9786257046022
493516
https://www.turkishbooks.com/books/gurcistan-kaleleri-savas-sefer-ve-kale-organizasyonu-p493516.html
Gürcistan Kaleleri : Savaş Sefer ve Kale Organizasyonu
40.32
Kadim şehirler kendilerini düşman istilalarına karşı koruyabilmek amacıyla yerleşim bölgelerinin etrafını yüksek
surlarla çevirmiş ve kendilerine güvenlikli bir alan kurmaya çalışmışlardır. Hâkim ve stratejik öneme haiz bir bölge
üzerinde kurulan kalelerin tahkimatına, surlarının güçlü ve dayanıklı olmasına önem verilmiştir. Yöneticiler sahip
oldukları güçleri nispetinde kalelerde yeterli sayıda asker ve mühimmat bulundurarak istilacı kuvvetlere karşı gerekli
tedbirleri almaya çalışmışlardır. Zamanla kalelerin önemi gittikçe artmaya başlamış ve bulunduğu bölgeyi müdafaa
etmenin yanında çok farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Kaleler sefere çıkan ordunun toplanma merkezi, hareket
planının yapıldığı, ordunun ihtiyaç duyduğu mühimmatın depolandığı, silahların bakım ve onarımının gerçekleştiği
yerler haline gelmiştir. Ayrıca ileri uçtaki orduların iaşe ve lojistiğinin sağlamak, bozguna uğrayan ve geri çekilmek
zorunda kalan ordunun sığınağı olmak gibi pek çok işlevi yerine getirmiştir. Kalelerin stratejik konumlarına göre
fiziki yapıları da o ölçüde heybetli olmaktaydı. Kalenin etrafı iç ve dış surlar olmak üzere iki katmanlıydı. Surların
dışına da hendekler kazılmak suretiyle kalenin savunması daha da güçlendirilmekteydi.
Osmanlılar, Bizans sınırında Söğüt ve Domaniç de küçük bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkmışlardı. Ardından
Bizans topraklarına doğru genişleme siyasetini sistematik bir şekilde başlattılar. Karşılarında Bizans şehirlerinin
güçlü kaleleri bulunmaktaydı. Bu kaleler zamanla birer birer alındı. İstanbul surları güçlü toplar sayesinde fethedildi.
Osmanlı askeri gücü karşısında Avrupa, Kafkasya, Orta Doğu ve İran coğrafyasında bulunan kaleleler direnç
gösteremedi. Kale kuşatmalarında büyük tecrübelere sahip Osmanlı ordusu önemli başarılar elde etti. II. Viyana
kuşatması başarısızlıkla sonuçlansa da 18 yüzyılın ikinci çeyreğinde başlayan İran harplerinde önemli kaleler alındı. Safevi Devleti'nin hâkimiyeti altında bulunan stratejik konuma haiz Gürcistan kaleleri fethedildi. 1723 yılında Tiflis,
Gori, Tob-Karaağaç ve Akçekale Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Bu kalelerde Osmanlı askeri sınıflarına mensup
önemli birlikler bulunduruldu. İstanbul'dan ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yapan ve farklı askeri sınıflara
munsup birlikler bölgeye kaydırıldı. İstanbul, Trabzon, Erzurum ve Kars'tan askeri ve lojistik sevkiyatlar
gerçekleştirildi. Kalelerin tahkimatı sağlandı. Bölgede ortaya çıkan eşkıyalık hareketlerine karşı müdahaleler yapıldı.
Bölgenin kontrol edilmesiyle birlikte İran içlerine düzenlenen askeri harekâtlar da büyük başarılar elde edildi.
Osmanlı ordusunun lojistik ihtiyacının bir kısmı Gürcistan kalelerinden, şehir ve kasabalarından temin edildi. Safevi
Hükümdarı Afşarlı Nadir Şah'ın 1735 yılında Gürcistan kalelerini ele geçirmesine kadar kalelerde Osmanlı askeri
varlığı 12 yıl devam etmiştir.
surlarla çevirmiş ve kendilerine güvenlikli bir alan kurmaya çalışmışlardır. Hâkim ve stratejik öneme haiz bir bölge
üzerinde kurulan kalelerin tahkimatına, surlarının güçlü ve dayanıklı olmasına önem verilmiştir. Yöneticiler sahip
oldukları güçleri nispetinde kalelerde yeterli sayıda asker ve mühimmat bulundurarak istilacı kuvvetlere karşı gerekli
tedbirleri almaya çalışmışlardır. Zamanla kalelerin önemi gittikçe artmaya başlamış ve bulunduğu bölgeyi müdafaa
etmenin yanında çok farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Kaleler sefere çıkan ordunun toplanma merkezi, hareket
planının yapıldığı, ordunun ihtiyaç duyduğu mühimmatın depolandığı, silahların bakım ve onarımının gerçekleştiği
yerler haline gelmiştir. Ayrıca ileri uçtaki orduların iaşe ve lojistiğinin sağlamak, bozguna uğrayan ve geri çekilmek
zorunda kalan ordunun sığınağı olmak gibi pek çok işlevi yerine getirmiştir. Kalelerin stratejik konumlarına göre
fiziki yapıları da o ölçüde heybetli olmaktaydı. Kalenin etrafı iç ve dış surlar olmak üzere iki katmanlıydı. Surların
dışına da hendekler kazılmak suretiyle kalenin savunması daha da güçlendirilmekteydi.
