki üstün gayret ve çabalarından dolayı mütercim M. Beşir ERYARSOY Beyefendi'ye ve kitabın hazırlık aşamasında emeği geçen diğer çalışanlara teşekkür ediyoruz.
Başta ve sonda ham d her zaman sadece A1lah'adır. O'nun kutlu Peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ashabına, ailesine ve onlara uyan her mü'mine de selam olsun.
İncelediğiniz kitap, hadisle fıkhın iç içe bulunduğu, bunların geniş bir kültür ve engin bir ilmi birikim ışığında değerlendirildiği, islam kültür mirasımızın kıymetli çalışmalarından birini oluşturmaktadır. Bir fıkıh kitabı olmasının yanı sıra, içerisinde 7000'den fazla hadis -ki bu rakam, Buhari'nin Sahih'indeki yer alan hadis sayısıyla yaklaşık aynıdır bulundurmasıyla, aynı zamanda bir hadis kitabıdır. Fıkıh kitapları kategorisinde değerlendirildiğinde, Hanefi mezhebi fıkhına dair müstesna çalışmalardan birini oluşturmaktadır. Hadis kitapları kategorisinde ise, fıkıh konularına göre kaleme alınmış bir hadis kitabı olup, şerh edebiyatı içinde yer almaktadır. Şerh çalışmasının, sıradan bir açıklama ve yorumlama faaliyetinden öte belli bir ilmi seviye ve birikim isteyen, zor ve geniş boyutlu bir çalışma olduğu açıktır.
Hadisler, dini hükümlerin Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci kaynağıdır.
Kur'an'ın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur, yeni hükümler koyar. Bu sebeple, hadisler olmaksızın, Allah'ın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet, büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında, Hz. Peygamber'in sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi, Kur' an ve Sünnet'i anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi, görüşlerini Kur'an ve Sünnet'e dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri, fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden, bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak, herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında, İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren, Ebu Hanife (ö.lS0), İmam Malik, (ö.179), İmam Şafil (ö.204), İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Ca'fer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil, aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta, onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O, bu kıymetli eserinde, yöntem olarak, Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi, ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış, ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri, gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş, ardından kendisinin, sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek, kaynaklardaki durumunu araştırarak, hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavi'nin bu kitabı, dini, kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara, bu konuda bir pencere açmakta, fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu, belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap, sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes, merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe, kişiliğinin de geliştiğini, bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bir fıkıh kitabından elde edilebilecek oldukça büyük bir kazanımdır. Bu gelişim süreci, aynı zamanda kitabın kendi alanında değer ve önemini gösteren en büyük şahittir.
Kitabın en önemli özelliklerinden biri, Hanefi mezhebine dair belli bir sistem dahilinde kaleme alınmış ilk kaynaklar arasında yer almasıdır. Müellifinin, Hanefi mezhebinin sistemleşmeye başladığı bir dönemde yaşamış olması bunda etkili olmuş görünmektedir. Kitabın bir diğer belirgin özelliği, birçok hadis ve fıkıh kaynağında bulunmayan, hükümlere dair pek çok hadis ve rivayeti içermesidir. Bu özellik, hadis kültürü açısından eserin fazladan bir zenginliğidir. Herhangi bir fıkhi meselenin hadisini burada bulabilmek mümkündür.
Şüphesiz böyle kısa bir takdimde, böylesine eşsiz bir hazineyi tanıtabilmek mümkün değildir. Gerek kitap gerekse yazarı hakkındaki ayrıntılı bilgi kitabın ilerleyen sayfalarında gelecektir. Kitabın mütercimi tarafından kaleme alınmış olan "İmam Ebu Ca'fer et-Tahavi Hayatı ve Eserleri" başlıklı bölüm, kitabın ve yazarın tanıtımına ayrılmıştır. Okuyucuya bu bölümü mutlaka okumasını tavsiye ediyoruz.
