9786257014380
492352
https://www.turkishbooks.com/books/gezgin-dervisin-kamburu-p492352.html
Gezgin Dervişin Kamburu Risale-i Dürriye
4.32
Bir derviş 12 yüzyılda Afganistan'dan yola çıksa yürüye yürüye kaçıncı yüzyıla varır? Kalbinde
bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir?
İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin
yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade
de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi.
Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek
parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye
bir şey var mıdır?
Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla,
benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan
kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda
yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların
arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir?
Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an"
dediğin anda...
bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir?
İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin
yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade
de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi.
Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek
parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye
bir şey var mıdır?
Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla,
benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan
kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda
yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların
arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir?
Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an"
dediğin anda...
Bir derviş 12 yüzyılda Afganistan'dan yola çıksa yürüye yürüye kaçıncı yüzyıla varır? Kalbinde
bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir?
İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin
yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade
de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi.
Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek
parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye
bir şey var mıdır?
Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla,
benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan
kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda
yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların
arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir?
Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an"
dediğin anda...
bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir?
İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin
yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade
de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi.
Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek
parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye
bir şey var mıdır?
Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla,
benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan
kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda
yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların
arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir?
Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an"
dediğin anda...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.