9786052048139
591400
https://www.turkishbooks.com/books/gazi-mustafa-kemal-ataturk-p591400.html
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
12.222
...Sihirli bir çomakla dokunulmuş gibi, salonda
birdenbire sesler kesildi. Atatürk Büyükelçi'ye şöyle
diyordu:
-Sayın Büyükelçi, ben öteden beri Fransız milletinin
samimi takdirkârıyım. 1789 ihtilalinin ortaya
koyduğu yüksek prensiplerin mana ve değerini her
zaman takdir etmişimdir. Milletinize karşı
duygularım dostçadır. Ölüm karşısında kahraman
ordunuzun gösterdiği cesareti Çanakkale'de bizzat
gördüm. Size dostluk elimi uzatmak istiyorum. Fransa
da benim dostluğumun önemini, kıymetini bilmeli ve
aynı duygularla bana dostluk elini uzatmalıdır. Bu
gece burada seçkin devlet adamlarının temsil ettiği
Balkan ve Sadabad Paktı devletlerinin dostlukları
arasındayız. Bu bizim için şerefli, kıymetli bir
kazançtır. Sayın Büyükelçi, ben toprak çoğaltma
meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur.
Ancak, antlaşmalara saygılı olmanın ve onların
koyduğu hükümlere uymanın lüzumuna inanıyorum.
Sizinle açık konuşuyorum: Ben Hatay'ı almadan
yaşayamam! Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden
milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım! Milletim
benim sözüme inanır. Vaadimi yerine getirmezsem
O'nun yüzüne bakamam, karsısına çıkamam, yerimde
kalamam! Sayın Büyükelçi, ben bugüne kadar hiç
mağlup olmadım. Bundan sonra da hiçbir kuvvet
karşısında yenilemem, yenilirsem bir dakika
yaşayamam! Bunu böylece bilerek ve milletime
verdiğim sözü mutlaka yerine getireceğime inanarak,
benim dostluğumu lütfen teyit ediniz Ekselans
Ambasadör! Atatürk bir süre durdu. Fransa Elçisi
şaşkınlıktan ne cevap vereceğini kestiremiyordu.
Atatürk, yanında oturan İngiltere Büyükelçisi'nin
omuzunu okşadı: "Bakınız, muhterem İngiliz
meslektaşınız benim bütün düşüncelerimi çok iyi
anladı, benimle tam dost oldu. Ben sizinle de aynı
samimiyet ve anlayış içinde dost olmak istiyorum.
Şerefinize ekselans!"
birdenbire sesler kesildi. Atatürk Büyükelçi'ye şöyle
diyordu:
-Sayın Büyükelçi, ben öteden beri Fransız milletinin
samimi takdirkârıyım. 1789 ihtilalinin ortaya
koyduğu yüksek prensiplerin mana ve değerini her
zaman takdir etmişimdir. Milletinize karşı
duygularım dostçadır. Ölüm karşısında kahraman
ordunuzun gösterdiği cesareti Çanakkale'de bizzat
gördüm. Size dostluk elimi uzatmak istiyorum. Fransa
da benim dostluğumun önemini, kıymetini bilmeli ve
aynı duygularla bana dostluk elini uzatmalıdır. Bu
gece burada seçkin devlet adamlarının temsil ettiği
Balkan ve Sadabad Paktı devletlerinin dostlukları
arasındayız. Bu bizim için şerefli, kıymetli bir
kazançtır. Sayın Büyükelçi, ben toprak çoğaltma
meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur.
Ancak, antlaşmalara saygılı olmanın ve onların
koyduğu hükümlere uymanın lüzumuna inanıyorum.
Sizinle açık konuşuyorum: Ben Hatay'ı almadan
yaşayamam! Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden
milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım! Milletim
benim sözüme inanır. Vaadimi yerine getirmezsem
O'nun yüzüne bakamam, karsısına çıkamam, yerimde
kalamam! Sayın Büyükelçi, ben bugüne kadar hiç
mağlup olmadım. Bundan sonra da hiçbir kuvvet
karşısında yenilemem, yenilirsem bir dakika
yaşayamam! Bunu böylece bilerek ve milletime
verdiğim sözü mutlaka yerine getireceğime inanarak,
benim dostluğumu lütfen teyit ediniz Ekselans
Ambasadör! Atatürk bir süre durdu. Fransa Elçisi
şaşkınlıktan ne cevap vereceğini kestiremiyordu.
Atatürk, yanında oturan İngiltere Büyükelçisi'nin
omuzunu okşadı: "Bakınız, muhterem İngiliz
meslektaşınız benim bütün düşüncelerimi çok iyi
anladı, benimle tam dost oldu. Ben sizinle de aynı
samimiyet ve anlayış içinde dost olmak istiyorum.