Osmanlılar, Bizans sınırında Söğüt ve Domaniç de küçük bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkmışlardı. Ardından
Bizans topraklarına doğru genişleme siyasetini sistematik bir şekilde başlattılar. Karşılarında Bizans şehirlerinin
güçlü kaleleri bulunmaktaydı. Bu kaleler zamanla birer birer alındı. İstanbul surları güçlü toplar sayesinde fethedildi.
Osmanlı askeri gücü karşısında Avrupa, Kafkasya, Orta Doğu ve İran coğrafyasında bulunan kaleleler direnç
gösteremedi. Kale kuşatmalarında büyük tecrübelere sahip Osmanlı ordusu önemli başarılar elde etti. II. Viyana
kuşatması başarısızlıkla sonuçlansa da 18 yüzyılın ikinci çeyreğinde başlayan İran harplerinde önemli kaleler alındı. Safevi Devleti'nin hâkimiyeti altında bulunan stratejik konuma haiz Gürcistan kaleleri fethedildi. 1723 yılında Tiflis,
Gori, Tob-Karaağaç ve Akçekale Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Bu kalelerde Osmanlı askeri sınıflarına mensup
önemli birlikler bulunduruldu. İstanbul'dan ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yapan ve farklı askeri sınıflara
munsup birlikler bölgeye kaydırıldı. İstanbul, Trabzon, Erzurum ve Kars'tan askeri ve lojistik sevkiyatlar
gerçekleştirildi. Kalelerin tahkimatı sağlandı. Bölgede ortaya çıkan eşkıyalık hareketlerine karşı müdahaleler yapıldı.
Bölgenin kontrol edilmesiyle birlikte İran içlerine düzenlenen askeri harekâtlar da büyük başarılar elde edildi.
Osmanlı ordusunun lojistik ihtiyacının bir kısmı Gürcistan kalelerinden, şehir ve kasabalarından temin edildi. Safevi
Hükümdarı Afşarlı Nadir Şah'ın 1735 yılında Gürcistan kalelerini ele geçirmesine kadar kalelerde Osmanlı askeri
varlığı 12 yıl devam etmiştir.
Kadim şehirler kendilerini düşman istilalarına karşı koruyabilmek amacıyla yerleşim bölgelerinin etrafını yüksek
surlarla çevirmiş ve kendilerine güvenlikli bir alan kurmaya çalışmışlardır. Hâkim ve stratejik öneme haiz bir bölge
üzerinde kurulan kalelerin tahkimatına, surlarının güçlü ve dayanıklı olmasına önem verilmiştir. Yöneticiler sahip
oldukları güçleri nispetinde kalelerde yeterli sayıda asker ve mühimmat bulundurarak istilacı kuvvetlere karşı gerekli
tedbirleri almaya çalışmışlardır. Zamanla kalelerin önemi gittikçe artmaya başlamış ve bulunduğu bölgeyi müdafaa
etmenin yanında çok farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Kaleler sefere çıkan ordunun toplanma merkezi, hareket
planının yapıldığı, ordunun ihtiyaç duyduğu mühimmatın depolandığı, silahların bakım ve onarımının gerçekleştiği
yerler haline gelmiştir. Ayrıca ileri uçtaki orduların iaşe ve lojistiğinin sağlamak, bozguna uğrayan ve geri çekilmek
zorunda kalan ordunun sığınağı olmak gibi pek çok işlevi yerine getirmiştir. Kalelerin stratejik konumlarına göre
fiziki yapıları da o ölçüde heybetli olmaktaydı. Kalenin etrafı iç ve dış surlar olmak üzere iki katmanlıydı. Surların
dışına da hendekler kazılmak suretiyle kalenin savunması daha da güçlendirilmekteydi.
Osmanlılar, Bizans sınırında Söğüt ve Domaniç de küçük bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkmışlardı. Ardından
Bizans topraklarına doğru genişleme siyasetini sistematik bir şekilde başlattılar. Karşılarında Bizans şehirlerinin
güçlü kaleleri bulunmaktaydı. Bu kaleler zamanla birer birer alındı. İstanbul surları güçlü toplar sayesinde fethedildi.
Osmanlı askeri gücü karşısında Avrupa, Kafkasya, Orta Doğu ve İran coğrafyasında bulunan kaleleler direnç
gösteremedi. Kale kuşatmalarında büyük tecrübelere sahip Osmanlı ordusu önemli başarılar elde etti. II. Viyana
kuşatması başarısızlıkla sonuçlansa da 18 yüzyılın ikinci çeyreğinde başlayan İran harplerinde önemli kaleler alındı. Safevi Devleti'nin hâkimiyeti altında bulunan stratejik konuma haiz Gürcistan kaleleri fethedildi. 1723 yılında Tiflis,
Gori, Tob-Karaağaç ve Akçekale Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Bu kalelerde Osmanlı askeri sınıflarına mensup
önemli birlikler bulunduruldu. İstanbul'dan ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yapan ve farklı askeri sınıflara
munsup birlikler bölgeye kaydırıldı. İstanbul, Trabzon, Erzurum ve Kars'tan askeri ve lojistik sevkiyatlar
gerçekleştirildi. Kalelerin tahkimatı sağlandı. Bölgede ortaya çıkan eşkıyalık hareketlerine karşı müdahaleler yapıldı.
Bölgenin kontrol edilmesiyle birlikte İran içlerine düzenlenen askeri harekâtlar da büyük başarılar elde edildi.
Osmanlı ordusunun lojistik ihtiyacının bir kısmı Gürcistan kalelerinden, şehir ve kasabalarından temin edildi. Safevi
Hükümdarı Afşarlı Nadir Şah'ın 1735 yılında Gürcistan kalelerini ele geçirmesine kadar kalelerde Osmanlı askeri
varlığı 12 yıl devam etmiştir.
surlarla çevirmiş ve kendilerine güvenlikli bir alan kurmaya çalışmışlardır. Hâkim ve stratejik öneme haiz bir bölge
üzerinde kurulan kalelerin tahkimatına, surlarının güçlü ve dayanıklı olmasına önem verilmiştir. Yöneticiler sahip
oldukları güçleri nispetinde kalelerde yeterli sayıda asker ve mühimmat bulundurarak istilacı kuvvetlere karşı gerekli
tedbirleri almaya çalışmışlardır. Zamanla kalelerin önemi gittikçe artmaya başlamış ve bulunduğu bölgeyi müdafaa
etmenin yanında çok farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Kaleler sefere çıkan ordunun toplanma merkezi, hareket
planının yapıldığı, ordunun ihtiyaç duyduğu mühimmatın depolandığı, silahların bakım ve onarımının gerçekleştiği
yerler haline gelmiştir. Ayrıca ileri uçtaki orduların iaşe ve lojistiğinin sağlamak, bozguna uğrayan ve geri çekilmek
zorunda kalan ordunun sığınağı olmak gibi pek çok işlevi yerine getirmiştir. Kalelerin stratejik konumlarına göre
fiziki yapıları da o ölçüde heybetli olmaktaydı. Kalenin etrafı iç ve dış surlar olmak üzere iki katmanlıydı. Surların
dışına da hendekler kazılmak suretiyle kalenin savunması daha da güçlendirilmekteydi.
Osmanlılar, Bizans sınırında Söğüt ve Domaniç de küçük bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkmışlardı. Ardından
Bizans topraklarına doğru genişleme siyasetini sistematik bir şekilde başlattılar. Karşılarında Bizans şehirlerinin
güçlü kaleleri bulunmaktaydı. Bu kaleler zamanla birer birer alındı. İstanbul surları güçlü toplar sayesinde fethedildi.
Osmanlı askeri gücü karşısında Avrupa, Kafkasya, Orta Doğu ve İran coğrafyasında bulunan kaleleler direnç
gösteremedi. Kale kuşatmalarında büyük tecrübelere sahip Osmanlı ordusu önemli başarılar elde etti. II. Viyana
kuşatması başarısızlıkla sonuçlansa da 18 yüzyılın ikinci çeyreğinde başlayan İran harplerinde önemli kaleler alındı. Safevi Devleti'nin hâkimiyeti altında bulunan stratejik konuma haiz Gürcistan kaleleri fethedildi. 1723 yılında Tiflis,
Gori, Tob-Karaağaç ve Akçekale Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Bu kalelerde Osmanlı askeri sınıflarına mensup
önemli birlikler bulunduruldu. İstanbul'dan ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yapan ve farklı askeri sınıflara
munsup birlikler bölgeye kaydırıldı. İstanbul, Trabzon, Erzurum ve Kars'tan askeri ve lojistik sevkiyatlar
gerçekleştirildi. Kalelerin tahkimatı sağlandı. Bölgede ortaya çıkan eşkıyalık hareketlerine karşı müdahaleler yapıldı.
Bölgenin kontrol edilmesiyle birlikte İran içlerine düzenlenen askeri harekâtlar da büyük başarılar elde edildi.
Osmanlı ordusunun lojistik ihtiyacının bir kısmı Gürcistan kalelerinden, şehir ve kasabalarından temin edildi. Safevi
Hükümdarı Afşarlı Nadir Şah'ın 1735 yılında Gürcistan kalelerini ele geçirmesine kadar kalelerde Osmanlı askeri
varlığı 12 yıl devam etmiştir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.