9789759044640
114760
https://www.turkishbooks.com/books/cennet-gibi-sehir-p114760.html
Cennet Gibi Şehir
3.12
İlk baskısı 1340 (m. 1921) yılında yayınlanan Cennet Gibi Şehir, sırasıyla şu on kısa öyküden oluşmakta: 1-Cennet Gibi Şehir, 2-İranlıların Bayramı, 3-Sokağın Geçmişi, 4-Bibi Şehrbânu, 5-Doğum, 6-Model, 7- Erkeklerle Olan Bir Kadın, 8-Vekil Çarşısında, 9-Dönmeyen Adam, 10-Kulis. Bu öykülerin her biri 1332 yılında yaşanan 27 Mordad darbesinden sonraki İranın siyasi, toplumsal ve kültürel ortamının bir mahsulüdür.
Bu kitap, karanlık ve boğucu bir devrin hatırası olup içinde yaşayıp tecrübe edindiğim toplumun bir yansımasıdır. Öykülerimdeki karakterlerin çoğu gerçek olup, bizzat görüştüğüm insanlardır. Yazar kitabı ile ilgili giriş mahiyetindeki bu değerlendirmesinin devamında o baskı ve karanlık dönemini Neanderthallerin çağı olarak adlandırmakta ve onların yaşamış olduğu çağı, kendi çağından üstün gördüğünü belirterek; Çağdaşım olan yazarlar ve ben, Neanderthaller döneminde yaşadık ve kendi ülkemizde olmamıza rağmen gurbetlerde yetiştik. Neanderthaller tarih öncesi dönemde yaşıyor ve avcılık yapıyorlardı. Ama insanın insanla savaşı asla söz konusu değildi. Allah ölülerine rahmet etsin-asil maymunlardı. Sadece kendilerinin ve ailelerinin karnını doyurmak için avlanırlardı. Bizim dönemimizde ise mücadeleci insanların avlanması söz konusuydu demektedir. Dile getirdiği bu açıklamalardan sonra, sözünü ettiği ortamın yansıması olan öykülerinin bazı sahnelerine göndermelerde bulunarak: O dönemde, her yeri hafakanlar basmış; gerçekler meçhul perdelerin arkasına saklanmış; ya da yalan yanlış haberlerle çarpıtılarak başka şekillerde gösteriliyordu. Sanatçıların hassas alıcılarının tüm hakikatleri olduğu gibi kaydedip, doğru haberi yazarların ve diğer sanatçıların yüreğine ve beyni-ne iletmeleri, onların da bu gerçeklerin farkına varıp, bunu eserlerine yansıtmaları çok zordu diyecektir. Görüleceği üzere Cennet Gibi Şehir, tam anlamıyla İranın otuzlu yıllarının bir yansımasıdır.
Simin Danişver, Modern İranın bir öykü kitabı yayınlanan ilk kadın yazarıdır. Eşi Celal Âl Ahmed ile birlikte çağdaş İran edebiyatının önemli temsilcilerinden biridir. Önemli öykü kitaplarına ve romanlara imza atmıştır. Cennet Gibi Şehir İranın en çok okunan yazarlarından olan Danişverin, İranın çarşısı, pazarı, sokağı, gelenekleri, kurumları, ailesi, inancı üzerinden; insanı, kadını, erkeği, çocuğu, yaşlıyı, genci, hayatı anlattığı hikâyelerden oluşuyor. Bizzat görüştüğü kahramanlarının yaşadıklarından oluşan hikâyelerinde; çaresizlikleri, alışkanlıkları, vurdumduymazlıkları, işgüzarlıkları, özlemleri, hasretleri, sadelikleri, mutlulukları ve hırslarının kısaca insana dair olan her şeyin terkibinden oluşan bir insan ve toplum öğesi ortaya konuluyor. İnsanların toplumsal kabul görmüş yanlış inanç ve alışkanlıklara farkına varmaksızın nasıl bağlandıkları, farkına varanların da örülmüş ağların tahakkümünden kurtulamamanın ızdırabı ile yüzleşmeleri işleniyor. Siyasî olana göndermeler adı konulmaksızın mekanlar, kahramanlar ve yaşadıkları üzerinden yapılıyor. Bu da öykülerin edebi değerini bir kat daha arttırıyor. Öykülerinde toplumcu olan yazar, aynı zamanda reeldir de. Fakat öykülerin işlenişindeki sıcaklık, insan unsuru ile de birleşerek duygusal bir nitelik kazanıyor. Kitapta Tebriz, Şiraz, Tahran gibi İran şehirleri gelenekleri, insanı ve sosyal dokuları ile sergileniyor. İranın sokaklarında dolaşmak için, insanıyla tanışmak için bir fırsat sunan Cennet Gibi Şehir, Simin Danişverin Türkçeye çevrilen ilk kitabı.
