9786056973253
482117
https://www.turkishbooks.com/books/derya-tasdemir-p482117.html
Derya Taşdemir
6.24
Biz dalından hanımeli koparıp balını emen; leblebi
tozunun lezzetini en iyi bilen; dondurma külahı yere
düştüğünde ağlayan; biz, çatıya çıkıp anteni düzelten
babamıza "Tamam! Öyle dur!" diye seslenen, çiviyle
duvara asılan takvim yapraklarını annemizin her
yırtışındaki saf heyecana ortak olan çocuklardık.
Üniversitede "Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım,"
demekten gocunmayan, cebimizdeki son parayla eve
dönerken, taksicinin gündüz tarifesi açmasını dileyen
gençler olduk.
Tomurcuklanmaktan vazgeçmeyen gençliğimizin
anılarında gözyaşlarımızı biriktirdik. Keşmekeş
içindeki hayatımız, bazen geçmişte bazen de
gelecekte asılı kaldı. Kimilerine ya erken gittik ya da
çok geç kaldık...
Anın acısı, mutluluğu, sıkıntısı, gürültüsü, patırtısı,
salisenin yüzde bilmem kaçında olan o şey... O şeyin
ardında, her ağacın içinde olduğu koca bir orman var,
milyonlarca ağaçlı gerçek bir "Hatıra Ormanı"... Benim
hatıra ormanının en eski ve en köklü ağaçlarından,
siyah önlüklü ilkokuldan arkadaşım Derya... Geçmişi
getirdin de iyi mi oldu önümüze? Arı Maya'lı sarı,
pembe silgilerin kokusunu burnumuzun direğine. İyi
oldu çok iyi oldu... Yok hayır ağlamıyorum leblebi
tozu kaçtı gözüme.
Bülent Emrah Parlak, Oyuncu
Veda edebiliyor musun? Yoksa veda ettiğini zannedip
zihninde hapsettiğin anlara, anılara, geri dönüp
onların etrafında mı dolanıyorsun? Derya Taşdemir'in
kaleminden bugün, geçmiş, pişmanlık, aşk ve zamana
direnişle dolu, yalın ve akıcı bir üslupla yazılmış ilk
kitabı.
Özlem Çınar, Oyuncu
Bir çırpıda okuyup bitirdiğim, hayatın içinden, gerçek
insanlardan beslenen, abartısız, samimi, diline hayran
kaldığım, yormayan ama öğreten, anlatan, yaşayan bir
kitap...Ve bir kez daha anlıyoruz ki; her insan bir
hikaye, her insan bir roman... Okumakla bitmiyor.
Umarım devamı gelir sevgili Derya. Kalemine sağlık.
Şebnem Sungur, Besteci-Söz Yazarı
tozunun lezzetini en iyi bilen; dondurma külahı yere
düştüğünde ağlayan; biz, çatıya çıkıp anteni düzelten
babamıza "Tamam! Öyle dur!" diye seslenen, çiviyle
duvara asılan takvim yapraklarını annemizin her
yırtışındaki saf heyecana ortak olan çocuklardık.
Üniversitede "Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım,"
demekten gocunmayan, cebimizdeki son parayla eve
dönerken, taksicinin gündüz tarifesi açmasını dileyen
gençler olduk.
Tomurcuklanmaktan vazgeçmeyen gençliğimizin
anılarında gözyaşlarımızı biriktirdik. Keşmekeş
içindeki hayatımız, bazen geçmişte bazen de
gelecekte asılı kaldı. Kimilerine ya erken gittik ya da
çok geç kaldık...
Anın acısı, mutluluğu, sıkıntısı, gürültüsü, patırtısı,
salisenin yüzde bilmem kaçında olan o şey... O şeyin
ardında, her ağacın içinde olduğu koca bir orman var,
milyonlarca ağaçlı gerçek bir "Hatıra Ormanı"... Benim
hatıra ormanının en eski ve en köklü ağaçlarından,
siyah önlüklü ilkokuldan arkadaşım Derya... Geçmişi
getirdin de iyi mi oldu önümüze? Arı Maya'lı sarı,
pembe silgilerin kokusunu burnumuzun direğine. İyi
oldu çok iyi oldu... Yok hayır ağlamıyorum leblebi
tozu kaçtı gözüme.
Bülent Emrah Parlak, Oyuncu
Veda edebiliyor musun? Yoksa veda ettiğini zannedip
zihninde hapsettiğin anlara, anılara, geri dönüp
onların etrafında mı dolanıyorsun? Derya Taşdemir'in
kaleminden bugün, geçmiş, pişmanlık, aşk ve zamana
direnişle dolu, yalın ve akıcı bir üslupla yazılmış ilk
kitabı.
Özlem Çınar, Oyuncu
Bir çırpıda okuyup bitirdiğim, hayatın içinden, gerçek
insanlardan beslenen, abartısız, samimi, diline hayran
kaldığım, yormayan ama öğreten, anlatan, yaşayan bir
kitap...Ve bir kez daha anlıyoruz ki; her insan bir
hikaye, her insan bir roman... Okumakla bitmiyor.
Umarım devamı gelir sevgili Derya. Kalemine sağlık.
