9789750826269
374426
https://www.turkishbooks.com/books/goethe-oleyaziyor-p374426.html
Goethe Öleyazıyor
2.4
(...) Ülkem hep sapkın bir çoraklık ve korkunç bir duyarsızlık olarak göründü bana. Sadece gri, kötürüm şehirler ve insanı yıldıran bu manzara içinde hain ve yalancı ve alçak insanlar. Bu şehirleri öyle kötürümleştiren, bu toprağı o kadar çoraklaştıran, bu insanları o kadar hain ve alçak yapan ne idi, anlaşılamıyordu. Manzara da insan kadar haindi, öyle kötürüm, öyle alçak, o da beriki gibi tamamen, ölümüne yıldırıcı, açık söylemek gerekirse (...)
(Alev Alev Yandı, Kül Oldu. Sabık Bir Arkadaşa Gezi Raporu adlı öyküden)
Edebi öfkenin çocuksuz babalarından Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe Öleyazıyorda da aynı ısrar, dirençle işliyor, trajik anlar ve komik durumları ustaca bir ironiyle yazınsallaştırıyor.
Goethe Öleyazıyorda, Thomas Bernhardın belirli bir dönemde yazdığı (ilk olarak seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü, başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor.
Goethe Öleyazıyor başlıklı ilk öykü anakronik biçimde, ünlü Alman yazın ustası Johann Wolfgang von Goethenin ölüm günü olan yirmi iki martta, Avusturyalı felsefeci Ludwig Wittgensteinla yüz yüze tanışma isteğini üçüncü kişiler aracılığıyla aktaran, ironik bir üslupla Goethenin diline de öykünen ve onu hicveden bir öykü. Anne baba ile çocuk arasında yaşanan çatışmayı, yarayı işaretleyerek anlatma yolunu seçen Montaigne ve Yeniden Görüşme başlıklı öyküler çocuğun gözünden, anne babaya duyulan öfkenin dışavurumu olarak da okunabilecek birer taşlama. Alev Alev Yandı... öyküsünde ben-anlatıcının ülkesi Avusturya ile yaşadığı gelgitli ilişki kısa ve öz biçimde rapor ediliyor.
Bu dört öyküden oluşan toplamda yer alan iki uzun öyküden ilki Goethe Öleyazıyor anakronizmi ve üslubundaki olağanüstü hicvetme başarısıyla öne çıkarken, Yeniden Görüşme başlıklı öbür uzun öykü de bütün yapıtında aile temasından hemen hiç kopmayan Thomas Bernhardın öyküleri arasında bir doruk sayılabilir.
Fatih Özgüvenin yetkin çevirisiyle Goethe Öleyazıyor, biçem ustası ve kara hikâye anlatıcısı Thomas Bernhardı bütün sadeliğiyle okuyabilmek için kısa metrajlı ama heyecan verici bir patika.
(Alev Alev Yandı, Kül Oldu. Sabık Bir Arkadaşa Gezi Raporu adlı öyküden)
Edebi öfkenin çocuksuz babalarından Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe Öleyazıyorda da aynı ısrar, dirençle işliyor, trajik anlar ve komik durumları ustaca bir ironiyle yazınsallaştırıyor.
Goethe Öleyazıyorda, Thomas Bernhardın belirli bir dönemde yazdığı (ilk olarak seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü, başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor.
Goethe Öleyazıyor başlıklı ilk öykü anakronik biçimde, ünlü Alman yazın ustası Johann Wolfgang von Goethenin ölüm günü olan yirmi iki martta, Avusturyalı felsefeci Ludwig Wittgensteinla yüz yüze tanışma isteğini üçüncü kişiler aracılığıyla aktaran, ironik bir üslupla Goethenin diline de öykünen ve onu hicveden bir öykü. Anne baba ile çocuk arasında yaşanan çatışmayı, yarayı işaretleyerek anlatma yolunu seçen Montaigne ve Yeniden Görüşme başlıklı öyküler çocuğun gözünden, anne babaya duyulan öfkenin dışavurumu olarak da okunabilecek birer taşlama. Alev Alev Yandı... öyküsünde ben-anlatıcının ülkesi Avusturya ile yaşadığı gelgitli ilişki kısa ve öz biçimde rapor ediliyor.
Bu dört öyküden oluşan toplamda yer alan iki uzun öyküden ilki Goethe Öleyazıyor anakronizmi ve üslubundaki olağanüstü hicvetme başarısıyla öne çıkarken, Yeniden Görüşme başlıklı öbür uzun öykü de bütün yapıtında aile temasından hemen hiç kopmayan Thomas Bernhardın öyküleri arasında bir doruk sayılabilir.
Fatih Özgüvenin yetkin çevirisiyle Goethe Öleyazıyor, biçem ustası ve kara hikâye anlatıcısı Thomas Bernhardı bütün sadeliğiyle okuyabilmek için kısa metrajlı ama heyecan verici bir patika.
