9789755747804
172528
https://www.turkishbooks.com/books/bir-merkeze-sahip-olmak-p172528.html
Bir Merkeze Sahip Olmak
5.52
Bu kitabın ilk bölümü "Bir Merkeze Sahip Olmak (To Have A Center)" başlığını taşımaktadır. Bu başlık, müteakip bölümleri kendi usûlünce takdim etmekte, antropolojiyi bütün seviyelerinde ele almakta, ve metafizik ve manevî hayatı konu edinmektedir.
Hâlidî hikmet (sophia perennis) bir "hümanizm" midir? Cevap, ilkece "evet" olacaktır. Ama gerçekte cevap "hayır" olacaktır; çünkü terimin geleneksel anlamı itibarıyla hümanizm fiilen, mutlak manâda insanı değil, düşmüş insanı yüceltmektedir. Modernlerin hümanizmi pratikte, parçalı insana yönelik bir faydacılıktır; insanın kendisini, mümkün olduğunca faydasız olan insanlığa mümkün olduğunca faydalı kılma iradesidir. İntegral antropolojiye gelince, biz kesinlikle bu kitapta ona dair bir izah sunmaya çalışacağız.
Bir Merkeze Sahip Olmak'tan Kesitler
"İnsan bir ruha (soul) sahiptir ve ruha sahip olmak, dua etmek anlamına gelir… Duanın büyük dersi, bizim dünyayla ilişkimizin öz itibarıyla, bizim Gök ile ilişkimize bağlı olduğudur."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
"Hümanistik kültür, ideoloji ve dolayısıyla din olarak işlevde bulunduğu için öz itibarıyla şu üç şeyi bilmemekte kendini gösterir: (1) Tanrı'nın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür Tanrı'ya öncelik vermez; (2) insanın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür insanı Tanrı'nın yerine koyar; (3) hayatın anlamının ne olduğunu bilmemek, çünkü bu kültür kendini geçici şeylerle oyalanmak ve o şeylere suçlu bilinçsizliğiyle dalmak ile sınırlandırır."
"Bir Merkeze Sahip Olmak" bölümünden
"Tanrı evrenden çıkarıldığında, evren bir kayalar veya buz yabanına dönüşür; hayat ve sıcaklıktan mahrum olur ve kâmilen gerçek olana ilişkin bir sezgisi olan her insan bunun gerçeklik olması gerektiğini kabul etmez; çünkü gerçeklik kayalardan oluşsaydı, onda çiçeklere veya herhangi bir güzellik ve tatlılığa yer olmazdı."
"Akletmenin Önceliği" bölümünden
"Her insan Tanrı sevgisi aracılığıyla "ne ise o olmaya" çalışmalı, kendisini, kendisini bozan ve Düşüş'ün izlerinden ibaret olan yapay üstyapılardan soyutlamaya gayret etmeli, böylece tekrar kökü kurtarıcı kesin bilgi/yakîn ve tepesi ilâhî cemâli müşahede huzuru olan bir ağaç olmalıdır. İnsan tabiatı kendisinin İlâhî Model'ine ilişkin birleştirici bilgiye karşı eğilimlidir: sevgi ve yumuşak kalp, tek bir şeydir (amore e'l cuor gentil sono una cosa)."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
(Tanıtım Bülteninden)
Hâlidî hikmet (sophia perennis) bir "hümanizm" midir? Cevap, ilkece "evet" olacaktır. Ama gerçekte cevap "hayır" olacaktır; çünkü terimin geleneksel anlamı itibarıyla hümanizm fiilen, mutlak manâda insanı değil, düşmüş insanı yüceltmektedir. Modernlerin hümanizmi pratikte, parçalı insana yönelik bir faydacılıktır; insanın kendisini, mümkün olduğunca faydasız olan insanlığa mümkün olduğunca faydalı kılma iradesidir. İntegral antropolojiye gelince, biz kesinlikle bu kitapta ona dair bir izah sunmaya çalışacağız.
