9786259477246
485049
https://www.turkishbooks.com/books/engel-duvari-p485049.html
Engel Duvarı
6
Elinize aldığınız kitabın sayfalarında iddiasız bir hayatın öyküsü var. Sade.
Duru. Naif. Bir o kadar da sürpriz bir hayat bu. Şimdiye hayatta olmaması
beklenen birinin hayatı. Hayatta olmasının beklenmediğini bilen Gülseren
kardeşimin hayat öyküsü. Alışılmamış bir hayat. Her yeni güne ödünç verilmiş
hicabi ile başlayan bir hayat.
Gülseren Gümüş'ün hayat öyküsü bize yeni hayatlar bahsedecek.
Çoğu kez yapıldığı gibi, tekerlekli sandalyede yaşayan birinin küçük
mutluluklarıyla kendimizi kıyaslayarak yapmayacağız bu keşfi. Pollyanna
mutluluğuna çağırmıyor bizi Gülseren Gümüş. "Her şeye rağmen "lerle
başlayan, "azmin zaferi" temalı, sözüm ona "yaşam mücadelesi" klişesi değil
bize anlattığı.
Kaslarının hareketsizliği içinde ruhuyla var olmanın temrinini yapıyor
Gülseren. Kalıbının çaresiz görüntüsü içinde, kalbini hayata özne yapmanın
onurunu tablolaştırıyor. Bahanelerle küllendirilen, "Bana ne!"lerle
savuşturulan yaşama sorumluluğunu uzaktan görünen bir ateş gibi
umutsuzluğumuzun vadisine taşıyor.
Gülseren Gümüş, çok az kimsenin yaptığı bir işi yapıyor. Kendisi gibi
olanların, yaygın "acıma" duygusuyla egzotik bir nesne yapılması eylemine,
varlığıyla itiraz ediyor, eylemiyle karşı duruyor. O kadar az konuşuyor ki,
söylediğinin eylediğinin önüne geçmesi imkansız. Söylediği eylediği, eylediği
söylediği oluyor. Bir asil özne olarak bizi selamlıyor.
Yollarımıza gül seriyor.
Gülseren olmanın hakkını veriyor.
- Dr. Senai Demirci
Duru. Naif. Bir o kadar da sürpriz bir hayat bu. Şimdiye hayatta olmaması
beklenen birinin hayatı. Hayatta olmasının beklenmediğini bilen Gülseren
kardeşimin hayat öyküsü. Alışılmamış bir hayat. Her yeni güne ödünç verilmiş
hicabi ile başlayan bir hayat.
Gülseren Gümüş'ün hayat öyküsü bize yeni hayatlar bahsedecek.
Çoğu kez yapıldığı gibi, tekerlekli sandalyede yaşayan birinin küçük
mutluluklarıyla kendimizi kıyaslayarak yapmayacağız bu keşfi. Pollyanna
mutluluğuna çağırmıyor bizi Gülseren Gümüş. "Her şeye rağmen "lerle
başlayan, "azmin zaferi" temalı, sözüm ona "yaşam mücadelesi" klişesi değil
bize anlattığı.
Kaslarının hareketsizliği içinde ruhuyla var olmanın temrinini yapıyor
Gülseren. Kalıbının çaresiz görüntüsü içinde, kalbini hayata özne yapmanın
onurunu tablolaştırıyor. Bahanelerle küllendirilen, "Bana ne!"lerle
savuşturulan yaşama sorumluluğunu uzaktan görünen bir ateş gibi
umutsuzluğumuzun vadisine taşıyor.
Gülseren Gümüş, çok az kimsenin yaptığı bir işi yapıyor. Kendisi gibi
olanların, yaygın "acıma" duygusuyla egzotik bir nesne yapılması eylemine,
varlığıyla itiraz ediyor, eylemiyle karşı duruyor. O kadar az konuşuyor ki,
söylediğinin eylediğinin önüne geçmesi imkansız. Söylediği eylediği, eylediği
söylediği oluyor. Bir asil özne olarak bizi selamlıyor.
Yollarımıza gül seriyor.
