9786052242254
514017
https://www.turkishbooks.com/books/bir-yaraticilik-imkani-olarak-kaos-p514017.html
Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos
11.76
Ömer Faruk bu "yüksek ateş"li denemesinde Türkçe değil Baltaca düşünmeyi deniyor. İçinde
yaşadığımız "bir araya gelişlerin" tümünün "kan"a ve "kriz"e kayıtlı olduğunu belirterek bu
söylemin dışarısına çıkmak için sakınımsız ama özenilmiş bir hamle yapıyor.
Öncelikle insanlık tarihinin karakterini belirlemiş olan iki kavrama, "kaos" ile "düzen"e dikkat
çekiyor. Ve içeriği "düzen" tarafından belirlenen "kaos"a hiç tereddüt etmeden arka çıkıyor.
Çünkü kaos "dünyaya ait olma" düzen ise bir "devlete ve düzenli orduya ait olma" pratikleri
üzerinden içerik edinmiştir. "Dünyadan vazgeçme kararı"na ise "aşağı ırk&tür küçümsemesi" ve
"öteki korkusu" eşlik etmiş ve kriz süreklilik kazanmıştır. "Sürekli kriz" ise dünyanın yeni
normali olan "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"e evrilmiştir.
Tesviyeden geçmiş "kopya" yaşantıların "hayat" olarak tekrarlanmasına katlanamayanları ise
"öngörülemez ve ele geçirilemez" olmaya davet ediyor yazar. Çünkü bir tek "sır" edinerek, "sır"lı olarak, "sır"lı kalarak kendimize katılabileceğimizi belirtiyor. Bu öneriyi dikkate alarak kendisine
katılan her "sır"lı kişi ise başlı başına bir kaos merkezidir ve mevcut tüm düzen mekanizmalarının
çıldırma nedenidir.
Yanı sıra "ahlakın yasayı yasanın da ahlakı ele geçirdiği" seçilmiş tek adam rejimlerinin hem arka
plan bilgisini dikkate alan hem de dışarısına çıkılmasına zemin hazırlayan bir perspektif
oluşturmayı da deniyor.
Bu cüretkâr denemeyi "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"de "sır'sız" olarak yaşayanlara
önermiyoruz. Çünkü bir tek "sır"lı olmanın hazzını ve zorluklarını seçenlerin hoşlanacağı bir
kitap Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos.
"Kafka, günlüklerinde, 'Yazarın görevi depremleri kayıt etmektir,' der. Böyle bir kaydın düşünce dünyamızdaki ilk
örneği Ömer Faruk tarafından başlatılmış oluyor. Okurlara, bir yandan Antroposen Çağı'nın özelliklerini öte yandan
da Antik Yunan'dan beri Batı kültüründeki düşünsel kaygıları yepyeni bir üslupla dile getiren bu kitabı 'dinleyerek'
hayatlarına katmalarını ve 'kendilerini dağıtmalarını' hiç tereddüt etmeden tavsiye ediyorum."
Nami Başer
"Size söylüyorum: insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin. Size söylüyorum: içinizde hâlâ
kaos var!"
Friedrich Nietzsche
yaşadığımız "bir araya gelişlerin" tümünün "kan"a ve "kriz"e kayıtlı olduğunu belirterek bu
söylemin dışarısına çıkmak için sakınımsız ama özenilmiş bir hamle yapıyor.
Öncelikle insanlık tarihinin karakterini belirlemiş olan iki kavrama, "kaos" ile "düzen"e dikkat
çekiyor. Ve içeriği "düzen" tarafından belirlenen "kaos"a hiç tereddüt etmeden arka çıkıyor.
Çünkü kaos "dünyaya ait olma" düzen ise bir "devlete ve düzenli orduya ait olma" pratikleri
üzerinden içerik edinmiştir. "Dünyadan vazgeçme kararı"na ise "aşağı ırk&tür küçümsemesi" ve
"öteki korkusu" eşlik etmiş ve kriz süreklilik kazanmıştır. "Sürekli kriz" ise dünyanın yeni
normali olan "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"e evrilmiştir.
