9786056867828
486663
https://www.turkishbooks.com/books/ey-insan-p486663.html
Ey İnsan
6
Hepimizin bildiği gibi, insanlara duyurmak için nidâ edilir. Sanırım ünlemenin olmadığı ve âdet hâline
gelmediği bir toplum da yoktur. Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in insanlara ve cinlere nidâ edatıyla
seslendiği ve onları muhatap aldığı bilinir. Hatta mü'minlere ve kâfirlere ayrı ayrı nidâ edildiği de
bilinmektedir. Mü'minlere doğrudan, kâfirlere dolaylı yoldan hitap edilmesi ve nidâ edatının
kullanılması ise, ibretâmiz ve hikmet dolu bir yöntemdir.
Ey İnsan!
Sen bir muhatapsın. Âlemlerin Rabbi, Kur'ân-ı Kerîm'de sana "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" diye seslendi.
Sorumluluğunu idrak ederek yola koyulmuşsan eğer, o zaman da "mü'min" olarak seni muhatap aldı.
Vahyi, sana indirdi. Peygamberlerini senden seçti. Seni, "en güzel bir biçimde" yarattı. Dağların
yüklenemediği sorumluluğu sana tevdi etti... Ey İnsan!
Bu olanlar, insan üzerinde kafa yormayı ve ona seslenmeyi zorunlu kılıyor. Bu nedenle, sana çağrıda
bulunmaya yöneldim. Sana seslenirken, nidâ edatı ile başladım sözlerime. Çünkü duymanı, görmeni
ve idrak etmeni istiyorum. Sakın "Ben duyuyorum, görüyorum, anlıyorum..." diyerek sözlerimi
reddetme ve çağrımı da hafife alma!
Ey İnsan!
Gücümün yettiği kadar ve sesimin çıktığı oranda, sana duyurmaya çalışacağım. Dost ve düşmandan
haberdar etmeye gayret göstereceğim. Çağı, hâkim zümreyi ve paradigmanın fikir yapısını ortaya
koymaya çabalayacağım. Şeytanla Dünya Sisteminin yaptıkları işbirliğinden bahsedeceğim.
Aldatıldığın ve ayağının kaydığı noktalara ışık tutmaya odaklanacağım. İblis'ten, var olan tuzaklardan
ve şeytanî yapılardan, seni sakındırmaya gayret sarfedeceğim...
***
"Ey İnsan"da, şeytanlaşan ve "tanrılığa" soyunanların haricinde kim varsa, hepsine seslenilmektedir.
Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" nidâsı hatırlatılarak, işitilmesi için gayret
gösterilmektedir. Habîbu'n-Neccâr'ın kavmine yaptığı uyarının, bugünün insanlarına da
tekrarlanmasının zarurî olduğu vurgulanmaktadır...
gelmediği bir toplum da yoktur. Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in insanlara ve cinlere nidâ edatıyla
seslendiği ve onları muhatap aldığı bilinir. Hatta mü'minlere ve kâfirlere ayrı ayrı nidâ edildiği de
bilinmektedir. Mü'minlere doğrudan, kâfirlere dolaylı yoldan hitap edilmesi ve nidâ edatının
kullanılması ise, ibretâmiz ve hikmet dolu bir yöntemdir.
Ey İnsan!
Sen bir muhatapsın. Âlemlerin Rabbi, Kur'ân-ı Kerîm'de sana "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" diye seslendi.
Sorumluluğunu idrak ederek yola koyulmuşsan eğer, o zaman da "mü'min" olarak seni muhatap aldı.
Vahyi, sana indirdi. Peygamberlerini senden seçti. Seni, "en güzel bir biçimde" yarattı. Dağların
yüklenemediği sorumluluğu sana tevdi etti... Ey İnsan!
Bu olanlar, insan üzerinde kafa yormayı ve ona seslenmeyi zorunlu kılıyor. Bu nedenle, sana çağrıda
bulunmaya yöneldim. Sana seslenirken, nidâ edatı ile başladım sözlerime. Çünkü duymanı, görmeni
ve idrak etmeni istiyorum. Sakın "Ben duyuyorum, görüyorum, anlıyorum..." diyerek sözlerimi
reddetme ve çağrımı da hafife alma!
Ey İnsan!
Gücümün yettiği kadar ve sesimin çıktığı oranda, sana duyurmaya çalışacağım. Dost ve düşmandan
haberdar etmeye gayret göstereceğim. Çağı, hâkim zümreyi ve paradigmanın fikir yapısını ortaya
koymaya çabalayacağım. Şeytanla Dünya Sisteminin yaptıkları işbirliğinden bahsedeceğim.
Aldatıldığın ve ayağının kaydığı noktalara ışık tutmaya odaklanacağım. İblis'ten, var olan tuzaklardan
ve şeytanî yapılardan, seni sakındırmaya gayret sarfedeceğim...
***
"Ey İnsan"da, şeytanlaşan ve "tanrılığa" soyunanların haricinde kim varsa, hepsine seslenilmektedir.
Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" nidâsı hatırlatılarak, işitilmesi için gayret
gösterilmektedir. Habîbu'n-Neccâr'ın kavmine yaptığı uyarının, bugünün insanlarına da
tekrarlanmasının zarurî olduğu vurgulanmaktadır...
Hepimizin bildiği gibi, insanlara duyurmak için nidâ edilir. Sanırım ünlemenin olmadığı ve âdet hâline
gelmediği bir toplum da yoktur. Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in insanlara ve cinlere nidâ edatıyla
seslendiği ve onları muhatap aldığı bilinir. Hatta mü'minlere ve kâfirlere ayrı ayrı nidâ edildiği de
bilinmektedir. Mü'minlere doğrudan, kâfirlere dolaylı yoldan hitap edilmesi ve nidâ edatının
kullanılması ise, ibretâmiz ve hikmet dolu bir yöntemdir.
Ey İnsan!
Sen bir muhatapsın. Âlemlerin Rabbi, Kur'ân-ı Kerîm'de sana "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" diye seslendi.
Sorumluluğunu idrak ederek yola koyulmuşsan eğer, o zaman da "mü'min" olarak seni muhatap aldı.
Vahyi, sana indirdi. Peygamberlerini senden seçti. Seni, "en güzel bir biçimde" yarattı. Dağların
yüklenemediği sorumluluğu sana tevdi etti... Ey İnsan!
Bu olanlar, insan üzerinde kafa yormayı ve ona seslenmeyi zorunlu kılıyor. Bu nedenle, sana çağrıda
bulunmaya yöneldim. Sana seslenirken, nidâ edatı ile başladım sözlerime. Çünkü duymanı, görmeni
ve idrak etmeni istiyorum. Sakın "Ben duyuyorum, görüyorum, anlıyorum..." diyerek sözlerimi
reddetme ve çağrımı da hafife alma!
Ey İnsan!
Gücümün yettiği kadar ve sesimin çıktığı oranda, sana duyurmaya çalışacağım. Dost ve düşmandan
haberdar etmeye gayret göstereceğim. Çağı, hâkim zümreyi ve paradigmanın fikir yapısını ortaya
koymaya çabalayacağım. Şeytanla Dünya Sisteminin yaptıkları işbirliğinden bahsedeceğim.
Aldatıldığın ve ayağının kaydığı noktalara ışık tutmaya odaklanacağım. İblis'ten, var olan tuzaklardan
ve şeytanî yapılardan, seni sakındırmaya gayret sarfedeceğim...
***
"Ey İnsan"da, şeytanlaşan ve "tanrılığa" soyunanların haricinde kim varsa, hepsine seslenilmektedir.
Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" nidâsı hatırlatılarak, işitilmesi için gayret
gösterilmektedir. Habîbu'n-Neccâr'ın kavmine yaptığı uyarının, bugünün insanlarına da
tekrarlanmasının zarurî olduğu vurgulanmaktadır...
gelmediği bir toplum da yoktur. Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in insanlara ve cinlere nidâ edatıyla
seslendiği ve onları muhatap aldığı bilinir. Hatta mü'minlere ve kâfirlere ayrı ayrı nidâ edildiği de
bilinmektedir. Mü'minlere doğrudan, kâfirlere dolaylı yoldan hitap edilmesi ve nidâ edatının
kullanılması ise, ibretâmiz ve hikmet dolu bir yöntemdir.
Ey İnsan!
Sen bir muhatapsın. Âlemlerin Rabbi, Kur'ân-ı Kerîm'de sana "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" diye seslendi.
Sorumluluğunu idrak ederek yola koyulmuşsan eğer, o zaman da "mü'min" olarak seni muhatap aldı.
Vahyi, sana indirdi. Peygamberlerini senden seçti. Seni, "en güzel bir biçimde" yarattı. Dağların
yüklenemediği sorumluluğu sana tevdi etti... Ey İnsan!
Bu olanlar, insan üzerinde kafa yormayı ve ona seslenmeyi zorunlu kılıyor. Bu nedenle, sana çağrıda
bulunmaya yöneldim. Sana seslenirken, nidâ edatı ile başladım sözlerime. Çünkü duymanı, görmeni
ve idrak etmeni istiyorum. Sakın "Ben duyuyorum, görüyorum, anlıyorum..." diyerek sözlerimi
reddetme ve çağrımı da hafife alma!
Ey İnsan!
Gücümün yettiği kadar ve sesimin çıktığı oranda, sana duyurmaya çalışacağım. Dost ve düşmandan
haberdar etmeye gayret göstereceğim. Çağı, hâkim zümreyi ve paradigmanın fikir yapısını ortaya
koymaya çabalayacağım. Şeytanla Dünya Sisteminin yaptıkları işbirliğinden bahsedeceğim.
Aldatıldığın ve ayağının kaydığı noktalara ışık tutmaya odaklanacağım. İblis'ten, var olan tuzaklardan
ve şeytanî yapılardan, seni sakındırmaya gayret sarfedeceğim...
***
"Ey İnsan"da, şeytanlaşan ve "tanrılığa" soyunanların haricinde kim varsa, hepsine seslenilmektedir.
Mübarek Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in "Yâ Eyyühe'n-Nâs!" nidâsı hatırlatılarak, işitilmesi için gayret
gösterilmektedir. Habîbu'n-Neccâr'ın kavmine yaptığı uyarının, bugünün insanlarına da
tekrarlanmasının zarurî olduğu vurgulanmaktadır...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.