Dört Mevsim Kar

Stok Kodu:
9789944742351
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
3.90
3.12
9789944742351
141642
Dört Mevsim Kar
Dört Mevsim Kar
3.12
Bilinçaltının derin dehlizleri, bireysel ve toplumsal çalkantılar, felsefe, mitoloji, rüya, aşk Her şey; ama her şey kendini insan denen öznede görünür hale getirmiş ve insan birçok eylemin, olgunun hareket noktası olarak görülmeye başlanmıştı. İnsanın, toplumun, tarihin doğasına, tabiatın dengelerine aykırı her göç, beraberinde tarifi imkânsız acılar bırakır. Yağan kar, bırakın bizleri üşütmeyi, bütün şefkati ile sımsıcak bir yorgan gibi sarıp sarmalıyor bizleri Psikiyatrist Sefkanın türlü hastalarından yola çıkılarak, yaşadığımız, yaşanmakta olan çelişkiler, sorunlar en yalın, iç burkan halleriyle bir panorama halinde gözler önüne serilir. Okuduğunda herkesin geçmişinden, o anından bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Atilla CAN Karın saf ve doğal halinin, romanın sonlarına doğru kirlenerek, eriyerek ortadan kalktığını; buna da insanların beklentileriyle örtüşmeyen elit yöneticilerin sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Kar, her ne kadar kirletilse, erise de yağarak, bir Anka Kuşu gibi kendini, kendi öz gerçekliğinden yeniden yaratır. Yağan her kar parçası, Anadolu insanının yepyeni bir umudu gibi belirir. Karın yağışını izlerken kendimizi ülkenin dört bir bucağında karanlık, izbe köy odalarının basık tavanlı evlerinde bulur gibi oluruz. Romanın başlarında yağmaya başlayan kar, gittikçe katmanlaşır ve yarattığı hüzün dalgalarıyla okuyucunun ilerleyen sayfalarda yürümesini zorlaştırır. Yaşananlar, her ne kadar zorluk olarak algılansa da, bir süre sonra buruk bir eğlenceye dönüşür. Okuyucuya adeta: Yanı başımda yaşanan bunca felaketleri, ıstırapları, çığlıkları nasıl da duymadım' dedirtir. Okuyucu, resmi işleyişlerin, kirliklerin çok uzağında kendi vicdanıyla baş başadır artık. O saatten sonra okuyucuyu durduracak tek argüman, güç; aynı iklimde yüzmekte hiçbir beis görmeyen başka bir okuyucu olur. Batmanın Sason ilçesinin en yüksek doruğu cihetindeki Mereto dağında karla başlayan bu yolculuk, Marmarada, İstanbulun taşan derelerinin alıp götürdüğü son kırıntılarıyla devam eder ve nihayetinde yine Sasonda ders verircesine noktalanır. Necat USLU
Bilinçaltının derin dehlizleri, bireysel ve toplumsal çalkantılar, felsefe, mitoloji, rüya, aşk Her şey; ama her şey kendini insan denen öznede görünür hale getirmiş ve insan birçok eylemin, olgunun hareket noktası olarak görülmeye başlanmıştı. İnsanın, toplumun, tarihin doğasına, tabiatın dengelerine aykırı her göç, beraberinde tarifi imkânsız acılar bırakır. Yağan kar, bırakın bizleri üşütmeyi, bütün şefkati ile sımsıcak bir yorgan gibi sarıp sarmalıyor bizleri Psikiyatrist Sefkanın türlü hastalarından yola çıkılarak, yaşadığımız, yaşanmakta olan çelişkiler, sorunlar en yalın, iç burkan halleriyle bir panorama halinde gözler önüne serilir. Okuduğunda herkesin geçmişinden, o anından bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Atilla CAN Karın saf ve doğal halinin, romanın sonlarına doğru kirlenerek, eriyerek ortadan kalktığını; buna da insanların beklentileriyle örtüşmeyen elit yöneticilerin sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Kar, her ne kadar kirletilse, erise de yağarak, bir Anka Kuşu gibi kendini, kendi öz gerçekliğinden yeniden yaratır. Yağan her kar parçası, Anadolu insanının yepyeni bir umudu gibi belirir. Karın yağışını izlerken kendimizi ülkenin dört bir bucağında karanlık, izbe köy odalarının basık tavanlı evlerinde bulur gibi oluruz. Romanın başlarında yağmaya başlayan kar, gittikçe katmanlaşır ve yarattığı hüzün dalgalarıyla okuyucunun ilerleyen sayfalarda yürümesini zorlaştırır. Yaşananlar, her ne kadar zorluk olarak algılansa da, bir süre sonra buruk bir eğlenceye dönüşür. Okuyucuya adeta: Yanı başımda yaşanan bunca felaketleri, ıstırapları, çığlıkları nasıl da duymadım' dedirtir. Okuyucu, resmi işleyişlerin, kirliklerin çok uzağında kendi vicdanıyla baş başadır artık. O saatten sonra okuyucuyu durduracak tek argüman, güç; aynı iklimde yüzmekte hiçbir beis görmeyen başka bir okuyucu olur. Batmanın Sason ilçesinin en yüksek doruğu cihetindeki Mereto dağında karla başlayan bu yolculuk, Marmarada, İstanbulun taşan derelerinin alıp götürdüğü son kırıntılarıyla devam eder ve nihayetinde yine Sasonda ders verircesine noktalanır. Necat USLU
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat