Bir Türkiye Çıkmazı

Stok Kodu:
9789758800551
Boyut:
140-200
Sayfa Sayısı:
414
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
4.80
3.84
9789758800551
67164
Bir Türkiye Çıkmazı
Bir Türkiye Çıkmazı
3.84
"Sevgi bulvarında yazdığım duygu ve düşüncelerimi salt soyut düzeyde yazsaydım, buzun üzerinde yazılan yazının bir gün buharlaşması gibi yok olacaklarını biliyordum. İçinde yaşadığımız ülke, coğrafya ve evren sosyal bütünleşmeyi çözülmeye vardıracak düzeyde etkin iç ve dış müdahalelerle karşı karşıyadır. Globalizm denen bu canavar emperyalizme karşı bizden yeterli bir tepki var mıdır' Ya da ezenlerin elindeki güçlü silah dezenformasyonu alt edecek güçlü bir kültürel bilinç oluşmuş mudur' Özellikle emperyalist politikaların temel silahı ırkçılık, din ve mezhep çatışmaları, enerji ve ekolojik işgaller karşısında aydınlanmanın çocukları(!) aydınların somut düzeyde karşı eylemleri var mıdır' Ezilenlerin ömürlük köleleşmesinde büyük rol oynayan sağ edebiyatçıların('!) karşısında, sol edebiyat yapabiliyor muyuz' Ülkede ve başka ülkelerde Amerikan Emperyalizmi´nin ve İsrail Siyonizmi´nin uşaklığına soyunanlar bu eski faşist canavarların bir gün yeni dostlar(') ve müttefikler bulduklarında onları terk edeceklerinin ayırdında değiller. Her türlü kutsal kavramın paraya tahvil edildiği günleri yaşıyoruz. Dolar piçleriyle namuslu yurtsever insanları bu hengâmede ayırt etmek olanaksız gibi. Bu ayırma işleminde görev en çok sol edebiyatçılara düşüyor. Ve biz de bu görevimizi yaparken en açık, en acımasız ve en aykırı(!) görüşleri yazmaya çalıştık. Irkçı ve dinci faşistin her sokak köşesinde vurduğu insan haklarının vaazını biz mizah, ironi, humor, fabl ve masallarda vererek, bunu bir ölüm kalım mücadelesi olarak gördük. ABD ve İsrail´in uşaklığını yapanlar bizim masal kahramanlarımız bile olamadılar. İşte ben bu nedenle Bir Türkiye Çıkmazı´nda ezen-ezilen ilişkisini, kadının kendini hızla ve isteyerek(!) köleleştirdiği histerik bir furyada, insanımıza az da olsa aydınlatıcı güneş ışınlarını yollayabilir miyim diye düşündüm ve güneşin önündeki büyük engeli yüreğimle, ellerimle, beynimle itelemeye çalıştım. Eğer bazı ışınlar tertemiz yüreklerde aydınlıklar yaratabilirse, ben de kendimi dünyanın en mutlu insanı sayabilirim." (Bülent Tekin)
"Sevgi bulvarında yazdığım duygu ve düşüncelerimi salt soyut düzeyde yazsaydım, buzun üzerinde yazılan yazının bir gün buharlaşması gibi yok olacaklarını biliyordum. İçinde yaşadığımız ülke, coğrafya ve evren sosyal bütünleşmeyi çözülmeye vardıracak düzeyde etkin iç ve dış müdahalelerle karşı karşıyadır. Globalizm denen bu canavar emperyalizme karşı bizden yeterli bir tepki var mıdır' Ya da ezenlerin elindeki güçlü silah dezenformasyonu alt edecek güçlü bir kültürel bilinç oluşmuş mudur' Özellikle emperyalist politikaların temel silahı ırkçılık, din ve mezhep çatışmaları, enerji ve ekolojik işgaller karşısında aydınlanmanın çocukları(!) aydınların somut düzeyde karşı eylemleri var mıdır' Ezilenlerin ömürlük köleleşmesinde büyük rol oynayan sağ edebiyatçıların('!) karşısında, sol edebiyat yapabiliyor muyuz' Ülkede ve başka ülkelerde Amerikan Emperyalizmi´nin ve İsrail Siyonizmi´nin uşaklığına soyunanlar bu eski faşist canavarların bir gün yeni dostlar(') ve müttefikler bulduklarında onları terk edeceklerinin ayırdında değiller. Her türlü kutsal kavramın paraya tahvil edildiği günleri yaşıyoruz. Dolar piçleriyle namuslu yurtsever insanları bu hengâmede ayırt etmek olanaksız gibi. Bu ayırma işleminde görev en çok sol edebiyatçılara düşüyor. Ve biz de bu görevimizi yaparken en açık, en acımasız ve en aykırı(!) görüşleri yazmaya çalıştık. Irkçı ve dinci faşistin her sokak köşesinde vurduğu insan haklarının vaazını biz mizah, ironi, humor, fabl ve masallarda vererek, bunu bir ölüm kalım mücadelesi olarak gördük. ABD ve İsrail´in uşaklığını yapanlar bizim masal kahramanlarımız bile olamadılar. İşte ben bu nedenle Bir Türkiye Çıkmazı´nda ezen-ezilen ilişkisini, kadının kendini hızla ve isteyerek(!) köleleştirdiği histerik bir furyada, insanımıza az da olsa aydınlatıcı güneş ışınlarını yollayabilir miyim diye düşündüm ve güneşin önündeki büyük engeli yüreğimle, ellerimle, beynimle itelemeye çalıştım. Eğer bazı ışınlar tertemiz yüreklerde aydınlıklar yaratabilirse, ben de kendimi dünyanın en mutlu insanı sayabilirim." (Bülent Tekin)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat