9786257049856
507576
https://www.turkishbooks.com/books/birinci-dunya-savasi-oncesi-osmanli-devletinin-adalarda-hakimiyet-mucadelesi-p507576.html
Birinci Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı Devleti'nin Adalarda Hakimiyet Mücadelesi
9.6
Akdeniz'in bir parçası olan ve Türkiye ile Yunanistan kıyılarıyla çevrili Ege Denizi'nde temel
sorun, Yunanistan'ın elindeki Adaların Anadolu'ya çok yakın olması ve bu Adaların bütün Ege
Denizi'ni kontrol edebilecek bir konumda bulunmasıdır.
Adalar meselesinin kökeninde, Balkan Savaşları sırasında Yunanistan tarafından işgal edilen
Adaların Türkiye'ye geri verilmemesinden kaynaklanan hususlar vardır. Türkiye, I. Balkan
Savaşı sonunda imzalanan Londra Antlaşması ile sorunun çözümünü Büyük Devletlere
bırakırken, çekincelerini ve hassasiyetlerini de ortaya koymuş ve o günkü şartlar gereği,
hayırhahane olacağı ümidini taşıyarak bu işi Büyük Devletlere havale etmeye razı olmuştur.
Büyük Devletler ise, Gökçeada, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarının Yunanistan'a
bırakılmasına karar verdiklerini bildirmişlerse de bu karar Osmanlı Hükümeti tarafından kabul
edilmemiş, Gökçeada, Bozcaada ve Meis'in kendisine bırakılmasını senet sayan Bab-ı Ali,
haklı ve meşru isteklerini kabul ettirmek için çaba harcayacağını beyan etmiştir. Koskoca
Balkanlardan vazgeçebilen Türkiye, Adalardan vazgeçmemiş ve Adaları etle tırnak gibi,
Anadolu'nun bölünmez parçaları olarak görmüş, ister Yunanistan'la yapılacak ikili görüşmeler
yoluyla, isterse savaşla, bu Adalardan hiç olmazsa kendi güvenliği açısından elzem olan Sakız
ve Midilli'yi geri almaya çalışmıştır.
Bu araştırmada, günümüzdeki Türk-Yunan ilişkileri göz önüne alındığında iki taraf arasındaki
anlaşmazlıklardan belki de en önemlisi olan ve etkileri günümüze kadar uzanan Adalar
meselesinin I. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemi, Büyük Devletlerin bu konuda vermiş
oldukları karar çerçevesinde, özellikle dönemin basınına göre aydınlatılmaya ve
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
sorun, Yunanistan'ın elindeki Adaların Anadolu'ya çok yakın olması ve bu Adaların bütün Ege
Denizi'ni kontrol edebilecek bir konumda bulunmasıdır.
Adalar meselesinin kökeninde, Balkan Savaşları sırasında Yunanistan tarafından işgal edilen
Adaların Türkiye'ye geri verilmemesinden kaynaklanan hususlar vardır. Türkiye, I. Balkan
Savaşı sonunda imzalanan Londra Antlaşması ile sorunun çözümünü Büyük Devletlere
bırakırken, çekincelerini ve hassasiyetlerini de ortaya koymuş ve o günkü şartlar gereği,
hayırhahane olacağı ümidini taşıyarak bu işi Büyük Devletlere havale etmeye razı olmuştur.
Büyük Devletler ise, Gökçeada, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarının Yunanistan'a
bırakılmasına karar verdiklerini bildirmişlerse de bu karar Osmanlı Hükümeti tarafından kabul
edilmemiş, Gökçeada, Bozcaada ve Meis'in kendisine bırakılmasını senet sayan Bab-ı Ali,
haklı ve meşru isteklerini kabul ettirmek için çaba harcayacağını beyan etmiştir. Koskoca
Balkanlardan vazgeçebilen Türkiye, Adalardan vazgeçmemiş ve Adaları etle tırnak gibi,
Anadolu'nun bölünmez parçaları olarak görmüş, ister Yunanistan'la yapılacak ikili görüşmeler
yoluyla, isterse savaşla, bu Adalardan hiç olmazsa kendi güvenliği açısından elzem olan Sakız
ve Midilli'yi geri almaya çalışmıştır.
