9789756179420
129990
https://www.turkishbooks.com/books/gundke-dono-p129990.html
Gundkê Dono
3.333
Gazeteci-yazar Mahmut Baksi, 1944 yılında Batmanın Hezo (Kozluk) ilçesine bağlı Suphi köyünde doğdu. Mahmut Baksi, Suphi köyünde geçen çocukluk ve gençlik yıllarını şu şekilde anlatmıştı: Ben, 1944 yılında Garzan Nehrinin kıyısında, Batmanın Kozluk ilçesine bağlı Suphi Köyünde, Garzanın gürültüsüyle gözlerimi açmışım dünyaya. O gün bugündür Garzan Nehrinin güzelliğini hep yüreğimde taşırım... Garzan, salt bir nehir olmakla yetinmez, kendi yatağında göller de oluşturur. Menekşe Gölü de bunlardan biridir. Göl adeta menekşe gözlerle seyreder dünyayı. O gölde yakalanan balığın tadına doyum olmaz. Menekşe Gölünün etrafına taşan altın renkli ince kumlar, adeta bir kadın saçı zerafetiyle dökülür omuzlarına gölün. Benim çocukluğum ve ilk gençlik çağlarım işte böylesi doğa harikaları içinde geçti.
Dicle Öğretmen Okulundaki öğrenimini tamamlayamadan okulu terk etmek zorunda kaldı. Gazeteciliğe 1967 yılında Batman Gazetesinde başladı. 1968 yılında Türkiye İşçi Partisi (TİP) Batman ilçe başkanı oldu. Aynı sene DİSKte aktif olarak sendikacılık yapmaya başladı. 1969 yılında Mezra Botan adlı ilk romanı çıktı. Bir sene sonra da, bir yazısından dolayı 7,5 sene hapis cezasına çarptırılan Türk komünist Şadi Akkılıçla ilgili Şadi Akkılıç Davası adlı kitabı yayınlandı. Her iki kitap da yasaklandı ve 1970 yılında kitaplarından dolayı ve Kürtçülük yaptığı gerekçesiyle yargılandı. Hakkında 15 yıl hapis istenen Baksi, bunun üzerine sürgüne gitti. Bu sürgünün ölümü ile biteceğini bilemezdi elbette.
1970 yılının Ağustos ayında Almanyaya çıkış yapmak zorunda kalan Baksi, bir sene sonra da İsveçe geçti. Burada gazeteciliği ve yazarlığı sürdüren Baksi, 22 yıl boyunca aralıksız olarak İsveçin saygın gazetesi Aftonbladette gazetecilik ve köşe yazarlığı yaptı. Aynı zamanda İsveçteki birçok gazete ve dergide haber, röportaj ve köşe yazarlığı yaptı, İsveç televizyonlarına çocuk programları hazırladı.
Mahmut Baksi, 56 yıllık yaşamında 22 kitap kaleme aldı. Buı kitapları başta Avrupa dilleri olmak üzere 10 dile çevrildi. 1978 yılında Zarokên Îhsan adlı kitabı İsveçte Kürtçe olarak Kültür Bakanlığı desteğiyle yayınlandı. Bu kitap daha sonra İsveç okullarında Kürtçe eğitim gören Kürt çocukları için tercih edilerek okutulmaya başlandı. Bu kitabı aynı zamanda Kuzey Kürtleri içinde Kürtçe ve latin alfabesiyle yayınlanan ilk çocuk kitabı. İsveç Kültür Bakanlığı desteğiyle bir sene sonra Keça Kurd Zozan adlı romanı Kürtçe yayınlanıp, İsveççeye çevrildi ve üç bölüm olarak İsveç televizyonlarında çizgi film olarak gösterildi. Bu, Kürt yayıncılık tarihinde ilk çizgi filmdir. Bu film, 1986 yılında Kürtçenin Kurmanci ve Sorani lehçelerinde televizyonlarda gösterildi.
1984 yılında Hêlîn adlı Kürtçe romanı çıktı. Mahmut Baksi bu romanı ile birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Birçok Avrupalı eleştirmen bu romanı ilk Modern Kürt Romanı olarak adlandırdı. 1988 yılında Lawkê Xerzî ve Gundikê Dono adlı Kürtçe romanları yayınlandı. Baksi, Kürtçe diliyle kaleme aldığı bu kitapların yanısıra çok sayıda Türkçe kitaba da imza attı.