Bir Merkeze Sahip Olmak'tan Kesitler
"İnsan bir ruha (soul) sahiptir ve ruha sahip olmak, dua etmek anlamına gelir… Duanın büyük dersi, bizim dünyayla ilişkimizin öz itibarıyla, bizim Gök ile ilişkimize bağlı olduğudur."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
"Hümanistik kültür, ideoloji ve dolayısıyla din olarak işlevde bulunduğu için öz itibarıyla şu üç şeyi bilmemekte kendini gösterir: (1) Tanrı'nın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür Tanrı'ya öncelik vermez; (2) insanın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür insanı Tanrı'nın yerine koyar; (3) hayatın anlamının ne olduğunu bilmemek, çünkü bu kültür kendini geçici şeylerle oyalanmak ve o şeylere suçlu bilinçsizliğiyle dalmak ile sınırlandırır."
"Bir Merkeze Sahip Olmak" bölümünden
"Tanrı evrenden çıkarıldığında, evren bir kayalar veya buz yabanına dönüşür; hayat ve sıcaklıktan mahrum olur ve kâmilen gerçek olana ilişkin bir sezgisi olan her insan bunun gerçeklik olması gerektiğini kabul etmez; çünkü gerçeklik kayalardan oluşsaydı, onda çiçeklere veya herhangi bir güzellik ve tatlılığa yer olmazdı."
"Akletmenin Önceliği" bölümünden
"Her insan Tanrı sevgisi aracılığıyla "ne ise o olmaya" çalışmalı, kendisini, kendisini bozan ve Düşüş'ün izlerinden ibaret olan yapay üstyapılardan soyutlamaya gayret etmeli, böylece tekrar kökü kurtarıcı kesin bilgi/yakîn ve tepesi ilâhî cemâli müşahede huzuru olan bir ağaç olmalıdır. İnsan tabiatı kendisinin İlâhî Model'ine ilişkin birleştirici bilgiye karşı eğilimlidir: sevgi ve yumuşak kalp, tek bir şeydir (amore e'l cuor gentil sono una cosa)."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitabın ilk bölümü "Bir Merkeze Sahip Olmak (To Have A Center)" başlığını taşımaktadır. Bu başlık, müteakip bölümleri kendi usûlünce takdim etmekte, antropolojiyi bütün seviyelerinde ele almakta, ve metafizik ve manevî hayatı konu edinmektedir.
Hâlidî hikmet (sophia perennis) bir "hümanizm" midir? Cevap, ilkece "evet" olacaktır. Ama gerçekte cevap "hayır" olacaktır; çünkü terimin geleneksel anlamı itibarıyla hümanizm fiilen, mutlak manâda insanı değil, düşmüş insanı yüceltmektedir. Modernlerin hümanizmi pratikte, parçalı insana yönelik bir faydacılıktır; insanın kendisini, mümkün olduğunca faydasız olan insanlığa mümkün olduğunca faydalı kılma iradesidir. İntegral antropolojiye gelince, biz kesinlikle bu kitapta ona dair bir izah sunmaya çalışacağız.
Bir Merkeze Sahip Olmak'tan Kesitler
"İnsan bir ruha (soul) sahiptir ve ruha sahip olmak, dua etmek anlamına gelir… Duanın büyük dersi, bizim dünyayla ilişkimizin öz itibarıyla, bizim Gök ile ilişkimize bağlı olduğudur."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
"Hümanistik kültür, ideoloji ve dolayısıyla din olarak işlevde bulunduğu için öz itibarıyla şu üç şeyi bilmemekte kendini gösterir: (1) Tanrı'nın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür Tanrı'ya öncelik vermez; (2) insanın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür insanı Tanrı'nın yerine koyar; (3) hayatın anlamının ne olduğunu bilmemek, çünkü bu kültür kendini geçici şeylerle oyalanmak ve o şeylere suçlu bilinçsizliğiyle dalmak ile sınırlandırır."
