9789755112022
549601
https://www.turkishbooks.com/books/cok-katli-yuksek-yapilarda-tasiyici-sistemler-p549601.html
Çok Katlı Yüksek Yapılarda Taşıyıcı Sistemler
4.89
ÖNSÖZ
Yüksek binaların günümüz şehirlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır. Yüksek binalar şehirlerimizin görünümünü değiştirmiş ve onları kullanan veya içinde yaşayan insanların bakış açısına yeni bir yön kazandırmıştır. Daha yüksek bir şehirleşme düzeyi, şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, çalışma alanlarına duyulan gereksinim sonucu günümüzdeki yapılardan daha yüksekleri kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkacaktır. Eğer yüksek binaların gelişimi bu yönde devam ederse ve yapımı zorunlu hale gelirse, bu yapıların toplumsal bakımdan, işlevsel, ekonomik bakımdan verimli, teknolojik bakımdan içindekiler ve çevresindekiler için en uygun koşulları oluşturan, içinde yaşanması, çalışması, eğlenmesi ilgi çekici, estetik açıdan heyecan verici yeni ortamlar, çevreler yaratması sağlanmalıdır.
Ülkemiz için izlenmesi gereken yol, yüksek binaların gerekli ya da gereksiz olduklarını tartışmak değil, sakıncalarını en aza indirip, avantajlarından en iyi şekilde yararlanmak için neler yapılacağını aramak, insan, yapı ve kentsel çevre düzeyinde sorunlarını ortaya koymaktır. Yüksek binaların karşı karşıya bulundukları en önemli problem, deprem ve rüzgar etkisi altında taşıyıcı sistem sorunları, ısıtma-soğutma havalandırma ve yangından korunma sistemleridir. Ancak son 40-50 yılda yapı sistem ve teknolojisinde kaydedilen gelişmeler, doğal afetler bakımından büyük risk altında bulunan Amerika ve Japonyada dahi 100 kat ve üzerinde yapıların güvenle yapılmasına olanak tanımıştır.
Gökdelen tasarımcıları, geleceğin gereksinmelerini karşılayabilmek, gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek için yüksek binaların tasarım ve konstrüksiyonlarındaki en son gelişmeleri ve eğilimleri izlemek durumundadır. Bu çalışma, günümüze kadar uygulanmış ve uygulanmakta olan yüksek yapı taşıyıcı sistemlerini, örnekleriyle birlikte ortaya koyarak, geleceğin gökdelen tasarımcılarına gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek, teknolojiden yararlanmak ve mevcut yaklaşımları izlemek için bir kaynak oluşturmayı hedeflemektedir.
Şubat 1999
Yüksek binaların günümüz şehirlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır. Yüksek binalar şehirlerimizin görünümünü değiştirmiş ve onları kullanan veya içinde yaşayan insanların bakış açısına yeni bir yön kazandırmıştır. Daha yüksek bir şehirleşme düzeyi, şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, çalışma alanlarına duyulan gereksinim sonucu günümüzdeki yapılardan daha yüksekleri kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkacaktır. Eğer yüksek binaların gelişimi bu yönde devam ederse ve yapımı zorunlu hale gelirse, bu yapıların toplumsal bakımdan, işlevsel, ekonomik bakımdan verimli, teknolojik bakımdan içindekiler ve çevresindekiler için en uygun koşulları oluşturan, içinde yaşanması, çalışması, eğlenmesi ilgi çekici, estetik açıdan heyecan verici yeni ortamlar, çevreler yaratması sağlanmalıdır.
Ülkemiz için izlenmesi gereken yol, yüksek binaların gerekli ya da gereksiz olduklarını tartışmak değil, sakıncalarını en aza indirip, avantajlarından en iyi şekilde yararlanmak için neler yapılacağını aramak, insan, yapı ve kentsel çevre düzeyinde sorunlarını ortaya koymaktır. Yüksek binaların karşı karşıya bulundukları en önemli problem, deprem ve rüzgar etkisi altında taşıyıcı sistem sorunları, ısıtma-soğutma havalandırma ve yangından korunma sistemleridir. Ancak son 40-50 yılda yapı sistem ve teknolojisinde kaydedilen gelişmeler, doğal afetler bakımından büyük risk altında bulunan Amerika ve Japonyada dahi 100 kat ve üzerinde yapıların güvenle yapılmasına olanak tanımıştır.
Gökdelen tasarımcıları, geleceğin gereksinmelerini karşılayabilmek, gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek için yüksek binaların tasarım ve konstrüksiyonlarındaki en son gelişmeleri ve eğilimleri izlemek durumundadır. Bu çalışma, günümüze kadar uygulanmış ve uygulanmakta olan yüksek yapı taşıyıcı sistemlerini, örnekleriyle birlikte ortaya koyarak, geleceğin gökdelen tasarımcılarına gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek, teknolojiden yararlanmak ve mevcut yaklaşımları izlemek için bir kaynak oluşturmayı hedeflemektedir.