Şebnem Sungur, Besteci-Söz Yazarı
Biz dalından hanımeli koparıp balını emen; leblebi
tozunun lezzetini en iyi bilen; dondurma külahı yere
düştüğünde ağlayan; biz, çatıya çıkıp anteni düzelten
babamıza "Tamam! Öyle dur!" diye seslenen, çiviyle
duvara asılan takvim yapraklarını annemizin her
yırtışındaki saf heyecana ortak olan çocuklardık.
Üniversitede "Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım,"
demekten gocunmayan, cebimizdeki son parayla eve
dönerken, taksicinin gündüz tarifesi açmasını dileyen
gençler olduk.
Tomurcuklanmaktan vazgeçmeyen gençliğimizin
anılarında gözyaşlarımızı biriktirdik. Keşmekeş
içindeki hayatımız, bazen geçmişte bazen de
gelecekte asılı kaldı. Kimilerine ya erken gittik ya da
çok geç kaldık...
Anın acısı, mutluluğu, sıkıntısı, gürültüsü, patırtısı,
salisenin yüzde bilmem kaçında olan o şey... O şeyin
ardında, her ağacın içinde olduğu koca bir orman var,
milyonlarca ağaçlı gerçek bir "Hatıra Ormanı"... Benim
hatıra ormanının en eski ve en köklü ağaçlarından,
siyah önlüklü ilkokuldan arkadaşım Derya... Geçmişi
getirdin de iyi mi oldu önümüze? Arı Maya'lı sarı,
pembe silgilerin kokusunu burnumuzun direğine. İyi
oldu çok iyi oldu... Yok hayır ağlamıyorum leblebi
tozu kaçtı gözüme.
Bülent Emrah Parlak, Oyuncu
Veda edebiliyor musun? Yoksa veda ettiğini zannedip
zihninde hapsettiğin anlara, anılara, geri dönüp
onların etrafında mı dolanıyorsun? Derya Taşdemir'in
kaleminden bugün, geçmiş, pişmanlık, aşk ve zamana
direnişle dolu, yalın ve akıcı bir üslupla yazılmış ilk
kitabı.
Özlem Çınar, Oyuncu
Bir çırpıda okuyup bitirdiğim, hayatın içinden, gerçek
insanlardan beslenen, abartısız, samimi, diline hayran
kaldığım, yormayan ama öğreten, anlatan, yaşayan bir
kitap...Ve bir kez daha anlıyoruz ki; her insan bir
hikaye, her insan bir roman... Okumakla bitmiyor.
Umarım devamı gelir sevgili Derya. Kalemine sağlık.
Şebnem Sungur, Besteci-Söz Yazarı
tozunun lezzetini en iyi bilen; dondurma külahı yere
düştüğünde ağlayan; biz, çatıya çıkıp anteni düzelten
babamıza "Tamam! Öyle dur!" diye seslenen, çiviyle
duvara asılan takvim yapraklarını annemizin her
yırtışındaki saf heyecana ortak olan çocuklardık.
Üniversitede "Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım,"
demekten gocunmayan, cebimizdeki son parayla eve
dönerken, taksicinin gündüz tarifesi açmasını dileyen
gençler olduk.
Tomurcuklanmaktan vazgeçmeyen gençliğimizin
anılarında gözyaşlarımızı biriktirdik. Keşmekeş
içindeki hayatımız, bazen geçmişte bazen de
gelecekte asılı kaldı. Kimilerine ya erken gittik ya da
çok geç kaldık...
Anın acısı, mutluluğu, sıkıntısı, gürültüsü, patırtısı,
salisenin yüzde bilmem kaçında olan o şey... O şeyin
ardında, her ağacın içinde olduğu koca bir orman var,
milyonlarca ağaçlı gerçek bir "Hatıra Ormanı"... Benim
hatıra ormanının en eski ve en köklü ağaçlarından,
siyah önlüklü ilkokuldan arkadaşım Derya... Geçmişi
getirdin de iyi mi oldu önümüze? Arı Maya'lı sarı,
pembe silgilerin kokusunu burnumuzun direğine. İyi
oldu çok iyi oldu... Yok hayır ağlamıyorum leblebi
tozu kaçtı gözüme.
Bülent Emrah Parlak, Oyuncu
Veda edebiliyor musun? Yoksa veda ettiğini zannedip
zihninde hapsettiğin anlara, anılara, geri dönüp
onların etrafında mı dolanıyorsun? Derya Taşdemir'in
kaleminden bugün, geçmiş, pişmanlık, aşk ve zamana
direnişle dolu, yalın ve akıcı bir üslupla yazılmış ilk
kitabı.
Özlem Çınar, Oyuncu
Bir çırpıda okuyup bitirdiğim, hayatın içinden, gerçek
insanlardan beslenen, abartısız, samimi, diline hayran
kaldığım, yormayan ama öğreten, anlatan, yaşayan bir
kitap...Ve bir kez daha anlıyoruz ki; her insan bir
hikaye, her insan bir roman... Okumakla bitmiyor.
Umarım devamı gelir sevgili Derya. Kalemine sağlık.
Şebnem Sungur, Besteci-Söz Yazarı
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.