9789759000950
492094
https://www.turkishbooks.com/books/buyulu-gerceklik-cilt-1-p492094.html
Büyülü Gerçeklik Cilt 1 Ezeli Siyasi Dinin Ebedi Edebi Dili - Büyünün Gerçekliğinden Gerçekliğin Büyüsüne
16.8
Önce 'Söz' vardı. 'Sonra Söz, Dil oldu. Sonrasında Dil büyü oldu. Dil büyü ile birdi ve Dil büyüydü. Her şey
büyünün aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey büyüsüz olmadı. Gerçek ondaydı ve gerçek insanların büyülü
ışığıydı. Büyülü ışık karanlıkta parlardı ve hiçbir karanlık onu alt edemezdi. Büyü ile Dil alaşımı büyülü sözlük
doğurdu. Büyücü sözcüler büyülü sözlüklerle büyülü sözler üretip büyüleyici 'Dil'ler ürettiler. Büyüleyici diller
büyüsel dinler yarattılar. Büyüsel dinlerin büyüleyici dilleri büyüsel siyasetler yarattı. Büyücü siyasetçiler 'siyaset
gerçek din olsun!' dediler; siyaset hemen gerçek din oldu. Gerçek dinler büyüyü mutlak gerçekliğe dönüştürdüler.
Mutlak gerçeklikler kutsal diller ve mutlak sözlükler ürettiler. Gökyüzünde cennet aramaktan vazgeçen insanlar
kovuldukları/düştükleri yeryüzü cehennemini cennete dönüştürmek için gökyüzünün/cennet büyüsü ile
yeryüzünün/cehennem gerçekliğini alaşımlayıp melez 'Söz'ler ürettiler. Melez sözlerden yeni kuleler, kaleler ve
kentler yaptılar. Büyünün gerçekliğinden gerçekliğin büyüsüne evrimlendiler. Farklı dilleri olsa da aynı 'büyülü
söz'lerle konuştular.
Her bir insan ve insanlık durumu 'Hakikat' arayışını bırakıp 'Mutlak Hakikat'i bulmanın/bilmenin seçilmişliği ile
kendi hakikat dilini temsil ettiler. Keskin bir kılıç olarak kullandıkları dilleri ile 'her şeyin her şey üzerindeki terör
dünyasını' yarattılar. Yeryüzünde cennet yaratma ihtirasları gökyüzü cehennemini dahi arzulatır oldu. Dilin dininin
ve dinin dilinin büyü ile gerçeği alaşımlayan yapısı cennet ile cehennemi de alaşımladı. Tüm insanlık bu alaşımsal
'Söz' virüsünün/mikrobunun gönüllü sözcüleri olarak sadece insanları değil insanlığı da yok ettiler: Büyülü din ve
büyüleyici dil salgını yani büyüleyici yasak meyvenin dili ile. Herkes bu 'Bana/Bize göre'nin yasak meyvesini
yiyordu: Söz'e göre, Hakikat'e göre, Söz'ün hakikatine göre ve Hakikat'in sözüne göre meyveleri çoktan
çürümüştü; Babil'in büyü kulelerinin büyülü gerçekçilik gölgeleri altında.
büyünün aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey büyüsüz olmadı. Gerçek ondaydı ve gerçek insanların büyülü
ışığıydı. Büyülü ışık karanlıkta parlardı ve hiçbir karanlık onu alt edemezdi. Büyü ile Dil alaşımı büyülü sözlük
doğurdu. Büyücü sözcüler büyülü sözlüklerle büyülü sözler üretip büyüleyici 'Dil'ler ürettiler. Büyüleyici diller
büyüsel dinler yarattılar. Büyüsel dinlerin büyüleyici dilleri büyüsel siyasetler yarattı. Büyücü siyasetçiler 'siyaset
gerçek din olsun!' dediler; siyaset hemen gerçek din oldu. Gerçek dinler büyüyü mutlak gerçekliğe dönüştürdüler.
Mutlak gerçeklikler kutsal diller ve mutlak sözlükler ürettiler. Gökyüzünde cennet aramaktan vazgeçen insanlar
kovuldukları/düştükleri yeryüzü cehennemini cennete dönüştürmek için gökyüzünün/cennet büyüsü ile
yeryüzünün/cehennem gerçekliğini alaşımlayıp melez 'Söz'ler ürettiler. Melez sözlerden yeni kuleler, kaleler ve
kentler yaptılar. Büyünün gerçekliğinden gerçekliğin büyüsüne evrimlendiler. Farklı dilleri olsa da aynı 'büyülü
söz'lerle konuştular.
Her bir insan ve insanlık durumu 'Hakikat' arayışını bırakıp 'Mutlak Hakikat'i bulmanın/bilmenin seçilmişliği ile
kendi hakikat dilini temsil ettiler. Keskin bir kılıç olarak kullandıkları dilleri ile 'her şeyin her şey üzerindeki terör
dünyasını' yarattılar. Yeryüzünde cennet yaratma ihtirasları gökyüzü cehennemini dahi arzulatır oldu. Dilin dininin
ve dinin dilinin büyü ile gerçeği alaşımlayan yapısı cennet ile cehennemi de alaşımladı. Tüm insanlık bu alaşımsal
'Söz' virüsünün/mikrobunun gönüllü sözcüleri olarak sadece insanları değil insanlığı da yok ettiler: Büyülü din ve
büyüleyici dil salgını yani büyüleyici yasak meyvenin dili ile. Herkes bu 'Bana/Bize göre'nin yasak meyvesini
yiyordu: Söz'e göre, Hakikat'e göre, Söz'ün hakikatine göre ve Hakikat'in sözüne göre meyveleri çoktan
çürümüştü; Babil'in büyü kulelerinin büyülü gerçekçilik gölgeleri altında.