Şerefinize ekselans!"
...Sihirli bir çomakla dokunulmuş gibi, salonda
birdenbire sesler kesildi. Atatürk Büyükelçi'ye şöyle
diyordu:
-Sayın Büyükelçi, ben öteden beri Fransız milletinin
samimi takdirkârıyım. 1789 ihtilalinin ortaya
koyduğu yüksek prensiplerin mana ve değerini her
zaman takdir etmişimdir. Milletinize karşı
duygularım dostçadır. Ölüm karşısında kahraman
ordunuzun gösterdiği cesareti Çanakkale'de bizzat
gördüm. Size dostluk elimi uzatmak istiyorum. Fransa
da benim dostluğumun önemini, kıymetini bilmeli ve
aynı duygularla bana dostluk elini uzatmalıdır. Bu
gece burada seçkin devlet adamlarının temsil ettiği
Balkan ve Sadabad Paktı devletlerinin dostlukları
arasındayız. Bu bizim için şerefli, kıymetli bir
kazançtır. Sayın Büyükelçi, ben toprak çoğaltma
meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur.
Ancak, antlaşmalara saygılı olmanın ve onların
koyduğu hükümlere uymanın lüzumuna inanıyorum.
Sizinle açık konuşuyorum: Ben Hatay'ı almadan
yaşayamam! Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden
milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım! Milletim
benim sözüme inanır. Vaadimi yerine getirmezsem
O'nun yüzüne bakamam, karsısına çıkamam, yerimde
kalamam! Sayın Büyükelçi, ben bugüne kadar hiç
mağlup olmadım. Bundan sonra da hiçbir kuvvet
karşısında yenilemem, yenilirsem bir dakika
yaşayamam! Bunu böylece bilerek ve milletime
verdiğim sözü mutlaka yerine getireceğime inanarak,
benim dostluğumu lütfen teyit ediniz Ekselans
Ambasadör! Atatürk bir süre durdu. Fransa Elçisi
şaşkınlıktan ne cevap vereceğini kestiremiyordu.
Atatürk, yanında oturan İngiltere Büyükelçisi'nin
omuzunu okşadı: "Bakınız, muhterem İngiliz
meslektaşınız benim bütün düşüncelerimi çok iyi
anladı, benimle tam dost oldu. Ben sizinle de aynı
samimiyet ve anlayış içinde dost olmak istiyorum.
Şerefinize ekselans!"
birdenbire sesler kesildi. Atatürk Büyükelçi'ye şöyle
diyordu:
-Sayın Büyükelçi, ben öteden beri Fransız milletinin
samimi takdirkârıyım. 1789 ihtilalinin ortaya
koyduğu yüksek prensiplerin mana ve değerini her
zaman takdir etmişimdir. Milletinize karşı
duygularım dostçadır. Ölüm karşısında kahraman
ordunuzun gösterdiği cesareti Çanakkale'de bizzat
gördüm. Size dostluk elimi uzatmak istiyorum. Fransa
da benim dostluğumun önemini, kıymetini bilmeli ve
aynı duygularla bana dostluk elini uzatmalıdır. Bu
gece burada seçkin devlet adamlarının temsil ettiği
Balkan ve Sadabad Paktı devletlerinin dostlukları
arasındayız. Bu bizim için şerefli, kıymetli bir
kazançtır. Sayın Büyükelçi, ben toprak çoğaltma
meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur.
Ancak, antlaşmalara saygılı olmanın ve onların
koyduğu hükümlere uymanın lüzumuna inanıyorum.
Sizinle açık konuşuyorum: Ben Hatay'ı almadan
yaşayamam! Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden
milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım! Milletim
benim sözüme inanır. Vaadimi yerine getirmezsem
O'nun yüzüne bakamam, karsısına çıkamam, yerimde
kalamam! Sayın Büyükelçi, ben bugüne kadar hiç
mağlup olmadım. Bundan sonra da hiçbir kuvvet
karşısında yenilemem, yenilirsem bir dakika
yaşayamam! Bunu böylece bilerek ve milletime
verdiğim sözü mutlaka yerine getireceğime inanarak,
benim dostluğumu lütfen teyit ediniz Ekselans
Ambasadör! Atatürk bir süre durdu. Fransa Elçisi
şaşkınlıktan ne cevap vereceğini kestiremiyordu.
Atatürk, yanında oturan İngiltere Büyükelçisi'nin
omuzunu okşadı: "Bakınız, muhterem İngiliz
meslektaşınız benim bütün düşüncelerimi çok iyi
anladı, benimle tam dost oldu. Ben sizinle de aynı
samimiyet ve anlayış içinde dost olmak istiyorum.
Şerefinize ekselans!"
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.