9786257884297
501498
https://www.turkishbooks.com/books/dikensiz-gul-p501498.html
Dikensiz Gül
18.396
Cihan, bu koca yapının C Blok kapısından çıktığında, çevreyi saran sessizlikte, bu suskunluğu
bozmaya çalışan rüzgârın getirerek, yüzüne vurduğu ayazın ürpertici soğuğunu duyumsadı. Ani ısı
değişiminin yarattığı dalgayla bir an titredi içten içe. İçinde yanan öfke ateşine iyi gelmişti bu
titreme. Bu serinliğin yarattığı, bir ferahlıkla dolduğunu duyumsadı. Sevinir bir hali vardı. Otuz
santime yakın kalınlıkta, beyaz bir halıyı anımsatan kar örtüsü, onu, üzerinde oynamaya çağırır
gibiydi; ama o örtünün üstünde oynamak değil, altına girip derin bir uykuya yatmak isterdi. İçindeki
öfke ateşini böylelikle tümden söndürebilirdi belki. Buz gibi karın altında yatıp uyumak ve bir daha
uyanmamak, güzel olur muydu acaba? Belki olurdu olmasına ama... "Hadi sen ölüp kurtuldun
yaşamın bin bir zoru ve çilesinden diyelim, geride kalacak üç masum yavru ne olacak?
Onları, kaçmaya çalıştığın bu çirkef yaşamın ortasında, yalnız başlarına bırakmaktan utanç
duymayacak mısın? Ölümü istemek, güçlüklerden kaçmak anlamına gelmiyor mu? Kaçacak kadar
korkak, güçlüklerden yılacak denli zayıf mısın? Eğer özün böylesine çürükse, ne diye 'Yaşam
zıtların kavgasıdır, bu kavgadan yalnızca güçlü olanlar başarıyla çıkar.' diyen bir anlayışla bunca yıl
nasıl sürdürdün yaşamını?
bozmaya çalışan rüzgârın getirerek, yüzüne vurduğu ayazın ürpertici soğuğunu duyumsadı. Ani ısı
değişiminin yarattığı dalgayla bir an titredi içten içe. İçinde yanan öfke ateşine iyi gelmişti bu
titreme. Bu serinliğin yarattığı, bir ferahlıkla dolduğunu duyumsadı. Sevinir bir hali vardı. Otuz
santime yakın kalınlıkta, beyaz bir halıyı anımsatan kar örtüsü, onu, üzerinde oynamaya çağırır
gibiydi; ama o örtünün üstünde oynamak değil, altına girip derin bir uykuya yatmak isterdi. İçindeki
öfke ateşini böylelikle tümden söndürebilirdi belki. Buz gibi karın altında yatıp uyumak ve bir daha
uyanmamak, güzel olur muydu acaba? Belki olurdu olmasına ama... "Hadi sen ölüp kurtuldun
yaşamın bin bir zoru ve çilesinden diyelim, geride kalacak üç masum yavru ne olacak?
Onları, kaçmaya çalıştığın bu çirkef yaşamın ortasında, yalnız başlarına bırakmaktan utanç
duymayacak mısın? Ölümü istemek, güçlüklerden kaçmak anlamına gelmiyor mu? Kaçacak kadar
korkak, güçlüklerden yılacak denli zayıf mısın? Eğer özün böylesine çürükse, ne diye 'Yaşam
zıtların kavgasıdır, bu kavgadan yalnızca güçlü olanlar başarıyla çıkar.' diyen bir anlayışla bunca yıl
nasıl sürdürdün yaşamını?
Cihan, bu koca yapının C Blok kapısından çıktığında, çevreyi saran sessizlikte, bu suskunluğu
bozmaya çalışan rüzgârın getirerek, yüzüne vurduğu ayazın ürpertici soğuğunu duyumsadı. Ani ısı
değişiminin yarattığı dalgayla bir an titredi içten içe. İçinde yanan öfke ateşine iyi gelmişti bu
titreme. Bu serinliğin yarattığı, bir ferahlıkla dolduğunu duyumsadı. Sevinir bir hali vardı. Otuz
santime yakın kalınlıkta, beyaz bir halıyı anımsatan kar örtüsü, onu, üzerinde oynamaya çağırır
gibiydi; ama o örtünün üstünde oynamak değil, altına girip derin bir uykuya yatmak isterdi. İçindeki
öfke ateşini böylelikle tümden söndürebilirdi belki. Buz gibi karın altında yatıp uyumak ve bir daha
uyanmamak, güzel olur muydu acaba? Belki olurdu olmasına ama... "Hadi sen ölüp kurtuldun
yaşamın bin bir zoru ve çilesinden diyelim, geride kalacak üç masum yavru ne olacak?
Onları, kaçmaya çalıştığın bu çirkef yaşamın ortasında, yalnız başlarına bırakmaktan utanç
duymayacak mısın? Ölümü istemek, güçlüklerden kaçmak anlamına gelmiyor mu? Kaçacak kadar
korkak, güçlüklerden yılacak denli zayıf mısın? Eğer özün böylesine çürükse, ne diye 'Yaşam
zıtların kavgasıdır, bu kavgadan yalnızca güçlü olanlar başarıyla çıkar.' diyen bir anlayışla bunca yıl
nasıl sürdürdün yaşamını?
bozmaya çalışan rüzgârın getirerek, yüzüne vurduğu ayazın ürpertici soğuğunu duyumsadı. Ani ısı
değişiminin yarattığı dalgayla bir an titredi içten içe. İçinde yanan öfke ateşine iyi gelmişti bu
titreme. Bu serinliğin yarattığı, bir ferahlıkla dolduğunu duyumsadı. Sevinir bir hali vardı. Otuz
santime yakın kalınlıkta, beyaz bir halıyı anımsatan kar örtüsü, onu, üzerinde oynamaya çağırır
gibiydi; ama o örtünün üstünde oynamak değil, altına girip derin bir uykuya yatmak isterdi. İçindeki
öfke ateşini böylelikle tümden söndürebilirdi belki. Buz gibi karın altında yatıp uyumak ve bir daha
uyanmamak, güzel olur muydu acaba? Belki olurdu olmasına ama... "Hadi sen ölüp kurtuldun
yaşamın bin bir zoru ve çilesinden diyelim, geride kalacak üç masum yavru ne olacak?
Onları, kaçmaya çalıştığın bu çirkef yaşamın ortasında, yalnız başlarına bırakmaktan utanç
duymayacak mısın? Ölümü istemek, güçlüklerden kaçmak anlamına gelmiyor mu? Kaçacak kadar
korkak, güçlüklerden yılacak denli zayıf mısın? Eğer özün böylesine çürükse, ne diye 'Yaşam
zıtların kavgasıdır, bu kavgadan yalnızca güçlü olanlar başarıyla çıkar.' diyen bir anlayışla bunca yıl
nasıl sürdürdün yaşamını?
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.