Bu sunuşta, kitabın büyük bir özveri ve yoğun çalışmanın sonunda ortaya çıktığını da belirtmek istiyoruz. Böylesine kapsamlı bir kitabı Türk dilinde İslam kültürüne kazandırmak kolay olmamıştır. Kitabın yayımlanmasında gerek madd
gerekse manevi yönden her türlü desteği sağlayan yayın yönetmenimiz Şamil GÖK Beyefendi'ye, kitabın Türkçeye kazandırılmasındaki üstün gayret ve çabalarından dolayı mütercim M. Beşir ERYARSOY Beyefendi'ye ve kitabın hazırlık aşamasında emeği geçen diğer çalışanlara teşekkür ediyoruz.
Başta ve sonda ham d her zaman sadece A1lah'adır. O'nun kutlu Peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ashabına, ailesine ve onlara uyan her mü'mine de selam olsun.
Hadisler, dini hükümlerin Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci kaynağıdır.
Kur'an'ın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur, yeni hükümler koyar. Bu sebeple, hadisler olmaksızın, Allah'ın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet, büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında, Hz. Peygamber'in sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi, Kur' an ve Sünnet'i anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi, görüşlerini Kur'an ve Sünnet'e dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri, fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden, bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak, herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında, İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren, Ebu Hanife (ö.lS0), İmam Malik, (ö.179), İmam Şafil (ö.204), İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Ca'fer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil, aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta, onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O, bu kıymetli eserinde, yöntem olarak, Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi, ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış, ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri, gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş, ardından kendisinin, sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek, kaynaklardaki durumunu araştırarak, hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavi'nin bu kitabı, dini, kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara, bu konuda bir pencere açmakta, fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu, belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap, sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes, merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe, kişiliğinin de geliştiğini, bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bir fıkıh kitabından elde edilebilecek oldukça büyük bir kazanımdır. Bu gelişim süreci, aynı zamanda kitabın kendi alanında değer ve önemini gösteren en büyük şahittir.
Kitabın en önemli özelliklerinden biri, Hanefi mezhebine dair belli bir sistem dahilinde kaleme alınmış ilk kaynaklar arasında yer almasıdır. Müellifinin, Hanefi mezhebinin sistemleşmeye başladığı bir dönemde yaşamış olması bunda etkili olmuş görünmektedir. Kitabın bir diğer belirgin özelliği, birçok hadis ve fıkıh kaynağında bulunmayan, hükümlere dair pek çok hadis ve rivayeti içermesidir. Bu özellik, hadis kültürü açısından eserin fazladan bir zenginliğidir. Herhangi bir fıkhi meselenin hadisini burada bulabilmek mümkündür.
Şüphesiz böyle kısa bir takdimde, böylesine eşsiz bir hazineyi tanıtabilmek mümkün değildir. Gerek kitap gerekse yazarı hakkındaki ayrıntılı bilgi kitabın ilerleyen sayfalarında gelecektir. Kitabın mütercimi tarafından kaleme alınmış olan "İmam Ebu Ca'fer et-Tahavi Hayatı ve Eserleri" başlıklı bölüm, kitabın ve yazarın tanıtımına ayrılmıştır. Okuyucuya bu bölümü mutlaka okumasını tavsiye ediyoruz.
Bu sunuşta, kitabın büyük bir özveri ve yoğun çalışmanın sonunda ortaya çıktığını da belirtmek istiyoruz. Böylesine kapsamlı bir kitabı Türk dilinde İslam kültürüne kazandırmak kolay olmamıştır. Kitabın yayımlanmasında gerek madd
gerekse manevi yönden her türlü desteği sağlayan yayın yönetmenimiz Şamil GÖK Beyefendi'ye, kitabın Türkçeye kazandırılmasındaki üstün gayret ve çabalarından dolayı mütercim M. Beşir ERYARSOY Beyefendi'ye ve kitabın hazırlık aşamasında emeği geçen diğer çalışanlara teşekkür ediyoruz.
Başta ve sonda ham d her zaman sadece A1lah'adır. O'nun kutlu Peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ashabına, ailesine ve onlara uyan her mü'mine de selam olsun.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.