Tesviyeden geçmiş "kopya" yaşantıların "hayat" olarak tekrarlanmasına katlanamayanları ise
"öngörülemez ve ele geçirilemez" olmaya davet ediyor yazar. Çünkü bir tek "sır" edinerek, "sır"lı olarak, "sır"lı kalarak kendimize katılabileceğimizi belirtiyor. Bu öneriyi dikkate alarak kendisine
katılan her "sır"lı kişi ise başlı başına bir kaos merkezidir ve mevcut tüm düzen mekanizmalarının
çıldırma nedenidir.
Yanı sıra "ahlakın yasayı yasanın da ahlakı ele geçirdiği" seçilmiş tek adam rejimlerinin hem arka
plan bilgisini dikkate alan hem de dışarısına çıkılmasına zemin hazırlayan bir perspektif
oluşturmayı da deniyor.
Bu cüretkâr denemeyi "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"de "sır'sız" olarak yaşayanlara
önermiyoruz. Çünkü bir tek "sır"lı olmanın hazzını ve zorluklarını seçenlerin hoşlanacağı bir
kitap Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos.
"Kafka, günlüklerinde, 'Yazarın görevi depremleri kayıt etmektir,' der. Böyle bir kaydın düşünce dünyamızdaki ilk
örneği Ömer Faruk tarafından başlatılmış oluyor. Okurlara, bir yandan Antroposen Çağı'nın özelliklerini öte yandan
da Antik Yunan'dan beri Batı kültüründeki düşünsel kaygıları yepyeni bir üslupla dile getiren bu kitabı 'dinleyerek'
hayatlarına katmalarını ve 'kendilerini dağıtmalarını' hiç tereddüt etmeden tavsiye ediyorum."
Nami Başer
"Size söylüyorum: insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin. Size söylüyorum: içinizde hâlâ
kaos var!"
Friedrich Nietzsche
Ömer Faruk bu "yüksek ateş"li denemesinde Türkçe değil Baltaca düşünmeyi deniyor. İçinde
yaşadığımız "bir araya gelişlerin" tümünün "kan"a ve "kriz"e kayıtlı olduğunu belirterek bu
söylemin dışarısına çıkmak için sakınımsız ama özenilmiş bir hamle yapıyor.
Öncelikle insanlık tarihinin karakterini belirlemiş olan iki kavrama, "kaos" ile "düzen"e dikkat
çekiyor. Ve içeriği "düzen" tarafından belirlenen "kaos"a hiç tereddüt etmeden arka çıkıyor.
Çünkü kaos "dünyaya ait olma" düzen ise bir "devlete ve düzenli orduya ait olma" pratikleri
üzerinden içerik edinmiştir. "Dünyadan vazgeçme kararı"na ise "aşağı ırk&tür küçümsemesi" ve
"öteki korkusu" eşlik etmiş ve kriz süreklilik kazanmıştır. "Sürekli kriz" ise dünyanın yeni
normali olan "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"e evrilmiştir.
Tesviyeden geçmiş "kopya" yaşantıların "hayat" olarak tekrarlanmasına katlanamayanları ise
"öngörülemez ve ele geçirilemez" olmaya davet ediyor yazar. Çünkü bir tek "sır" edinerek, "sır"lı olarak, "sır"lı kalarak kendimize katılabileceğimizi belirtiyor. Bu öneriyi dikkate alarak kendisine
katılan her "sır"lı kişi ise başlı başına bir kaos merkezidir ve mevcut tüm düzen mekanizmalarının
çıldırma nedenidir.
Yanı sıra "ahlakın yasayı yasanın da ahlakı ele geçirdiği" seçilmiş tek adam rejimlerinin hem arka
plan bilgisini dikkate alan hem de dışarısına çıkılmasına zemin hazırlayan bir perspektif
oluşturmayı da deniyor.
