Fütüvvetnameler, XIII-XVI. yy Anadolu´sunda, büyük şehirlerden taşradaki köylere kadar yayılan, şehir halkıyla beraber göçebe ve yarı göçebe halka da hitap eden fütüvvet-ahi teşkilatının görüş, inanç ve yaşayışlarını yansıtan el kitaplarıdır. Dolayısıyla Anadolu dini tarihine dair ilk el bilgileri bize sağlayan önemli kaynaklardandır. Ahi teşkilatının gelişim ve değişimine bağlı olarak bu eserlerin muhtevalarında benzer değişiklikler olmuştur. Buna bağlı olarak Mevlevi, Rufai Bektaşi dervişleri tarafından çeşitli Fütüvvetnameler kaleme alınmıştır. Fütüvvetname-i Ca´fer-i Sadık da bu şekilde kaleme alınan, içeriğinden Bektaşilere ait olduğu anlaşılan bir eserdir. Ancak benzerlerinden farklı olarak, örneklerine Kızlbaş' Alevi kültüründe rastladığımız şekilde İmam Ca´fer-i Sadık´a nispet edilerek adlandırılmıştı. Eserin bilinen tek nüshasının ele alınarak yapılan bu çalışmada öncelikle eserin tanıtılıp bilim dünyasına kazandırma amaçlanmıştır. Eserin tam metni transkribe ve Latinize edilmiştir. Araştırmacılar için kolaylık olması düşünülerek eserin orijinal sayfaları kitapta yer almıştır. Eserin diğer bilinen Fütüvvetnamelerle ve Alevi el kitabı olan buyruklarla mukayesinin yapıldığı bu çalışmanın okurlar için kullanım kolaylığı sağlayacağı düşünülerek günümüz Türkçesine sadeleştirmesi de yapılmıştır.
Fütüvvetnameler, XIII-XVI. yy Anadolu´sunda, büyük şehirlerden taşradaki köylere kadar yayılan, şehir halkıyla beraber göçebe ve yarı göçebe halka da hitap eden fütüvvet-ahi teşkilatının görüş, inanç ve yaşayışlarını yansıtan el kitaplarıdır. Dolayısıyla Anadolu dini tarihine dair ilk el bilgileri bize sağlayan önemli kaynaklardandır. Ahi teşkilatının gelişim ve değişimine bağlı olarak bu eserlerin muhtevalarında benzer değişiklikler olmuştur. Buna bağlı olarak Mevlevi, Rufai Bektaşi dervişleri tarafından çeşitli Fütüvvetnameler kaleme alınmıştır. Fütüvvetname-i Ca´fer-i Sadık da bu şekilde kaleme alınan, içeriğinden Bektaşilere ait olduğu anlaşılan bir eserdir. Ancak benzerlerinden farklı olarak, örneklerine Kızlbaş' Alevi kültüründe rastladığımız şekilde İmam Ca´fer-i Sadık´a nispet edilerek adlandırılmıştı. Eserin bilinen tek nüshasının ele alınarak yapılan bu çalışmada öncelikle eserin tanıtılıp bilim dünyasına kazandırma amaçlanmıştır. Eserin tam metni transkribe ve Latinize edilmiştir. Araştırmacılar için kolaylık olması düşünülerek eserin orijinal sayfaları kitapta yer almıştır. Eserin diğer bilinen Fütüvvetnamelerle ve Alevi el kitabı olan buyruklarla mukayesinin yapıldığı bu çalışmanın okurlar için kullanım kolaylığı sağlayacağı düşünülerek günümüz Türkçesine sadeleştirmesi de yapılmıştır.