Kardeşim,
Her insan kendi hikâyesinin başrolüdür. Ama sen sürekli bundan kaçıyorsun.
Kaçma.
Çünkü kaçtığın her hikâye seni senden uzaklaştırıyor. Kendinden uzaklaşamazsın.
Yazdıklarını defalarca okudum. Hani bir keresinde “İnsanın hayatını devam ettirebilmesi için hayal kurması gerekir. Bence hayal kurmayan bir insan hayattan vazgeçmiş birisidir.” demiştin ya, senin hayallerin var kardeşim. Eğer arkana bakmayı bırakabilirsen yeni bir hikâye seni bekliyor. Çünkü sen yazmak zorundasın. Etrafında bir sürü eşin, dostun, arkadaşın sana hikâyelerini anlatmak için bekliyor. Dinlemelisin, yazmalısın ve hikâyeleştirmelisin. Çoğu zaman kendine “anı toplayıcısı” dediğini biliyorum. Ama unutma, o insanlar sana güvendikleri için hikâyelerini anlatıyor. Sana inandığı için o yolculuklara çıkan insanları düşün. Oluşturduğun hikâyeyi ve ortaya çıkan hayallerini düşün. Gurur duy hepsiyle. Sen yazmaya devam ettiğin sürece biz o otobüse binmekten vazgeçmeyeceğiz.
Şimdi önünde bir otobüs yolculuğu var. Birbirini tanımayan bir sürü insanı bir araya getirdin. Sana en değerli anlarını anlatmalarını istedin. Kısaca her şey söylediğin gibi, öyle süslü cümlelere falan gerek yok aslında. Önünde başlaması gereken bir otobüs yolculuğu ve okunması gereken yolcuların hikâyesi var. Okurken sadece düşün.
Acaba hangisi sensin?
Hangi koltuk benim?
Hangi koltuk sensin?
Bir otobüs kalkıyor yakın diyarlardan uzak diyarlara ve kuşlar uçuyor hiçbir şeye aldırmadan kanatlarında yeni hikâyelerle…
(Tanıtım Bülteninden)
Kardeşim,
Her insan kendi hikâyesinin başrolüdür. Ama sen sürekli bundan kaçıyorsun.
Kaçma.
Çünkü kaçtığın her hikâye seni senden uzaklaştırıyor. Kendinden uzaklaşamazsın.
Yazdıklarını defalarca okudum. Hani bir keresinde “İnsanın hayatını devam ettirebilmesi için hayal kurması gerekir. Bence hayal kurmayan bir insan hayattan vazgeçmiş birisidir.” demiştin ya, senin hayallerin var kardeşim. Eğer arkana bakmayı bırakabilirsen yeni bir hikâye seni bekliyor. Çünkü sen yazmak zorundasın. Etrafında bir sürü eşin, dostun, arkadaşın sana hikâyelerini anlatmak için bekliyor. Dinlemelisin, yazmalısın ve hikâyeleştirmelisin. Çoğu zaman kendine “anı toplayıcısı” dediğini biliyorum. Ama unutma, o insanlar sana güvendikleri için hikâyelerini anlatıyor. Sana inandığı için o yolculuklara çıkan insanları düşün. Oluşturduğun hikâyeyi ve ortaya çıkan hayallerini düşün. Gurur duy hepsiyle. Sen yazmaya devam ettiğin sürece biz o otobüse binmekten vazgeçmeyeceğiz.
Şimdi önünde bir otobüs yolculuğu var. Birbirini tanımayan bir sürü insanı bir araya getirdin. Sana en değerli anlarını anlatmalarını istedin. Kısaca her şey söylediğin gibi, öyle süslü cümlelere falan gerek yok aslında. Önünde başlaması gereken bir otobüs yolculuğu ve okunması gereken yolcuların hikâyesi var. Okurken sadece düşün.
Acaba hangisi sensin?
Hangi koltuk benim?
Hangi koltuk sensin?
Bir otobüs kalkıyor yakın diyarlardan uzak diyarlara ve kuşlar uçuyor hiçbir şeye aldırmadan kanatlarında yeni hikâyelerle…
(Tanıtım Bülteninden)