Bu cüretkâr denemeyi "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"de "sır'sız" olarak yaşayanlara
önermiyoruz. Çünkü bir tek "sır"lı olmanın hazzını ve zorluklarını seçenlerin hoşlanacağı bir
kitap Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos.
"Kafka, günlüklerinde, 'Yazarın görevi depremleri kayıt etmektir,' der. Böyle bir kaydın düşünce dünyamızdaki ilk
örneği Ömer Faruk tarafından başlatılmış oluyor. Okurlara, bir yandan Antroposen Çağı'nın özelliklerini öte yandan
da Antik Yunan'dan beri Batı kültüründeki düşünsel kaygıları yepyeni bir üslupla dile getiren bu kitabı 'dinleyerek'
hayatlarına katmalarını ve 'kendilerini dağıtmalarını' hiç tereddüt etmeden tavsiye ediyorum."
Nami Başer
"Size söylüyorum: insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin. Size söylüyorum: içinizde hâlâ
kaos var!"
Friedrich Nietzsche
yaşadığımız "bir araya gelişlerin" tümünün "kan"a ve "kriz"e kayıtlı olduğunu belirterek bu
söylemin dışarısına çıkmak için sakınımsız ama özenilmiş bir hamle yapıyor.
Öncelikle insanlık tarihinin karakterini belirlemiş olan iki kavrama, "kaos" ile "düzen"e dikkat
çekiyor. Ve içeriği "düzen" tarafından belirlenen "kaos"a hiç tereddüt etmeden arka çıkıyor.
Çünkü kaos "dünyaya ait olma" düzen ise bir "devlete ve düzenli orduya ait olma" pratikleri
üzerinden içerik edinmiştir. "Dünyadan vazgeçme kararı"na ise "aşağı ırk&tür küçümsemesi" ve
"öteki korkusu" eşlik etmiş ve kriz süreklilik kazanmıştır. "Sürekli kriz" ise dünyanın yeni
normali olan "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"e evrilmiştir.
Tesviyeden geçmiş "kopya" yaşantıların "hayat" olarak tekrarlanmasına katlanamayanları ise
"öngörülemez ve ele geçirilemez" olmaya davet ediyor yazar. Çünkü bir tek "sır" edinerek, "sır"lı olarak, "sır"lı kalarak kendimize katılabileceğimizi belirtiyor. Bu öneriyi dikkate alarak kendisine
katılan her "sır"lı kişi ise başlı başına bir kaos merkezidir ve mevcut tüm düzen mekanizmalarının
çıldırma nedenidir.
Yanı sıra "ahlakın yasayı yasanın da ahlakı ele geçirdiği" seçilmiş tek adam rejimlerinin hem arka
plan bilgisini dikkate alan hem de dışarısına çıkılmasına zemin hazırlayan bir perspektif
oluşturmayı da deniyor.
Bu cüretkâr denemeyi "aynının cehennemi" ya da "homojen biz"de "sır'sız" olarak yaşayanlara
önermiyoruz. Çünkü bir tek "sır"lı olmanın hazzını ve zorluklarını seçenlerin hoşlanacağı bir
kitap Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos.
"Kafka, günlüklerinde, 'Yazarın görevi depremleri kayıt etmektir,' der. Böyle bir kaydın düşünce dünyamızdaki ilk
örneği Ömer Faruk tarafından başlatılmış oluyor. Okurlara, bir yandan Antroposen Çağı'nın özelliklerini öte yandan
da Antik Yunan'dan beri Batı kültüründeki düşünsel kaygıları yepyeni bir üslupla dile getiren bu kitabı 'dinleyerek'
hayatlarına katmalarını ve 'kendilerini dağıtmalarını' hiç tereddüt etmeden tavsiye ediyorum."
Nami Başer
"Size söylüyorum: insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin. Size söylüyorum: içinizde hâlâ
kaos var!"
Friedrich Nietzsche
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.