9789758264346
144683
https://www.turkishbooks.com/books/divan-i-kebir-p144683.html
Divan-ı Kebir
4.56
Divân-ı Kebîr (Büyük Divan) Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmînin söyledigi ilîhî ask siirlerinden olusan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklasık 50 bin beyit) nazım bir eserdir. Mevlânânın Âsıklar Divanım biçiminde adlandırdıgı eser aynı zamanda Sems Divanı, Divan-ı Sems-i Tebrizî olarak da
anılmaktadır. Islâm edebiyatında divanların, sairlerinin isimleri ile anılması gelenegine ters düsen bu son adlandırma; Mevlânânın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dısında) her zaman Sems-i Tebrizî adını kullanmasından kaynaklanmaktadır. Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıstır. Yek avaz gazellerden olusur. Mevlânâ bu gazellerinde, "Sems (günes) basta olmak üzere, bag-bahçe, gül-bülbül, âsık-mâsûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî askı hep ön plânda tutmakta; Mesnevîsinde oldugu gibi Allaha kavusmadan gönlünün huzur bulamayacagını, ilâhî askı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldıgını,
bu dünyanın bir balçıktan ibaret oldugunu, çok yemenin menzile ulasmada engel teskil ettigini, askın akla olan üstünlük ve yüceligini, nefsin kötülügünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî ask) ulasamayacaklarını, gecelerin uyumakla degil de ask ve ibadetle geçirilmesi gerektigini" vurgulayarak siirlerini didaktik bir üslûpla söylemektedir.
Divân-ı Kebîr (Büyük Divan) Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmînin söyledigi ilîhî ask siirlerinden olusan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklasık 50 bin beyit) nazım bir eserdir. Mevlânânın Âsıklar Divanım biçiminde adlandırdıgı eser aynı zamanda Sems Divanı, Divan-ı Sems-i Tebrizî olarak da
anılmaktadır. Islâm edebiyatında divanların, sairlerinin isimleri ile anılması gelenegine ters düsen bu son adlandırma; Mevlânânın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dısında) her zaman Sems-i Tebrizî adını kullanmasından kaynaklanmaktadır. Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıstır. Yek avaz gazellerden olusur. Mevlânâ bu gazellerinde, "Sems (günes) basta olmak üzere, bag-bahçe, gül-bülbül, âsık-mâsûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî askı hep ön plânda tutmakta; Mesnevîsinde oldugu gibi Allaha kavusmadan gönlünün huzur bulamayacagını, ilâhî askı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldıgını,
bu dünyanın bir balçıktan ibaret oldugunu, çok yemenin menzile ulasmada engel teskil ettigini, askın akla olan üstünlük ve yüceligini, nefsin kötülügünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî ask) ulasamayacaklarını, gecelerin uyumakla degil de ask ve ibadetle geçirilmesi gerektigini" vurgulayarak siirlerini didaktik bir üslûpla söylemektedir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.