Gülseren olmanın hakkını veriyor.
- Dr. Senai Demirci
Elinize aldığınız kitabın sayfalarında iddiasız bir hayatın öyküsü var. Sade.
Duru. Naif. Bir o kadar da sürpriz bir hayat bu. Şimdiye hayatta olmaması
beklenen birinin hayatı. Hayatta olmasının beklenmediğini bilen Gülseren
kardeşimin hayat öyküsü. Alışılmamış bir hayat. Her yeni güne ödünç verilmiş
hicabi ile başlayan bir hayat.
Gülseren Gümüş'ün hayat öyküsü bize yeni hayatlar bahsedecek.
Çoğu kez yapıldığı gibi, tekerlekli sandalyede yaşayan birinin küçük
mutluluklarıyla kendimizi kıyaslayarak yapmayacağız bu keşfi. Pollyanna
mutluluğuna çağırmıyor bizi Gülseren Gümüş. "Her şeye rağmen "lerle
başlayan, "azmin zaferi" temalı, sözüm ona "yaşam mücadelesi" klişesi değil
bize anlattığı.
Kaslarının hareketsizliği içinde ruhuyla var olmanın temrinini yapıyor
Gülseren. Kalıbının çaresiz görüntüsü içinde, kalbini hayata özne yapmanın
onurunu tablolaştırıyor. Bahanelerle küllendirilen, "Bana ne!"lerle
savuşturulan yaşama sorumluluğunu uzaktan görünen bir ateş gibi
umutsuzluğumuzun vadisine taşıyor.
Gülseren Gümüş, çok az kimsenin yaptığı bir işi yapıyor. Kendisi gibi
olanların, yaygın "acıma" duygusuyla egzotik bir nesne yapılması eylemine,
varlığıyla itiraz ediyor, eylemiyle karşı duruyor. O kadar az konuşuyor ki,
söylediğinin eylediğinin önüne geçmesi imkansız. Söylediği eylediği, eylediği
söylediği oluyor. Bir asil özne olarak bizi selamlıyor.
Yollarımıza gül seriyor.
Gülseren olmanın hakkını veriyor.
- Dr. Senai Demirci
Duru. Naif. Bir o kadar da sürpriz bir hayat bu. Şimdiye hayatta olmaması
beklenen birinin hayatı. Hayatta olmasının beklenmediğini bilen Gülseren
kardeşimin hayat öyküsü. Alışılmamış bir hayat. Her yeni güne ödünç verilmiş
hicabi ile başlayan bir hayat.
Gülseren Gümüş'ün hayat öyküsü bize yeni hayatlar bahsedecek.
Çoğu kez yapıldığı gibi, tekerlekli sandalyede yaşayan birinin küçük
mutluluklarıyla kendimizi kıyaslayarak yapmayacağız bu keşfi. Pollyanna
mutluluğuna çağırmıyor bizi Gülseren Gümüş. "Her şeye rağmen "lerle
başlayan, "azmin zaferi" temalı, sözüm ona "yaşam mücadelesi" klişesi değil
bize anlattığı.
Kaslarının hareketsizliği içinde ruhuyla var olmanın temrinini yapıyor
Gülseren. Kalıbının çaresiz görüntüsü içinde, kalbini hayata özne yapmanın
onurunu tablolaştırıyor. Bahanelerle küllendirilen, "Bana ne!"lerle
savuşturulan yaşama sorumluluğunu uzaktan görünen bir ateş gibi
umutsuzluğumuzun vadisine taşıyor.
Gülseren Gümüş, çok az kimsenin yaptığı bir işi yapıyor. Kendisi gibi
olanların, yaygın "acıma" duygusuyla egzotik bir nesne yapılması eylemine,
varlığıyla itiraz ediyor, eylemiyle karşı duruyor. O kadar az konuşuyor ki,
söylediğinin eylediğinin önüne geçmesi imkansız. Söylediği eylediği, eylediği
söylediği oluyor. Bir asil özne olarak bizi selamlıyor.
Yollarımıza gül seriyor.
Gülseren olmanın hakkını veriyor.
- Dr. Senai Demirci
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.