Buda Size Yemeğe Gelse

Beslenme uzmanı olarak müşterilerime sıkça şu soruyu sorarım: Kimi besliyorsunuz? Kimi zaman beslediğimiz kişi mutluluk ya da sıkıntı, üzüntü ve yalnızlık gibi bir duygudur. Kimi zaman ise o şekeri şu anda yemekten başka şeyi umursamayan içimizdeki huysuz çocuk. Ya da bu yiyeceğin bize kendimizi iyi hissettirmeyeceğini bilen ama boş verip yine de yiyen isyankar ergenliğimizi besleriz. Hemen her müşterim bu soruyu kendi açısından inceledikten sonra, varlığının beslenememiş bir yanını farkına varmaksızın doyurmakta olduğunu keşfediyor. Örneğin, bizimle ilgilenil-mediğini hissettiğimizde -çoğunlukla duygusal bir gereksinim içindeyken- çoğumuz anında, çocukluğumuzda hoşumuza giden yiyeceklere yöneliriz. Bu kitap, her zaman yararlanabileceğiniz beslenme kaynağının yer aldığı gerçek benliğinize yapılan yolculuk üzerine. Ruhumuzu düzenli olarak nasıl besleyelim ki o da sürekli meyve versin? Varlığımızın bu yanını tam anlamıyla nasıl besleriz? Bir an için Buda'nın size yemeğe geldiğini düşünün. Neler hazırlardınız? Büyük olasılıkla gidip ayaküstü yenen sandviçler, vb. almazdınız. Onun yerine, alışveriş yapmak ve kendi mutfağınızda kendi ellerinizle ortaya çıka-racağınız en taze, en lezzetli ve sağlıklı yemeği hazırlamak için zaman ayırırdınız.