Önce 'Söz' vardı. 'Sonra Söz, Dil oldu. Sonrasında Dil büyü oldu. Dil büyü ile birdi ve Dil büyüydü. Her şey
büyünün aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey büyüsüz olmadı. Gerçek ondaydı ve gerçek insanların büyülü
ışığıydı. Büyülü ışık karanlıkta parlardı ve hiçbir karanlık onu alt edemezdi. Büyü ile Dil alaşımı büyülü sözlük
doğurdu. Büyücü sözcüler büyülü sözlüklerle büyülü sözler üretip büyüleyici 'Dil'ler ürettiler. Büyüleyici diller
büyüsel dinler yarattılar. Büyüsel dinlerin büyüleyici dilleri büyüsel siyasetler yarattı. Büyücü siyasetçiler 'siyaset
gerçek din olsun!' dediler; siyaset hemen gerçek din oldu. Gerçek dinler büyüyü mutlak gerçekliğe dönüştürdüler.
Mutlak gerçeklikler kutsal diller ve mutlak sözlükler ürettiler. Gökyüzünde cennet aramaktan vazgeçen insanlar
kovuldukları/düştükleri yeryüzü cehennemini cennete dönüştürmek için gökyüzünün/cennet büyüsü ile
yeryüzünün/cehennem gerçekliğini alaşımlayıp melez 'Söz'ler ürettiler. Melez sözlerden yeni kuleler, kaleler ve
kentler yaptılar. Büyünün gerçekliğinden gerçekliğin büyüsüne evrimlendiler. Farklı dilleri olsa da aynı 'büyülü
söz'lerle konuştular.
Her bir insan ve insanlık durumu 'Hakikat' arayışını bırakıp 'Mutlak Hakikat'i bulmanın/bilmenin seçilmişliği ile
kendi hakikat dilini temsil ettiler. Keskin bir kılıç olarak kullandıkları dilleri ile 'her şeyin her şey üzerindeki terör
dünyasını' yarattılar. Yeryüzünde cennet yaratma ihtirasları gökyüzü cehennemini dahi arzulatır oldu. Dilin dininin
ve dinin dilinin büyü ile gerçeği alaşımlayan yapısı cennet ile cehennemi de alaşımladı. Tüm insanlık bu alaşımsal
'Söz' virüsünün/mikrobunun gönüllü sözcüleri olarak sadece insanları değil insanlığı da yok ettiler: Büyülü din ve
büyüleyici dil salgını yani büyüleyici yasak meyvenin dili ile. Herkes bu 'Bana/Bize göre'nin yasak meyvesini
yiyordu: Söz'e göre, Hakikat'e göre, Söz'ün hakikatine göre ve Hakikat'in sözüne göre meyveleri çoktan
çürümüştü; Babil'in büyü kulelerinin büyülü gerçekçilik gölgeleri altında.
büyünün aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey büyüsüz olmadı. Gerçek ondaydı ve gerçek insanların büyülü
ışığıydı. Büyülü ışık karanlıkta parlardı ve hiçbir karanlık onu alt edemezdi. Büyü ile Dil alaşımı büyülü sözlük
doğurdu. Büyücü sözcüler büyülü sözlüklerle büyülü sözler üretip büyüleyici 'Dil'ler ürettiler. Büyüleyici diller
büyüsel dinler yarattılar. Büyüsel dinlerin büyüleyici dilleri büyüsel siyasetler yarattı. Büyücü siyasetçiler 'siyaset
gerçek din olsun!' dediler; siyaset hemen gerçek din oldu. Gerçek dinler büyüyü mutlak gerçekliğe dönüştürdüler.
Mutlak gerçeklikler kutsal diller ve mutlak sözlükler ürettiler. Gökyüzünde cennet aramaktan vazgeçen insanlar
kovuldukları/düştükleri yeryüzü cehennemini cennete dönüştürmek için gökyüzünün/cennet büyüsü ile
yeryüzünün/cehennem gerçekliğini alaşımlayıp melez 'Söz'ler ürettiler. Melez sözlerden yeni kuleler, kaleler ve
kentler yaptılar. Büyünün gerçekliğinden gerçekliğin büyüsüne evrimlendiler. Farklı dilleri olsa da aynı 'büyülü
söz'lerle konuştular.
Her bir insan ve insanlık durumu 'Hakikat' arayışını bırakıp 'Mutlak Hakikat'i bulmanın/bilmenin seçilmişliği ile
kendi hakikat dilini temsil ettiler. Keskin bir kılıç olarak kullandıkları dilleri ile 'her şeyin her şey üzerindeki terör
dünyasını' yarattılar. Yeryüzünde cennet yaratma ihtirasları gökyüzü cehennemini dahi arzulatır oldu. Dilin dininin
ve dinin dilinin büyü ile gerçeği alaşımlayan yapısı cennet ile cehennemi de alaşımladı. Tüm insanlık bu alaşımsal
'Söz' virüsünün/mikrobunun gönüllü sözcüleri olarak sadece insanları değil insanlığı da yok ettiler: Büyülü din ve
büyüleyici dil salgını yani büyüleyici yasak meyvenin dili ile. Herkes bu 'Bana/Bize göre'nin yasak meyvesini
yiyordu: Söz'e göre, Hakikat'e göre, Söz'ün hakikatine göre ve Hakikat'in sözüne göre meyveleri çoktan
çürümüştü; Babil'in büyü kulelerinin büyülü gerçekçilik gölgeleri altında.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.