9789754067071
39680
https://www.turkishbooks.com/books/dil-bagi-p39680.html
Dil Bağı
0.246
Yüzüne bakıyorum da, yine o hüzün. Bir buralı oluyor, bir Türkiyeli. Bir güneş açıyor yüzünde, bir kar yağıyor. Elinden gelse, yapabilse, kağıttan bir kayık olacak, bırakacak kendini Tuna'ya, İstanbul'a kadar gidecek. Tarabya'da karaya çıkacak. Önce simit yiyecek. Sonra bir bardak Rize turist çayından içecek ve İstanbul'un gürültüsünde kaybolacak... Bir yapabilse...
Birçok ödülden sonra, bu kitaptaki 'Komşum' adlı öyküsü ile de, 1998 Haldun Taner Öykü Ödülünü (İkincilik) aldı Ali Balkız.
1986'larda başladığı öykü serüvenini ısrarla sürdürüyor. 'Öykü bir söz söylemedir. O söz, çok güzel söylenmiş olmalıdır, yetmez; bu söz; aynı zamanda doğru da olmalıdır.' diyen Balkız, yine kırlarda, köylerde, kentlerde dolaşıyor. Bizlere sahibiyle birlikte ısınan Palto'nun, kendini kafese kilitleyen Saksağan'ın, konuşma özürlü olduğu halde, konuşması için işkenceye maruz kalan Tahir Ağa'nın, Almanca'dan başka bir dil bilmeyen köpeğin, Viyana sokaklarının öykülerini anlatıyor. Yine dil kaygısıyla... Yine sade, temiz duru bir Türkçe'yle. Yine sıradan küçük insanlar ve onların büyük dünyaları...
Balkız'ın bu son öykü demetini de zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.
Yüzüne bakıyorum da, yine o hüzün. Bir buralı oluyor, bir Türkiyeli. Bir güneş açıyor yüzünde, bir kar yağıyor. Elinden gelse, yapabilse, kağıttan bir kayık olacak, bırakacak kendini Tuna'ya, İstanbul'a kadar gidecek. Tarabya'da karaya çıkacak. Önce simit yiyecek. Sonra bir bardak Rize turist çayından içecek ve İstanbul'un gürültüsünde kaybolacak... Bir yapabilse...
Birçok ödülden sonra, bu kitaptaki 'Komşum' adlı öyküsü ile de, 1998 Haldun Taner Öykü Ödülünü (İkincilik) aldı Ali Balkız.
1986'larda başladığı öykü serüvenini ısrarla sürdürüyor. 'Öykü bir söz söylemedir. O söz, çok güzel söylenmiş olmalıdır, yetmez; bu söz; aynı zamanda doğru da olmalıdır.' diyen Balkız, yine kırlarda, köylerde, kentlerde dolaşıyor. Bizlere sahibiyle birlikte ısınan Palto'nun, kendini kafese kilitleyen Saksağan'ın, konuşma özürlü olduğu halde, konuşması için işkenceye maruz kalan Tahir Ağa'nın, Almanca'dan başka bir dil bilmeyen köpeğin, Viyana sokaklarının öykülerini anlatıyor. Yine dil kaygısıyla... Yine sade, temiz duru bir Türkçe'yle. Yine sıradan küçük insanlar ve onların büyük dünyaları...
Balkız'ın bu son öykü demetini de zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.