9786052945414
606877
https://www.turkishbooks.com/books/cin-nasil-basardilar-p606877.html
Çin - Nasıl Başardılar?
3.36
Bir ülkenin ekonomik açıdan kalkınmasında en önemli itici gücü, o ülkenin sahip olduğu eğitim düzeyidir. Bilimsel araştırmalar, eğitim düzeyi ile kalkınmanın unsurları olan ekonomik büyüme, siyasal, yeni global yönetim ve toplumsal gelişme arasında anlamlı ilişkiler bulunduğunu göstermektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde eğitim, toplumun bir bütün olarak kalkınmasında bir araç olarak görüldüğünden eğitim finansmanı kamunun öncelikli sorumluluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü eğitim yatırımları, insan sermayesine katkıda bulunan en önemli ekonomik aktörlerin başında gelmektedir. Eğitimin diğer alanlarla olan ilişkisi göz önüne alındığında özellikle eğitim ve ekonomi kavramlarının birbirine ciddi anlamda katkıda bulunduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda ülkelerin gayrisafi milli hasılaları ve kişi başına düşen ekonomik girdi ve çıktılarının eğitim ile bir şekilde ilişkilendirilebileceği söylenebilir. Sürekli gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyoruz. Değişime açık, uyum sağlayabilen ve koşullarla birlikte kendisini geliştirebilen ülkeler başarıyı yakalamaktadır. Ancak başarının anlık olarak yakalanmasından çok sürdürülebilir olması daha önemlidir.
Bir ülkenin ekonomik açıdan kalkınmasında en önemli itici gücü, o ülkenin sahip olduğu eğitim düzeyidir. Bilimsel araştırmalar, eğitim düzeyi ile kalkınmanın unsurları olan ekonomik büyüme, siyasal, yeni global yönetim ve toplumsal gelişme arasında anlamlı ilişkiler bulunduğunu göstermektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde eğitim, toplumun bir bütün olarak kalkınmasında bir araç olarak görüldüğünden eğitim finansmanı kamunun öncelikli sorumluluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü eğitim yatırımları, insan sermayesine katkıda bulunan en önemli ekonomik aktörlerin başında gelmektedir. Eğitimin diğer alanlarla olan ilişkisi göz önüne alındığında özellikle eğitim ve ekonomi kavramlarının birbirine ciddi anlamda katkıda bulunduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda ülkelerin gayrisafi milli hasılaları ve kişi başına düşen ekonomik girdi ve çıktılarının eğitim ile bir şekilde ilişkilendirilebileceği söylenebilir. Sürekli gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyoruz. Değişime açık, uyum sağlayabilen ve koşullarla birlikte kendisini geliştirebilen ülkeler başarıyı yakalamaktadır. Ancak başarının anlık olarak yakalanmasından çok sürdürülebilir olması daha önemlidir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.