Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri

Stok Kodu:
9789755333847
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
708
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2016-07
Çeviren:
Şirin Tekeli; Alâeddin Şenel
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
40.50
32.40
9789755333847
34626
Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri
Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri
32.4
Toplumbilimlerinde günümüzde saygın bir duruma gelen "tarihsel sosyoloji" ekolünün ilk kalıcı örneklerinden birini veren Barrington Moore´un Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri yapıtı bir "toplum bilim klasiği" sayılmaktadır. Moore bu yapıtında, çağdaşlaşmaya varan iç yolu incelemektedir. İngiliz Püriten Devrimi, Fransız Devrimi, Amerikan İç Savaşı ile "burjuva devrimi"nin oluşturduğu, kökeninde ve özünde şiddetin yattığı birinci yolun, "demokratik kapitalizm" sonucuna ulaştığını ileri sürmektedir. Çağdaşlaşmaya varan bir başka yolun, "köylü devrimi" ile gerçekleştirilen komünist diktatörlük olduğunu Çin örneğinde göstererek, bu yolun feodal güçleri temizlediği ölçüde ileride özgür topluma varabilecek kapıları açtığı görüşündedir. Üçüncüsünü, ne bir köylü devrimi ne de burjuva devrimi geçiren; çağdaşlaşmaya, aristokrasi ile onun denetimindeki güçsüz bir burjuvazinin, alt sınıfların devrimi ve Batı emperyalizminin tehdidi karşısında kurduğu "demir ve çavdarın evliliği" denen sınıf koalisyonuyla Japonya´nın izleyip, "Asya faşizmi" dediği yolun oluşturulduğunu göstermektedir. Demokrasiye az çok ulaşıp çağdaşlaşmaya tam olarak ulaşamayan Hindistan ise, bir dördüncü yolun örneğidir. Moore bu örnekte devrime başvurulmayan "barışçı değişme" dediği yolun kitlelere ödetilen ağır bedeli üzerinde durmaktadır. Etik yargılarından ve eleştirel yaklaşımından hiçbir siyasal düzenin kaçmasına izin vermeyen Barrington Moore, kurulu düzenler hakkında şu saptamada bulunmaktadır: "Kültürel ve toplumsal sürekliliğin açıklama gerektirmediği düşüncesi... [bunların] her kuşakta, çoğu kez büyük acılarla ve sıkıntılarla yeniden yaratılmasının gerektiği gerçeğini gözlerden kaçırmaktadır. Bir değerler sistemini sürdürebilmek ve aktarabilmek için insanlar yumruklanırlar, itilip kakılırlar, tutukevlerine yollanırlar, toplama kamplarına atılırlar, kandırılırlar, rüşvetle satın alınırlar, kahraman yapılırlar, gazete okumaya özendirilirler, bir duvar dibine dikiltilip kurşunlanırlar ve hatta bazen onlara sosyoloji öğretilir" (s. 686). Bu Türkçe baskıya, Moore´un yolunu izleyen George Ross, Theda Skocpol, Tony Smith ve Judith Eisenberg Vichniac´ın "Barrington Moore´un Toplumsal Kökenleri ve Ötesi: 1960´lardan Günümüze Toplumsal Tarih Çözümlemesi (1998) yazısı eklenmiştir.
Toplumbilimlerinde günümüzde saygın bir duruma gelen "tarihsel sosyoloji" ekolünün ilk kalıcı örneklerinden birini veren Barrington Moore´un Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri yapıtı bir "toplum bilim klasiği" sayılmaktadır. Moore bu yapıtında, çağdaşlaşmaya varan iç yolu incelemektedir. İngiliz Püriten Devrimi, Fransız Devrimi, Amerikan İç Savaşı ile "burjuva devrimi"nin oluşturduğu, kökeninde ve özünde şiddetin yattığı birinci yolun, "demokratik kapitalizm" sonucuna ulaştığını ileri sürmektedir. Çağdaşlaşmaya varan bir başka yolun, "köylü devrimi" ile gerçekleştirilen komünist diktatörlük olduğunu Çin örneğinde göstererek, bu yolun feodal güçleri temizlediği ölçüde ileride özgür topluma varabilecek kapıları açtığı görüşündedir. Üçüncüsünü, ne bir köylü devrimi ne de burjuva devrimi geçiren; çağdaşlaşmaya, aristokrasi ile onun denetimindeki güçsüz bir burjuvazinin, alt sınıfların devrimi ve Batı emperyalizminin tehdidi karşısında kurduğu "demir ve çavdarın evliliği" denen sınıf koalisyonuyla Japonya´nın izleyip, "Asya faşizmi" dediği yolun oluşturulduğunu göstermektedir. Demokrasiye az çok ulaşıp çağdaşlaşmaya tam olarak ulaşamayan Hindistan ise, bir dördüncü yolun örneğidir. Moore bu örnekte devrime başvurulmayan "barışçı değişme" dediği yolun kitlelere ödetilen ağır bedeli üzerinde durmaktadır. Etik yargılarından ve eleştirel yaklaşımından hiçbir siyasal düzenin kaçmasına izin vermeyen Barrington Moore, kurulu düzenler hakkında şu saptamada bulunmaktadır: "Kültürel ve toplumsal sürekliliğin açıklama gerektirmediği düşüncesi... [bunların] her kuşakta, çoğu kez büyük acılarla ve sıkıntılarla yeniden yaratılmasının gerektiği gerçeğini gözlerden kaçırmaktadır. Bir değerler sistemini sürdürebilmek ve aktarabilmek için insanlar yumruklanırlar, itilip kakılırlar, tutukevlerine yollanırlar, toplama kamplarına atılırlar, kandırılırlar, rüşvetle satın alınırlar, kahraman yapılırlar, gazete okumaya özendirilirler, bir duvar dibine dikiltilip kurşunlanırlar ve hatta bazen onlara sosyoloji öğretilir" (s. 686). Bu Türkçe baskıya, Moore´un yolunu izleyen George Ross, Theda Skocpol, Tony Smith ve Judith Eisenberg Vichniac´ın "Barrington Moore´un Toplumsal Kökenleri ve Ötesi: 1960´lardan Günümüze Toplumsal Tarih Çözümlemesi (1998) yazısı eklenmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat