Cana Gelen Zararlarda Tazminatın Ölçüsü ve Kazanç Kavramı

Bu kitapta iki yönlü bir yol izlenmiş, bir yandan uygulamada neler yapıldığı anlatılırken, öte yandan olması ve yapılması gerekenler araştırılıp öneriler sunulmuştur. Öneriler, bizim kişisel görüşlerimizin ötesinde kimi öğretide, kimi Yargıtay kararlarında yer alan, ama nedense gözden kaçırılan insancıl ve hukuka yaraşır görüşlerdir. Bu görüşlerin daha da geliştirilip, artık can zararlarının mal zararı gibi değerlendirilmesinden vazgeçilmesini, insanın değeri kavramına yaraşır uygulamaların yaygınlaştırılmasını ve yaşam hakkını en yüce hak sayan bir anlayışın egemen olmasını beklemekteyiz. Kitabımızda her bölüm kendi içinde bağımsız kılınmaya çalışılmış; bu yüzden bir önceki bölümdeki bazı konular sonraki bölümlerde yinelenmiştir. Bu yinemeler oldukça çoktur. Amaç, uygulayıcıyı arama sıkıntısından kurtarmak, ona zaman kazandırmaktır. Biliyoruz ki, uygulayıcı önüne bir konu, bir dava geldiğinde onu bir an önce kavramak, ona uygun kararları ve görüşleri hemen elinin altında görmek isteyecektir. Giderek, kitaptan fotokopi alıp dosyasına koyabilmesinin olanakları da sağlanmaya çalışılmış; bunun için her bölüme bir bütünsellik verilmeye özen gösterilmiştir. Ölüm nedeniyle destek tazminatı hakkında Can zararlarının malvarlığı eksilmesi ve kazanç kaybı olarak değerlendirilmesini, destek zararlarının bakım gücü-bakım ihtiyacı anlayışıyla ele alınmasını doğru bulmadığımız için, ölen kişinin varlıklı veya yoksul olmasına, kazanç elde edip etmemesine bakılmaksızın hangi yaşta olursa olsun bedensel ve düşünsel varlığıyla yakınlarına maddi destek sağladığının, onun ölümüyle yoksun kalınanın onun beden ve beyin gücü olduğunun kabulü ile hesaplamada yalnızca haksız eylemin yol açtığı yoksunluğun gözetilmesi; haksahiplerine bir miras (malvarlığı, şirket ortaklığı ve şirket kâr payları, bir takım taşınır veya taşınmaz gelirleri, ferdi kaza ve hayat sigortası, ölüm dalından bağlanan dul, yetim ve benzeri aylıklar vb.) kalmışsa, bunlarla haksız eylemin yolaçtığı zararlar arasında bir nedensellik bağı kurulamayacağından, bunların tazminat hesabına katılmaması ve ölenden kalan her türlü parasal değerlerin tazminattan indirim konusu yapılmaması, bu yoldan zarar sorumlularının daha az tazminat ödemeleri sonucunu doğuracak haksız uygulamalardan kaçınılması, yalnızca ve yalnızca ölenin bedensel ve düşünsel destekliğinin tazminat hesabının ölçüsü olarak alınması önerilmiştir. ...............