Bu araştırmada, günümüzdeki Türk-Yunan ilişkileri göz önüne alındığında iki taraf arasındaki
anlaşmazlıklardan belki de en önemlisi olan ve etkileri günümüze kadar uzanan Adalar
meselesinin I. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemi, Büyük Devletlerin bu konuda vermiş
oldukları karar çerçevesinde, özellikle dönemin basınına göre aydınlatılmaya ve
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Akdeniz'in bir parçası olan ve Türkiye ile Yunanistan kıyılarıyla çevrili Ege Denizi'nde temel
sorun, Yunanistan'ın elindeki Adaların Anadolu'ya çok yakın olması ve bu Adaların bütün Ege
Denizi'ni kontrol edebilecek bir konumda bulunmasıdır.
Adalar meselesinin kökeninde, Balkan Savaşları sırasında Yunanistan tarafından işgal edilen
Adaların Türkiye'ye geri verilmemesinden kaynaklanan hususlar vardır. Türkiye, I. Balkan
Savaşı sonunda imzalanan Londra Antlaşması ile sorunun çözümünü Büyük Devletlere
bırakırken, çekincelerini ve hassasiyetlerini de ortaya koymuş ve o günkü şartlar gereği,
hayırhahane olacağı ümidini taşıyarak bu işi Büyük Devletlere havale etmeye razı olmuştur.
Büyük Devletler ise, Gökçeada, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarının Yunanistan'a
bırakılmasına karar verdiklerini bildirmişlerse de bu karar Osmanlı Hükümeti tarafından kabul
edilmemiş, Gökçeada, Bozcaada ve Meis'in kendisine bırakılmasını senet sayan Bab-ı Ali,
haklı ve meşru isteklerini kabul ettirmek için çaba harcayacağını beyan etmiştir. Koskoca
Balkanlardan vazgeçebilen Türkiye, Adalardan vazgeçmemiş ve Adaları etle tırnak gibi,
Anadolu'nun bölünmez parçaları olarak görmüş, ister Yunanistan'la yapılacak ikili görüşmeler
yoluyla, isterse savaşla, bu Adalardan hiç olmazsa kendi güvenliği açısından elzem olan Sakız
ve Midilli'yi geri almaya çalışmıştır.
Bu araştırmada, günümüzdeki Türk-Yunan ilişkileri göz önüne alındığında iki taraf arasındaki
anlaşmazlıklardan belki de en önemlisi olan ve etkileri günümüze kadar uzanan Adalar
meselesinin I. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemi, Büyük Devletlerin bu konuda vermiş
oldukları karar çerçevesinde, özellikle dönemin basınına göre aydınlatılmaya ve
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
sorun, Yunanistan'ın elindeki Adaların Anadolu'ya çok yakın olması ve bu Adaların bütün Ege
Denizi'ni kontrol edebilecek bir konumda bulunmasıdır.
Adalar meselesinin kökeninde, Balkan Savaşları sırasında Yunanistan tarafından işgal edilen
Adaların Türkiye'ye geri verilmemesinden kaynaklanan hususlar vardır. Türkiye, I. Balkan
Savaşı sonunda imzalanan Londra Antlaşması ile sorunun çözümünü Büyük Devletlere
bırakırken, çekincelerini ve hassasiyetlerini de ortaya koymuş ve o günkü şartlar gereği,
hayırhahane olacağı ümidini taşıyarak bu işi Büyük Devletlere havale etmeye razı olmuştur.
Büyük Devletler ise, Gökçeada, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarının Yunanistan'a
bırakılmasına karar verdiklerini bildirmişlerse de bu karar Osmanlı Hükümeti tarafından kabul
edilmemiş, Gökçeada, Bozcaada ve Meis'in kendisine bırakılmasını senet sayan Bab-ı Ali,
haklı ve meşru isteklerini kabul ettirmek için çaba harcayacağını beyan etmiştir. Koskoca
Balkanlardan vazgeçebilen Türkiye, Adalardan vazgeçmemiş ve Adaları etle tırnak gibi,
Anadolu'nun bölünmez parçaları olarak görmüş, ister Yunanistan'la yapılacak ikili görüşmeler
yoluyla, isterse savaşla, bu Adalardan hiç olmazsa kendi güvenliği açısından elzem olan Sakız
ve Midilli'yi geri almaya çalışmıştır.
Bu araştırmada, günümüzdeki Türk-Yunan ilişkileri göz önüne alındığında iki taraf arasındaki
anlaşmazlıklardan belki de en önemlisi olan ve etkileri günümüze kadar uzanan Adalar
meselesinin I. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemi, Büyük Devletlerin bu konuda vermiş
oldukları karar çerçevesinde, özellikle dönemin basınına göre aydınlatılmaya ve
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.