Mahmut Baksiyi anarken, üzerinde durulması gereken en temel özelliklerinden veyahut yaşarken yaratıp geriye bıraktığı değerler arasında öne çıkan en temel mirası belki de Kürtçe edebiyatına katkısıdır. Son romanı Serhildana Mala Elîye Unis böyle bir miras. Ve bu modern Kürt edebiyat tutkusunu kendisiyle paylaşan, sürgünü aynı topraklarda yaşayan dostu Mehmed Uzuna bırakıyoruz sözü: Sana şunu söyleyeyim; bu roman çok acılı ve trajik bir yaşamın olağanüstü finali. O kadar güzel yazılmış ki. Her satırında senin ve çok özlediğin ana-baba toprakları, Garzanın asi ve vakkar kokusu var. Utanmaz zalimlerin durmadan rencide ettiği o Kürt dili bu romanda nasıl da berrak, canlı, zengin ve dinamik. Ya romanda anlattığın Kürt tarihinin o unutulmaz öyküleri' Çektiğin acılarla o çok acı tarihin sayfalarını nasıl da mükemmel bir biçimde birleştirmişsin... O insani sıcak duygular, korkunç olaylar, çekilen acılar ve dengbêjlerin nağmeleriyle govende durmuş dil... Sana özgü, eserlerinden bildiğimiz o yumuşak, duru, sıcak dil. Garzanın ele avuca sığmaz asi çocuğuna tam da bu yakışırdı; hepimizin ruhunu terbiye eden ve ortak hafızamızı oluşturan sözlü kültür mirasımızın önemli bir parçası olan Asi Garzanın destanını yazmak. Asi insanların müthiş direnişini romanlaştırmak...
Mahmut Baksi 19 Aralık 2000 akşamı 25 yıl boyunca yaşadığı İsveçin başkenti Stockholmde böbrek yetmezliğinden dolayı yaşamını yitirdi. 4 Ocak 2001 günü vasiyeti üzerine Diyarbakırda toprağa verildi. On binlerce insan Baksiyi son yolculuğuna uğurladı. Vasiyetinde bütün arşivini Stockholm Kürt Enstitüsüne bağışladı.
Gazeteci-yazar Mahmut Baksi, 1944 yılında Batmanın Hezo (Kozluk) ilçesine bağlı Suphi köyünde doğdu. Mahmut Baksi, Suphi köyünde geçen çocukluk ve gençlik yıllarını şu şekilde anlatmıştı: Ben, 1944 yılında Garzan Nehrinin kıyısında, Batmanın Kozluk ilçesine bağlı Suphi Köyünde, Garzanın gürültüsüyle gözlerimi açmışım dünyaya. O gün bugündür Garzan Nehrinin güzelliğini hep yüreğimde taşırım... Garzan, salt bir nehir olmakla yetinmez, kendi yatağında göller de oluşturur. Menekşe Gölü de bunlardan biridir. Göl adeta menekşe gözlerle seyreder dünyayı. O gölde yakalanan balığın tadına doyum olmaz. Menekşe Gölünün etrafına taşan altın renkli ince kumlar, adeta bir kadın saçı zerafetiyle dökülür omuzlarına gölün. Benim çocukluğum ve ilk gençlik çağlarım işte böylesi doğa harikaları içinde geçti.
Dicle Öğretmen Okulundaki öğrenimini tamamlayamadan okulu terk etmek zorunda kaldı. Gazeteciliğe 1967 yılında Batman Gazetesinde başladı. 1968 yılında Türkiye İşçi Partisi (TİP) Batman ilçe başkanı oldu. Aynı sene DİSKte aktif olarak sendikacılık yapmaya başladı. 1969 yılında Mezra Botan adlı ilk romanı çıktı. Bir sene sonra da, bir yazısından dolayı 7,5 sene hapis cezasına çarptırılan Türk komünist Şadi Akkılıçla ilgili Şadi Akkılıç Davası adlı kitabı yayınlandı. Her iki kitap da yasaklandı ve 1970 yılında kitaplarından dolayı ve Kürtçülük yaptığı gerekçesiyle yargılandı. Hakkında 15 yıl hapis istenen Baksi, bunun üzerine sürgüne gitti. Bu sürgünün ölümü ile biteceğini bilemezdi elbette.
