9799756438250
527698
https://www.turkishbooks.com/books/barla-lahikasi-p527698.html
Barla Lahikası
12
TAKDİM(Yirmi Sekizinci Mektup'tan) Yedinci Risale Olan Yedinci Mesele: 'Onlara söyle ki: Allah'ın lütfuyla ve rahmetiyle-ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha hayırlıdır' (Yunus Sûresi, 10:58.) âyetinin, Risale-i Nur talebeleri hakkındaki önemli bir sırrını, yedi İlâhî yardımı açıklar.Mahrem bir suale cevaptır: Risale-i Nur'un tesiri hakkında sorulan bir sualin cevabı. MUKADDEME Yirmi Yedinci Mektup ve Zeyilleri 1: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân ve iman hakikatlerini bu asrın insanına anlatmanın önemini belirterek, Üstad Bediüzzaman'ın Kur'ân ve iman hizmetindeki görevinin henüz bitmediğini altı madde ile açıklar. 2: Hulûsi Beyin mektubudur. Allah için muhabbetin önemini anlatır. 3: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân hakikatlerini duyurmakla görevlendirilen Üstad Bediüzzaman'a hizmet etmenin hayatındaki tek gayesi olduğunu anlatır. 4: Hulûsi Beyin mektubudur. Tarikatlar hakkında Üstad Bediüzzaman'dan aldığı dersin önemini ifade eder. 5: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un, Nûr isminin bir tecellisi olarak, bu asırdaki insanların ihtiyacına binaen, zamanın şartlarına uygun olarak yazdırıldığını anlatır. 6: Hulûsi Beyin mektubudur. Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfında çok yüksek mânâların bulunduğunu, bu Risalenin diğer bütün Risalelere nisbeten, daha fazla parlayan ve etrafa nur saçan bir yıldız olduğunu ifade eder. 7: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân hizmetinde, Üstad Bediüzzaman'a 'Ashab-ı Kehf' gibi arkadaş olduklarını yazar.
8: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey bu mektubunda, Kur'ân hizmetinde, acz ve fakrına bakmayarak gayret etmenin önemini anlatır.
9: Hulûsi Beyin mektubudur. Mektuplarındaki ifadelerinde niçin Üstad Bediüzzaman'ı taklid ettiğini izah eder. 10: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân'ın bir nuru olan Risale-i Nur'un, Allah'ın izniyle, insanları karanlıktan aydınlığa çıkardığını dile getirir. 11: Hulûsi Beyin mektubudur. Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektubun kendisinde bıraktığı tesiri anlatır.12: Hulûsi Bey bu mektubunda, Mektubat'ta yer alan Dördüncü Mektup hakkındaki mülâhazalarını dile getirir. 13: Hulûsi Beyin mektubudur. Şu isyan, tuğyan ve küfür asrında Üstad Bediüzzaman'ın, İslâm ümmetine Cenâb-ı Hakkın gönderdiği bir lütuf olduğunu yazan Hulûsi Bey, kendisinin Nur yoluna ulaşmasına vesile olduğu için Üstada duada bulunur. 14: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Kendisine ulaşan bazı Risalerden dolayı yaşadığı sevinci dile getirir ve lafzî bir üstada bedel bir çok mürşide kavuştuğunu yazar. 15: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini teselli eden iki cihetin olduğunu yazan Hulûsi Bey, elindeki Risaleler vasıtasıyla sürekli olarak Üstad Bediüzzaman'ın mânevî sohbetinde bulunduğunu, ikinci olarak da Üstada duyduğu muhabbetin 'hubb-u fillâh' mertebesinde olduğunu dile getirir. 16: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir güneş, her bir risalenin de birer yıldız ve Otuz İkinci Sözün ise bu yıldızlar içinde çok parlak bir yıldız olduğunu belirtir. 17: Hulûsi Beyin mektubudur. Her işinde Allah'a dayandığı için, içinde bulunduğu ağır şartlara rağmen ümitsizliğe düşmediğini belirtir. 18: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini Risale-i Nur'un emanetçisi olarak gördüğünü yazan Hulûsi Bey, Cenâb-ı Hakkın inâyeti ve Üstadın dualarıyla, lâyık olan kulaklara duyurabileceğini ümit ettiğini söyler. 19: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'u mütalâa ettiği, yazdığı ve gücü nispetinde başkalarına tebliğ için harcadığı vakitlerin hayatının en mübarek anları olduğunu beyan eder 20: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Sözün Birinci ve İkinci Zeyillerini iki farklı cemeata okuduğunu ve dinleyenlerin hayranlık içinde kaldıklarını dile getiren Hulûsi Bey, bu Risalenin bütün Risalelerin en münevverleri safında mütalâa ettiğini yazar. 21: Hulûsi Beyin mektubudur. Mühim âlimlerin ve tanınmış zâtların Yirmi Altıncı Mektup hakkındaki takdir ve övgülerini dile getirir. 22: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Risale-i Nur'un toplumdaki her kesimin büyük takdir ve övgüsüne mazhar olduğunu, ancak muhatapların anlayış seviyelerine göre takdir derecelerinin de farklılık arzettiğini belirtir. 23: Üstad Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahman Nursî'nin vefatından bir-iki ay evvel yazdığı mektubudur. Üstadının emrine uymayıp ondan ayrı kaldığı ve pişmanlıklarla dolu olan dönem hakkında açıklamalar yapar. 24: Üstad Bediüzzaman'ın mektubundan bir bölümdür. Onuncu Sözün, yeğeni Abdurrahman'ı bir nevi velâyet mertebesine çıkardığını ve onun için bir mürşid-i hakikî hükmüne geçtiğini yazar.