"Bir Merkeze Sahip Olmak" bölümünden
"Tanrı evrenden çıkarıldığında, evren bir kayalar veya buz yabanına dönüşür; hayat ve sıcaklıktan mahrum olur ve kâmilen gerçek olana ilişkin bir sezgisi olan her insan bunun gerçeklik olması gerektiğini kabul etmez; çünkü gerçeklik kayalardan oluşsaydı, onda çiçeklere veya herhangi bir güzellik ve tatlılığa yer olmazdı."
"Akletmenin Önceliği" bölümünden
"Her insan Tanrı sevgisi aracılığıyla "ne ise o olmaya" çalışmalı, kendisini, kendisini bozan ve Düşüş'ün izlerinden ibaret olan yapay üstyapılardan soyutlamaya gayret etmeli, böylece tekrar kökü kurtarıcı kesin bilgi/yakîn ve tepesi ilâhî cemâli müşahede huzuru olan bir ağaç olmalıdır. İnsan tabiatı kendisinin İlâhî Model'ine ilişkin birleştirici bilgiye karşı eğilimlidir: sevgi ve yumuşak kalp, tek bir şeydir (amore e'l cuor gentil sono una cosa)."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
(Tanıtım Bülteninden)
Hâlidî hikmet (sophia perennis) bir "hümanizm" midir? Cevap, ilkece "evet" olacaktır. Ama gerçekte cevap "hayır" olacaktır; çünkü terimin geleneksel anlamı itibarıyla hümanizm fiilen, mutlak manâda insanı değil, düşmüş insanı yüceltmektedir. Modernlerin hümanizmi pratikte, parçalı insana yönelik bir faydacılıktır; insanın kendisini, mümkün olduğunca faydasız olan insanlığa mümkün olduğunca faydalı kılma iradesidir. İntegral antropolojiye gelince, biz kesinlikle bu kitapta ona dair bir izah sunmaya çalışacağız.
Bir Merkeze Sahip Olmak'tan Kesitler
"İnsan bir ruha (soul) sahiptir ve ruha sahip olmak, dua etmek anlamına gelir… Duanın büyük dersi, bizim dünyayla ilişkimizin öz itibarıyla, bizim Gök ile ilişkimize bağlı olduğudur."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
"Hümanistik kültür, ideoloji ve dolayısıyla din olarak işlevde bulunduğu için öz itibarıyla şu üç şeyi bilmemekte kendini gösterir: (1) Tanrı'nın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür Tanrı'ya öncelik vermez; (2) insanın ne olduğunu bilmemek, çünkü hümanistik kültür insanı Tanrı'nın yerine koyar; (3) hayatın anlamının ne olduğunu bilmemek, çünkü bu kültür kendini geçici şeylerle oyalanmak ve o şeylere suçlu bilinçsizliğiyle dalmak ile sınırlandırır."
"Bir Merkeze Sahip Olmak" bölümünden
"Tanrı evrenden çıkarıldığında, evren bir kayalar veya buz yabanına dönüşür; hayat ve sıcaklıktan mahrum olur ve kâmilen gerçek olana ilişkin bir sezgisi olan her insan bunun gerçeklik olması gerektiğini kabul etmez; çünkü gerçeklik kayalardan oluşsaydı, onda çiçeklere veya herhangi bir güzellik ve tatlılığa yer olmazdı."
"Akletmenin Önceliği" bölümünden
"Her insan Tanrı sevgisi aracılığıyla "ne ise o olmaya" çalışmalı, kendisini, kendisini bozan ve Düşüş'ün izlerinden ibaret olan yapay üstyapılardan soyutlamaya gayret etmeli, böylece tekrar kökü kurtarıcı kesin bilgi/yakîn ve tepesi ilâhî cemâli müşahede huzuru olan bir ağaç olmalıdır. İnsan tabiatı kendisinin İlâhî Model'ine ilişkin birleştirici bilgiye karşı eğilimlidir: sevgi ve yumuşak kalp, tek bir şeydir (amore e'l cuor gentil sono una cosa)."
"Temel Anahtarlar" bölümünden
(Tanıtım Bülteninden)
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.