(...) Ülkem hep sapkın bir çoraklık ve korkunç bir duyarsızlık olarak göründü bana. Sadece gri, kötürüm şehirler ve insanı yıldıran bu manzara içinde hain ve yalancı ve alçak insanlar. Bu şehirleri öyle kötürümleştiren, bu toprağı o kadar çoraklaştıran, bu insanları o kadar hain ve alçak yapan ne idi, anlaşılamıyordu. Manzara da insan kadar haindi, öyle kötürüm, öyle alçak, o da beriki gibi tamamen, ölümüne yıldırıcı, açık söylemek gerekirse (...)
(Alev Alev Yandı, Kül Oldu. Sabık Bir Arkadaşa Gezi Raporu adlı öyküden)
Edebi öfkenin çocuksuz babalarından Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe Öleyazıyorda da aynı ısrar, dirençle işliyor, trajik anlar ve komik durumları ustaca bir ironiyle yazınsallaştırıyor.
Goethe Öleyazıyorda, Thomas Bernhardın belirli bir dönemde yazdığı (ilk olarak seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü, başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor.
Goethe Öleyazıyor başlıklı ilk öykü anakronik biçimde, ünlü Alman yazın ustası Johann Wolfgang von Goethenin ölüm günü olan yirmi iki martta, Avusturyalı felsefeci Ludwig Wittgensteinla yüz yüze tanışma isteğini üçüncü kişiler aracılığıyla aktaran, ironik bir üslupla Goethenin diline de öykünen ve onu hicveden bir öykü. Anne baba ile çocuk arasında yaşanan çatışmayı, yarayı işaretleyerek anlatma yolunu seçen Montaigne ve Yeniden Görüşme başlıklı öyküler çocuğun gözünden, anne babaya duyulan öfkenin dışavurumu olarak da okunabilecek birer taşlama. Alev Alev Yandı... öyküsünde ben-anlatıcının ülkesi Avusturya ile yaşadığı gelgitli ilişki kısa ve öz biçimde rapor ediliyor.
Bu dört öyküden oluşan toplamda yer alan iki uzun öyküden ilki Goethe Öleyazıyor anakronizmi ve üslubundaki olağanüstü hicvetme başarısıyla öne çıkarken, Yeniden Görüşme başlıklı öbür uzun öykü de bütün yapıtında aile temasından hemen hiç kopmayan Thomas Bernhardın öyküleri arasında bir doruk sayılabilir.
Fatih Özgüvenin yetkin çevirisiyle Goethe Öleyazıyor, biçem ustası ve kara hikâye anlatıcısı Thomas Bernhardı bütün sadeliğiyle okuyabilmek için kısa metrajlı ama heyecan verici bir patika.
(Alev Alev Yandı, Kül Oldu. Sabık Bir Arkadaşa Gezi Raporu adlı öyküden)
Edebi öfkenin çocuksuz babalarından Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe Öleyazıyorda da aynı ısrar, dirençle işliyor, trajik anlar ve komik durumları ustaca bir ironiyle yazınsallaştırıyor.
Goethe Öleyazıyorda, Thomas Bernhardın belirli bir dönemde yazdığı (ilk olarak seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü, başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor.
Goethe Öleyazıyor başlıklı ilk öykü anakronik biçimde, ünlü Alman yazın ustası Johann Wolfgang von Goethenin ölüm günü olan yirmi iki martta, Avusturyalı felsefeci Ludwig Wittgensteinla yüz yüze tanışma isteğini üçüncü kişiler aracılığıyla aktaran, ironik bir üslupla Goethenin diline de öykünen ve onu hicveden bir öykü. Anne baba ile çocuk arasında yaşanan çatışmayı, yarayı işaretleyerek anlatma yolunu seçen Montaigne ve Yeniden Görüşme başlıklı öyküler çocuğun gözünden, anne babaya duyulan öfkenin dışavurumu olarak da okunabilecek birer taşlama. Alev Alev Yandı... öyküsünde ben-anlatıcının ülkesi Avusturya ile yaşadığı gelgitli ilişki kısa ve öz biçimde rapor ediliyor.
Bu dört öyküden oluşan toplamda yer alan iki uzun öyküden ilki Goethe Öleyazıyor anakronizmi ve üslubundaki olağanüstü hicvetme başarısıyla öne çıkarken, Yeniden Görüşme başlıklı öbür uzun öykü de bütün yapıtında aile temasından hemen hiç kopmayan Thomas Bernhardın öyküleri arasında bir doruk sayılabilir.
Fatih Özgüvenin yetkin çevirisiyle Goethe Öleyazıyor, biçem ustası ve kara hikâye anlatıcısı Thomas Bernhardı bütün sadeliğiyle okuyabilmek için kısa metrajlı ama heyecan verici bir patika.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.