İlk baskısı 1340 (m. 1921) yılında yayınlanan Cennet Gibi Şehir, sırasıyla şu on kısa öyküden oluşmakta: 1-Cennet Gibi Şehir, 2-İranlıların Bayramı, 3-Sokağın Geçmişi, 4-Bibi Şehrbânu, 5-Doğum, 6-Model, 7- Erkeklerle Olan Bir Kadın, 8-Vekil Çarşısında, 9-Dönmeyen Adam, 10-Kulis. Bu öykülerin her biri 1332 yılında yaşanan 27 Mordad darbesinden sonraki İranın siyasi, toplumsal ve kültürel ortamının bir mahsulüdür.
Bu kitap, karanlık ve boğucu bir devrin hatırası olup içinde yaşayıp tecrübe edindiğim toplumun bir yansımasıdır. Öykülerimdeki karakterlerin çoğu gerçek olup, bizzat görüştüğüm insanlardır. Yazar kitabı ile ilgili giriş mahiyetindeki bu değerlendirmesinin devamında o baskı ve karanlık dönemini Neanderthallerin çağı olarak adlandırmakta ve onların yaşamış olduğu çağı, kendi çağından üstün gördüğünü belirterek; Çağdaşım olan yazarlar ve ben, Neanderthaller döneminde yaşadık ve kendi ülkemizde olmamıza rağmen gurbetlerde yetiştik. Neanderthaller tarih öncesi dönemde yaşıyor ve avcılık yapıyorlardı. Ama insanın insanla savaşı asla söz konusu değildi. Allah ölülerine rahmet etsin-asil maymunlardı. Sadece kendilerinin ve ailelerinin karnını doyurmak için avlanırlardı. Bizim dönemimizde ise mücadeleci insanların avlanması söz konusuydu demektedir. Dile getirdiği bu açıklamalardan sonra, sözünü ettiği ortamın yansıması olan öykülerinin bazı sahnelerine göndermelerde bulunarak: O dönemde, her yeri hafakanlar basmış; gerçekler meçhul perdelerin arkasına saklanmış; ya da yalan yanlış haberlerle çarpıtılarak başka şekillerde gösteriliyordu. Sanatçıların hassas alıcılarının tüm hakikatleri olduğu gibi kaydedip, doğru haberi yazarların ve diğer sanatçıların yüreğine ve beyni-ne iletmeleri, onların da bu gerçeklerin farkına varıp, bunu eserlerine yansıtmaları çok zordu diyecektir. Görüleceği üzere Cennet Gibi Şehir, tam anlamıyla İranın otuzlu yıllarının bir yansımasıdır.
Simin Danişver, Modern İranın bir öykü kitabı yayınlanan ilk kadın yazarıdır. Eşi Celal Âl Ahmed ile birlikte çağdaş İran edebiyatının önemli temsilcilerinden biridir. Önemli öykü kitaplarına ve romanlara imza atmıştır. Cennet Gibi Şehir İranın en çok okunan yazarlarından olan Danişverin, İranın çarşısı, pazarı, sokağı, gelenekleri, kurumları, ailesi, inancı üzerinden; insanı, kadını, erkeği, çocuğu, yaşlıyı, genci, hayatı anlattığı hikâyelerden oluşuyor. Bizzat görüştüğü kahramanlarının yaşadıklarından oluşan hikâyelerinde; çaresizlikleri, alışkanlıkları, vurdumduymazlıkları, işgüzarlıkları, özlemleri, hasretleri, sadelikleri, mutlulukları ve hırslarının kısaca insana dair olan her şeyin terkibinden oluşan bir insan ve toplum öğesi ortaya konuluyor. İnsanların toplumsal kabul görmüş yanlış inanç ve alışkanlıklara farkına varmaksızın nasıl bağlandıkları, farkına varanların da örülmüş ağların tahakkümünden kurtulamamanın ızdırabı ile yüzleşmeleri işleniyor. Siyasî olana göndermeler adı konulmaksızın mekanlar, kahramanlar ve yaşadıkları üzerinden yapılıyor. Bu da öykülerin edebi değerini bir kat daha arttırıyor. Öykülerinde toplumcu olan yazar, aynı zamanda reeldir de. Fakat öykülerin işlenişindeki sıcaklık, insan unsuru ile de birleşerek duygusal bir nitelik kazanıyor. Kitapta Tebriz, Şiraz, Tahran gibi İran şehirleri gelenekleri, insanı ve sosyal dokuları ile sergileniyor. İranın sokaklarında dolaşmak için, insanıyla tanışmak için bir fırsat sunan Cennet Gibi Şehir, Simin Danişverin Türkçeye çevrilen ilk kitabı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.