1970 yılının Ağustos ayında Almanyaya çıkış yapmak zorunda kalan Baksi, bir sene sonra da İsveçe geçti. Burada gazeteciliği ve yazarlığı sürdüren Baksi, 22 yıl boyunca aralıksız olarak İsveçin saygın gazetesi Aftonbladette gazetecilik ve köşe yazarlığı yaptı. Aynı zamanda İsveçteki birçok gazete ve dergide haber, röportaj ve köşe yazarlığı yaptı, İsveç televizyonlarına çocuk programları hazırladı.
Mahmut Baksi, 56 yıllık yaşamında 22 kitap kaleme aldı. Buı kitapları başta Avrupa dilleri olmak üzere 10 dile çevrildi. 1978 yılında Zarokên Îhsan adlı kitabı İsveçte Kürtçe olarak Kültür Bakanlığı desteğiyle yayınlandı. Bu kitap daha sonra İsveç okullarında Kürtçe eğitim gören Kürt çocukları için tercih edilerek okutulmaya başlandı. Bu kitabı aynı zamanda Kuzey Kürtleri içinde Kürtçe ve latin alfabesiyle yayınlanan ilk çocuk kitabı. İsveç Kültür Bakanlığı desteğiyle bir sene sonra Keça Kurd Zozan adlı romanı Kürtçe yayınlanıp, İsveççeye çevrildi ve üç bölüm olarak İsveç televizyonlarında çizgi film olarak gösterildi. Bu, Kürt yayıncılık tarihinde ilk çizgi filmdir. Bu film, 1986 yılında Kürtçenin Kurmanci ve Sorani lehçelerinde televizyonlarda gösterildi.
1984 yılında Hêlîn adlı Kürtçe romanı çıktı. Mahmut Baksi bu romanı ile birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Birçok Avrupalı eleştirmen bu romanı ilk Modern Kürt Romanı olarak adlandırdı. 1988 yılında Lawkê Xerzî ve Gundikê Dono adlı Kürtçe romanları yayınlandı. Baksi, Kürtçe diliyle kaleme aldığı bu kitapların yanısıra çok sayıda Türkçe kitaba da imza attı.
Mahmut Baksiyi anarken, üzerinde durulması gereken en temel özelliklerinden veyahut yaşarken yaratıp geriye bıraktığı değerler arasında öne çıkan en temel mirası belki de Kürtçe edebiyatına katkısıdır. Son romanı Serhildana Mala Elîye Unis böyle bir miras. Ve bu modern Kürt edebiyat tutkusunu kendisiyle paylaşan, sürgünü aynı topraklarda yaşayan dostu Mehmed Uzuna bırakıyoruz sözü: Sana şunu söyleyeyim; bu roman çok acılı ve trajik bir yaşamın olağanüstü finali. O kadar güzel yazılmış ki. Her satırında senin ve çok özlediğin ana-baba toprakları, Garzanın asi ve vakkar kokusu var. Utanmaz zalimlerin durmadan rencide ettiği o Kürt dili bu romanda nasıl da berrak, canlı, zengin ve dinamik. Ya romanda anlattığın Kürt tarihinin o unutulmaz öyküleri' Çektiğin acılarla o çok acı tarihin sayfalarını nasıl da mükemmel bir biçimde birleştirmişsin... O insani sıcak duygular, korkunç olaylar, çekilen acılar ve dengbêjlerin nağmeleriyle govende durmuş dil... Sana özgü, eserlerinden bildiğimiz o yumuşak, duru, sıcak dil. Garzanın ele avuca sığmaz asi çocuğuna tam da bu yakışırdı; hepimizin ruhunu terbiye eden ve ortak hafızamızı oluşturan sözlü kültür mirasımızın önemli bir parçası olan Asi Garzanın destanını yazmak. Asi insanların müthiş direnişini romanlaştırmak...
Mahmut Baksi 19 Aralık 2000 akşamı 25 yıl boyunca yaşadığı İsveçin başkenti Stockholmde böbrek yetmezliğinden dolayı yaşamını yitirdi. 4 Ocak 2001 günü vasiyeti üzerine Diyarbakırda toprağa verildi. On binlerce insan Baksiyi son yolculuğuna uğurladı. Vasiyetinde bütün arşivini Stockholm Kürt Enstitüsüne bağışladı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.