9789757726487
4574
https://www.turkishbooks.com/books/din-sosyolojisi-3-baski-p4574.html
Din Sosyolojisi (3.baskı)
4.002
19. yüzyıl ile 20 yüzyıl başındaki sosloyogların hepsi olmasa bile bir çoğu, dinin analizini sosyal ve kültürel hayat hakkındaki daha genel düşüncelerinin merkezine almışlardır. Bu eğilim, özellikle Marx, Weber ve Durkheim ın da dahil olduğu klasik dönem sosyologlarının çalışmalarında göze çarpmaktadır. Din, bu çalışmalarda çok önemsenmiştir. Çünkü dini, insan topluluklarının varlıklarını sürdürmesinde bir "itici güç" olara gören ve dönemin Avrupa toplumlarının temel kültürel değerlerine dayanan bir sosyoljik ve felsefi araştırma geleneği vardı. Din incelemelerinde Marx, dini, üretim ilişkilerinin üstyapısal bir yansıması, sömürü ilişkilerinin meşrulaştırımını ve ruhsuz insanların avunmasını sağlayan bir ruh, bir afyon olarak nitelerken, Weber, Doğu ve Batı toplumları arasındaki temel farkları anlamayı anahtar olarak görmüş; Durkheim ise daha az tarihsel olan bir yaklaşımla dinin, sosyal dayanışma, birlik ve bütünlüğü sağlayıcı bir temel faktör olduğu ve aynı zamanda dinin bizzat insanın kendisini kuşatan kollektif sosyal hayata bağımlığının ve ona boyun eğişinin bir tezahürü olduğu üzerinde durmuştur.
Din fenomeni üzerinde akademik sosyolojik ilgilerdeki varyasyonları çoğu, bu perspektiflerin çağrışım yaptırığı alanın sınırları içine yeleşegelmiştir. Diğer yandan klasik sosloyoglar, dinin, kendilerinin de içinde yaşadıkları ve yakın sosyal-kültürel ilişki içinde bulundukları toplumlarda bir tartışma konusu olarak gündemde olduğu bir dönemde eserlerini yazmışlardır. Aslında bu eğilimler, dinin konumunun daha da problematik hale gelmesine katkıda bulunmuşlardır.
Elinizdeki kitabın oluşmasına yol açan varsayım, din sosyolojisinin bir takım verilerinin, bu eğilimlerin ve bu eğilimlerin ortaya çıktığı dönemin analizi yapılmadan sağlıklı bir şekilde kullanılamayacağıdır. Hele hele bu veriler ve bu analizler çok farklı gelişme eğilimlerine sahip toplumlara uyarlanamaz.
Bu düşüncelerle çözümleyen ve değerlendiren yazılarla birlikte sosyolojinin kurucu üstadlarının (Marx, Engels, Weber, Durkheim) konuyla ilgili örnek metinlerini ve ikinci kuşak sosloyoglardan (Kehrer, Geertz, Bendix, Robertson, Glock, Vrijhof, Turner), çığır açıcı yaklaşımları biraraya getiriyor. Derleme bütün bu tartışmaların Türkiye deki din sosyolojisindeki yankıları ve Türkiye de din sosyolojisinin muhtemel yönelimleri üzerine de yerli yazılar içeriyor.
19. yüzyıl ile 20 yüzyıl başındaki sosloyogların hepsi olmasa bile bir çoğu, dinin analizini sosyal ve kültürel hayat hakkındaki daha genel düşüncelerinin merkezine almışlardır. Bu eğilim, özellikle Marx, Weber ve Durkheim ın da dahil olduğu klasik dönem sosyologlarının çalışmalarında göze çarpmaktadır. Din, bu çalışmalarda çok önemsenmiştir. Çünkü dini, insan topluluklarının varlıklarını sürdürmesinde bir "itici güç" olara gören ve dönemin Avrupa toplumlarının temel kültürel değerlerine dayanan bir sosyoljik ve felsefi araştırma geleneği vardı. Din incelemelerinde Marx, dini, üretim ilişkilerinin üstyapısal bir yansıması, sömürü ilişkilerinin meşrulaştırımını ve ruhsuz insanların avunmasını sağlayan bir ruh, bir afyon olarak nitelerken, Weber, Doğu ve Batı toplumları arasındaki temel farkları anlamayı anahtar olarak görmüş; Durkheim ise daha az tarihsel olan bir yaklaşımla dinin, sosyal dayanışma, birlik ve bütünlüğü sağlayıcı bir temel faktör olduğu ve aynı zamanda dinin bizzat insanın kendisini kuşatan kollektif sosyal hayata bağımlığının ve ona boyun eğişinin bir tezahürü olduğu üzerinde durmuştur.
Din fenomeni üzerinde akademik sosyolojik ilgilerdeki varyasyonları çoğu, bu perspektiflerin çağrışım yaptırığı alanın sınırları içine yeleşegelmiştir. Diğer yandan klasik sosloyoglar, dinin, kendilerinin de içinde yaşadıkları ve yakın sosyal-kültürel ilişki içinde bulundukları toplumlarda bir tartışma konusu olarak gündemde olduğu bir dönemde eserlerini yazmışlardır. Aslında bu eğilimler, dinin konumunun daha da problematik hale gelmesine katkıda bulunmuşlardır.
Elinizdeki kitabın oluşmasına yol açan varsayım, din sosyolojisinin bir takım verilerinin, bu eğilimlerin ve bu eğilimlerin ortaya çıktığı dönemin analizi yapılmadan sağlıklı bir şekilde kullanılamayacağıdır. Hele hele bu veriler ve bu analizler çok farklı gelişme eğilimlerine sahip toplumlara uyarlanamaz.
Bu düşüncelerle çözümleyen ve değerlendiren yazılarla birlikte sosyolojinin kurucu üstadlarının (Marx, Engels, Weber, Durkheim) konuyla ilgili örnek metinlerini ve ikinci kuşak sosloyoglardan (Kehrer, Geertz, Bendix, Robertson, Glock, Vrijhof, Turner), çığır açıcı yaklaşımları biraraya getiriyor. Derleme bütün bu tartışmaların Türkiye deki din sosyolojisindeki yankıları ve Türkiye de din sosyolojisinin muhtemel yönelimleri üzerine de yerli yazılar içeriyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.