Şubat 1999
ÖNSÖZ
Yüksek binaların günümüz şehirlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır. Yüksek binalar şehirlerimizin görünümünü değiştirmiş ve onları kullanan veya içinde yaşayan insanların bakış açısına yeni bir yön kazandırmıştır. Daha yüksek bir şehirleşme düzeyi, şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, çalışma alanlarına duyulan gereksinim sonucu günümüzdeki yapılardan daha yüksekleri kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkacaktır. Eğer yüksek binaların gelişimi bu yönde devam ederse ve yapımı zorunlu hale gelirse, bu yapıların toplumsal bakımdan, işlevsel, ekonomik bakımdan verimli, teknolojik bakımdan içindekiler ve çevresindekiler için en uygun koşulları oluşturan, içinde yaşanması, çalışması, eğlenmesi ilgi çekici, estetik açıdan heyecan verici yeni ortamlar, çevreler yaratması sağlanmalıdır.
Ülkemiz için izlenmesi gereken yol, yüksek binaların gerekli ya da gereksiz olduklarını tartışmak değil, sakıncalarını en aza indirip, avantajlarından en iyi şekilde yararlanmak için neler yapılacağını aramak, insan, yapı ve kentsel çevre düzeyinde sorunlarını ortaya koymaktır. Yüksek binaların karşı karşıya bulundukları en önemli problem, deprem ve rüzgar etkisi altında taşıyıcı sistem sorunları, ısıtma-soğutma havalandırma ve yangından korunma sistemleridir. Ancak son 40-50 yılda yapı sistem ve teknolojisinde kaydedilen gelişmeler, doğal afetler bakımından büyük risk altında bulunan Amerika ve Japonyada dahi 100 kat ve üzerinde yapıların güvenle yapılmasına olanak tanımıştır.
Gökdelen tasarımcıları, geleceğin gereksinmelerini karşılayabilmek, gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek için yüksek binaların tasarım ve konstrüksiyonlarındaki en son gelişmeleri ve eğilimleri izlemek durumundadır. Bu çalışma, günümüze kadar uygulanmış ve uygulanmakta olan yüksek yapı taşıyıcı sistemlerini, örnekleriyle birlikte ortaya koyarak, geleceğin gökdelen tasarımcılarına gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek, teknolojiden yararlanmak ve mevcut yaklaşımları izlemek için bir kaynak oluşturmayı hedeflemektedir.
Şubat 1999
Yüksek binaların günümüz şehirlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır. Yüksek binalar şehirlerimizin görünümünü değiştirmiş ve onları kullanan veya içinde yaşayan insanların bakış açısına yeni bir yön kazandırmıştır. Daha yüksek bir şehirleşme düzeyi, şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, çalışma alanlarına duyulan gereksinim sonucu günümüzdeki yapılardan daha yüksekleri kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkacaktır. Eğer yüksek binaların gelişimi bu yönde devam ederse ve yapımı zorunlu hale gelirse, bu yapıların toplumsal bakımdan, işlevsel, ekonomik bakımdan verimli, teknolojik bakımdan içindekiler ve çevresindekiler için en uygun koşulları oluşturan, içinde yaşanması, çalışması, eğlenmesi ilgi çekici, estetik açıdan heyecan verici yeni ortamlar, çevreler yaratması sağlanmalıdır.
Ülkemiz için izlenmesi gereken yol, yüksek binaların gerekli ya da gereksiz olduklarını tartışmak değil, sakıncalarını en aza indirip, avantajlarından en iyi şekilde yararlanmak için neler yapılacağını aramak, insan, yapı ve kentsel çevre düzeyinde sorunlarını ortaya koymaktır. Yüksek binaların karşı karşıya bulundukları en önemli problem, deprem ve rüzgar etkisi altında taşıyıcı sistem sorunları, ısıtma-soğutma havalandırma ve yangından korunma sistemleridir. Ancak son 40-50 yılda yapı sistem ve teknolojisinde kaydedilen gelişmeler, doğal afetler bakımından büyük risk altında bulunan Amerika ve Japonyada dahi 100 kat ve üzerinde yapıların güvenle yapılmasına olanak tanımıştır.
Gökdelen tasarımcıları, geleceğin gereksinmelerini karşılayabilmek, gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek için yüksek binaların tasarım ve konstrüksiyonlarındaki en son gelişmeleri ve eğilimleri izlemek durumundadır. Bu çalışma, günümüze kadar uygulanmış ve uygulanmakta olan yüksek yapı taşıyıcı sistemlerini, örnekleriyle birlikte ortaya koyarak, geleceğin gökdelen tasarımcılarına gerçekçi tasarımlar ortaya koyabilmek, teknolojiden yararlanmak ve mevcut yaklaşımları izlemek için bir kaynak oluşturmayı hedeflemektedir.
Şubat 1999
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.