9786051051024
551424
https://www.turkishbooks.com/books/dewleta-osmani-u-neteweperweren-kurd-p551424.html
Dewleta Osmani û Neteweperweren Kurd
5.52
Tirk û Kurd wek du xelkên hêja, wextekî dirêj e li Anatoliyayê bi hev re derbaskirine û mensûbê eynî dînî ne. Belê dîsa jî, xebatên aqademîk yên derheq Tirkiye, nexasim jî yên li Tirkiye çap bûne, heta demeke nêzîk ji ber sebebên tên zanîn, mijara Kurdan mixabin wer maye diqorzî û quncikan de. Ya rast, jibo fahmkirina dîroka Tirkiye û Osmanî, pêwîst e ku Kurd jî mîna parçekî muhîm ê vê dîrokê bêne dîtin. Ev kitêba dest we de, di çarçoveya Xebatên Derheq Tirkiyeyê de, li pêşdarên sereke yên Kurdan û li hereketên wan ên neteweperwer yên di sedsala 20an de derketine, ji nêz ve dinere û bi qasî îmkanan, girêdayî çavkaniyên pêşî dimîne, di pêvajoya dîrokî de li peywendiya navbera dewleta Osmanî û Kurdan vedinere. Çawa ku di dîroka Tirkiyê de nedîtina rola Kurdan şaşîtiyek be, ew îdîya ku di seranserayî dîrokê de nasnameya Kurdî xwediyê naverokeke neguherî ye jî wer şaşîtî ye. Beşekî vê kitêbê bi temamî di heqê pêşveçûna nasnameya Kurdî maneya mefhûma Kurdî ya dîrokê pêde dewamî rûberî guherînê maye vedinere, û sebeba muhîmtirîna vê guherînê jî bandûra ku Kurdan ji dewletên lê jiyiyane stendine. Heta demên nêzîk, kitêbên li Turkiyê weşiyane yên derheq derketina neteweperweriya Kurdî de vekolîn kirine, bi pirranî aliyê wan ê îdeolojik li pêş e. Ev jî li dijî bêterefiya aqademîk e û dibe sebeb xwendekar rast agahdar nebin. Salên dawî li pey hev derketina çavkaniyên bingehîn û li Tirkî wergerandina hin xebatên zimanê biyanî yên ku li objektîfbûna aqademîk miqate ne, kêfa meriv tîne. Bi vê rêyê xwendekar li Tirkiyê firset û şensê wî çêdibe ku bigihîje kitêbên derheq mijareke wek neteweperweriya Kurd ku ji Tirkiye û Rojhilata Navîn re, hetta ji Ewrûpa re jî mijareke pirr girîng e. Hêvîdar im, vê kitêba dest we de, derheqê têkiliyên navbera dewleta Osmanî û pêşdarên Kurdan alî me bike ku zanînên me yên hindik firehtir bike.
TÜRKÇE ARKA KAPAK YAZISI:
Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçeye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiyedeki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur. Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.
TÜRKÇE ARKA KAPAK YAZISI:
Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçeye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiyedeki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur. Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.
Tirk û Kurd wek du xelkên hêja, wextekî dirêj e li Anatoliyayê bi hev re derbaskirine û mensûbê eynî dînî ne. Belê dîsa jî, xebatên aqademîk yên derheq Tirkiye, nexasim jî yên li Tirkiye çap bûne, heta demeke nêzîk ji ber sebebên tên zanîn, mijara Kurdan mixabin wer maye diqorzî û quncikan de. Ya rast, jibo fahmkirina dîroka Tirkiye û Osmanî, pêwîst e ku Kurd jî mîna parçekî muhîm ê vê dîrokê bêne dîtin. Ev kitêba dest we de, di çarçoveya Xebatên Derheq Tirkiyeyê de, li pêşdarên sereke yên Kurdan û li hereketên wan ên neteweperwer yên di sedsala 20an de derketine, ji nêz ve dinere û bi qasî îmkanan, girêdayî çavkaniyên pêşî dimîne, di pêvajoya dîrokî de li peywendiya navbera dewleta Osmanî û Kurdan vedinere. Çawa ku di dîroka Tirkiyê de nedîtina rola Kurdan şaşîtiyek be, ew îdîya ku di seranserayî dîrokê de nasnameya Kurdî xwediyê naverokeke neguherî ye jî wer şaşîtî ye. Beşekî vê kitêbê bi temamî di heqê pêşveçûna nasnameya Kurdî maneya mefhûma Kurdî ya dîrokê pêde dewamî rûberî guherînê maye vedinere, û sebeba muhîmtirîna vê guherînê jî bandûra ku Kurdan ji dewletên lê jiyiyane stendine. Heta demên nêzîk, kitêbên li Turkiyê weşiyane yên derheq derketina neteweperweriya Kurdî de vekolîn kirine, bi pirranî aliyê wan ê îdeolojik li pêş e. Ev jî li dijî bêterefiya aqademîk e û dibe sebeb xwendekar rast agahdar nebin. Salên dawî li pey hev derketina çavkaniyên bingehîn û li Tirkî wergerandina hin xebatên zimanê biyanî yên ku li objektîfbûna aqademîk miqate ne, kêfa meriv tîne. Bi vê rêyê xwendekar li Tirkiyê firset û şensê wî çêdibe ku bigihîje kitêbên derheq mijareke wek neteweperweriya Kurd ku ji Tirkiye û Rojhilata Navîn re, hetta ji Ewrûpa re jî mijareke pirr girîng e. Hêvîdar im, vê kitêba dest we de, derheqê têkiliyên navbera dewleta Osmanî û pêşdarên Kurdan alî me bike ku zanînên me yên hindik firehtir bike.
TÜRKÇE ARKA KAPAK YAZISI:
Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçeye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiyedeki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur. Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.
TÜRKÇE ARKA KAPAK YAZISI:
Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçeye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiyedeki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur. Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.