3001944100179
71154
https://www.turkishbooks.com/books/divancei-seferi-p71154.html
Divançei Seferi
1.554
Aruzun âhengine, hecenin çoşkunluğuna ve serbest şiirin bağımsızlığına her zaman hayran olmuşumdur. Aslında vezin, bence, bir vasıtadır. Önemli olan ne söylemek istediğin ve nasıl ifâde ettiğindir. Bence şiir gözden akan yaşlara benzer; sürekli, tane tane, dinlene dinlene... Gönülden taşan duyguların hece hece, kelime kelime mısralara damlayışıdır şiir. Bazan âhenkli akan bir dere, bazan yüksekten dökülen bir çağlayan, bazan martıların dinlenip sohbet ettikleri bir deniz kıyısı, bazan da en tecrübeli kaptanların bile ürpererek baktıkları bir umman. Ama her zaman bir şeyler fısıldayan, rûhumuzu, duygularımızı, arzûlarımızı gurbetten sılaya, sıladan gurbete taşıyıp duran bir "bâd-ı sabâ" yahut bir "bâd-ı sarsar".
"Şâir"le "müteşâir"in, "şiir"le "manzûme"nin arasındaki ince çizgiyi yakalamak öyle zor ki. Kimine göre şâir, kimine göre müteşâir, bana göre hiç biri. Bu kitabı dolduran birkaç kırık dökük söz. Okuyan onlarda kendine ait birşeyler bulursa, manzûmeden şiire yükselişin basamaklarını tırmanmanın zevkini tadarım; bulamazsa, bize ancak özür dilemek düşer.
İlk şiir kitabımın adı "Hasret Çuvalı"idi. Bu kitabın adını "Sensiz Yaşanmaz yahut Gurbet Sancısı" koymayı düşünüyordum. Rahmetli Hocam Prof. Dr. Âmil Çelebiloğlu'nun daima kulaklarımda çınlayan "Dîvançe-i Seferî'yi ne zaman yayınlayacaksın" sözleri, kitabımın adının "Divançe-i Seferî" olmasının başlıca sebebidir. Bu yüzden kitabımın, sevgili hayat arkadaşım Beyhan Hanım ve sevgili kızlarım Burcu, Duygu ve Sıla için yazdığım şiirleri içine alan birinci bölümüne "Sensiz Yaşanmaz yahut Gurbet Sancısı"; rahmetli hocam "Hayrânî'nin teşvik ve ilhamlarıyla yazılan şiirlerin bulunduğu ikinci bölüme "Hayrânî'ce" alt başlıkları koymayı uygun buldum. "Marşlar ve Tarihler" adını verdiğim üçüncü bölümü ise yazmaya çalıştığım marşlara ve tarihlere ayırdım.
Dünya denilen gurbetin sonunda her seferî için gerçek sıla vardır. Bir gün her fânî gibi son seferimize çıktığımızda, gurbette kalan dostlarımıza "Seferî'yi hatırlatacak birkaç mısra bırakabilirsek kendimizi bahtiyar sayarız.
İKİNCİ BASKI İÇİN
"Divançe-i Seferî" umduğumdan daha fazla ilgi gördü. Piyasaya verilmemesine rağmen dostlarım ve sevgili öğrencilerim vasıtasıyla beklediğimden çok kişiye ulaştı. Mevcudu kalmayan kitabımın bu baskısı bir zaruret hâline geldi. Umarım bu ikinci baskı benden kitap talep eden dostlarıma ve öğrencilerime ulaşır. İlk baskıdaki gözden kaçan bazı dizgi hatalarını da düzeltmek imkânını buldum. Beni bu ikinci baskı için yüreklendiren dostlarıma ve öğrencilerime teşekkürü yerine getirilmesi gereken bir görev addederim.
M.Nejat Sefercioğlu,
Aruzun âhengine, hecenin çoşkunluğuna ve serbest şiirin bağımsızlığına her zaman hayran olmuşumdur. Aslında vezin, bence, bir vasıtadır. Önemli olan ne söylemek istediğin ve nasıl ifâde ettiğindir. Bence şiir gözden akan yaşlara benzer; sürekli, tane tane, dinlene dinlene... Gönülden taşan duyguların hece hece, kelime kelime mısralara damlayışıdır şiir. Bazan âhenkli akan bir dere, bazan yüksekten dökülen bir çağlayan, bazan martıların dinlenip sohbet ettikleri bir deniz kıyısı, bazan da en tecrübeli kaptanların bile ürpererek baktıkları bir umman. Ama her zaman bir şeyler fısıldayan, rûhumuzu, duygularımızı, arzûlarımızı gurbetten sılaya, sıladan gurbete taşıyıp duran bir "bâd-ı sabâ" yahut bir "bâd-ı sarsar".
"Şâir"le "müteşâir"in, "şiir"le "manzûme"nin arasındaki ince çizgiyi yakalamak öyle zor ki. Kimine göre şâir, kimine göre müteşâir, bana göre hiç biri. Bu kitabı dolduran birkaç kırık dökük söz. Okuyan onlarda kendine ait birşeyler bulursa, manzûmeden şiire yükselişin basamaklarını tırmanmanın zevkini tadarım; bulamazsa, bize ancak özür dilemek düşer.
İlk şiir kitabımın adı "Hasret Çuvalı"idi. Bu kitabın adını "Sensiz Yaşanmaz yahut Gurbet Sancısı" koymayı düşünüyordum. Rahmetli Hocam Prof. Dr. Âmil Çelebiloğlu'nun daima kulaklarımda çınlayan "Dîvançe-i Seferî'yi ne zaman yayınlayacaksın" sözleri, kitabımın adının "Divançe-i Seferî" olmasının başlıca sebebidir. Bu yüzden kitabımın, sevgili hayat arkadaşım Beyhan Hanım ve sevgili kızlarım Burcu, Duygu ve Sıla için yazdığım şiirleri içine alan birinci bölümüne "Sensiz Yaşanmaz yahut Gurbet Sancısı"; rahmetli hocam "Hayrânî'nin teşvik ve ilhamlarıyla yazılan şiirlerin bulunduğu ikinci bölüme "Hayrânî'ce" alt başlıkları koymayı uygun buldum. "Marşlar ve Tarihler" adını verdiğim üçüncü bölümü ise yazmaya çalıştığım marşlara ve tarihlere ayırdım.
Dünya denilen gurbetin sonunda her seferî için gerçek sıla vardır. Bir gün her fânî gibi son seferimize çıktığımızda, gurbette kalan dostlarımıza "Seferî'yi hatırlatacak birkaç mısra bırakabilirsek kendimizi bahtiyar sayarız.
İKİNCİ BASKI İÇİN
"Divançe-i Seferî" umduğumdan daha fazla ilgi gördü. Piyasaya verilmemesine rağmen dostlarım ve sevgili öğrencilerim vasıtasıyla beklediğimden çok kişiye ulaştı. Mevcudu kalmayan kitabımın bu baskısı bir zaruret hâline geldi. Umarım bu ikinci baskı benden kitap talep eden dostlarıma ve öğrencilerime ulaşır. İlk baskıdaki gözden kaçan bazı dizgi hatalarını da düzeltmek imkânını buldum. Beni bu ikinci baskı için yüreklendiren dostlarıma ve öğrencilerime teşekkürü yerine getirilmesi gereken bir görev addederim.
M.Nejat Sefercioğlu,
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.