25: Sabri Efendinin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın 'Hulûsi-i Sânî ve büyük bir âlim' ifadeleriyle takdir ettiği Sabri Efendinin, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bin mu'cizesini ihtiva eden On Dokuzuncu Mektup hakkındaki değerlendirmeleri yer alır.
26: Sabri Efendinin mektubudur. Benzersiz incilere benzettiği Risale-i Nur'un tamamını bir an önce yazıp mütalâa etme arzusunu dile getirir.
27: Sabri Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü eliyle yazdığı sırada, bu Risaledeki mânevî atmosfere kendisini kaptırarak aldığı mânevî feyiz ve zevkleri yazar.
28: Sabri Efendinin mektubudur. Otuzuncu Sözün, müşrik ve inkârcıları mağlup eden çelik bir kale hükmünde olduğunu belirtir.
29: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur sayesinde bir senelik sürede çok büyük mânevî terakkî elde ettiğini yazan Sabri Efendi, bu bir senelik zaman diliminin her bir gününe, daha önceden geçirmiş olduğu bütün hayatının bile mukabil olamayacağını dile getirir. 30: İkinci Sabri olan Ali Efendinin fıkrasıdır. Risale-i Nur'u ehil bir doktora benzeten Ali Efendi, Allah'ın inayetiyle bu eserlerin insanlığın iktiza ettiği insaniyeti bahşettiğini ifade eder. 31: Sabri Arseven'in mektubudur. İki sene süresince Risale-i Nur'u okumakla elde ettiği ilim ve meziyetleri yazar. 32: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Sekizinci Sözün her bir kelimesinin birer elmas mahzeni olduğunu ifade ederek, bu Risalenin önemine dikkat çeker. 33: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un muazzam hakikatleriyle adetâ yeniden dirildiğini ifade ederek, hayranlığını dile getirir. 34: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Mektubun, Risale-i
8: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey bu mektubunda, Kur'ân hizmetinde, acz ve fakrına bakmayarak gayret etmenin önemini anlatır.
9: Hulûsi Beyin mektubudur. Mektuplarındaki ifadelerinde niçin Üstad Bediüzzaman'ı taklid ettiğini izah eder. 10: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân'ın bir nuru olan Risale-i Nur'un, Allah'ın izniyle, insanları karanlıktan aydınlığa çıkardığını dile getirir. 11: Hulûsi Beyin mektubudur. Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektubun kendisinde bıraktığı tesiri anlatır.12: Hulûsi Bey bu mektubunda, Mektubat'ta yer alan Dördüncü Mektup hakkındaki mülâhazalarını dile getirir. 13: Hulûsi Beyin mektubudur. Şu isyan, tuğyan ve küfür asrında Üstad Bediüzzaman'ın, İslâm ümmetine Cenâb-ı Hakkın gönderdiği bir lütuf olduğunu yazan Hulûsi Bey, kendisinin Nur yoluna ulaşmasına vesile olduğu için Üstada duada bulunur. 14: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Kendisine ulaşan bazı Risalerden dolayı yaşadığı sevinci dile getirir ve lafzî bir üstada bedel bir çok mürşide kavuştuğunu yazar. 15: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini teselli eden iki cihetin olduğunu yazan Hulûsi Bey, elindeki Risaleler vasıtasıyla sürekli olarak Üstad Bediüzzaman'ın mânevî sohbetinde bulunduğunu, ikinci olarak da Üstada duyduğu muhabbetin 'hubb-u fillâh' mertebesinde olduğunu dile getirir. 16: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir güneş, her bir risalenin de birer yıldız ve Otuz İkinci Sözün ise bu yıldızlar içinde çok parlak bir yıldız olduğunu belirtir. 17: Hulûsi Beyin mektubudur. Her işinde Allah'a dayandığı için, içinde bulunduğu ağır şartlara rağmen ümitsizliğe düşmediğini belirtir. 18: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini Risale-i Nur'un emanetçisi olarak gördüğünü yazan Hulûsi Bey, Cenâb-ı Hakkın inâyeti ve Üstadın dualarıyla, lâyık olan kulaklara duyurabileceğini ümit ettiğini söyler. 19: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'u mütalâa ettiği, yazdığı ve gücü nispetinde başkalarına tebliğ için harcadığı vakitlerin hayatının en mübarek anları olduğunu beyan eder 20: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Sözün Birinci ve İkinci Zeyillerini iki farklı cemeata okuduğunu ve dinleyenlerin hayranlık içinde kaldıklarını dile getiren Hulûsi Bey, bu Risalenin bütün Risalelerin en münevverleri safında mütalâa ettiğini yazar. 21: Hulûsi Beyin mektubudur. Mühim âlimlerin ve tanınmış zâtların Yirmi Altıncı Mektup hakkındaki takdir ve övgülerini dile getirir. 22: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Risale-i Nur'un toplumdaki her kesimin büyük takdir ve övgüsüne mazhar olduğunu, ancak muhatapların anlayış seviyelerine göre takdir derecelerinin de farklılık arzettiğini belirtir. 23: Üstad Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahman Nursî'nin vefatından bir-iki ay evvel yazdığı mektubudur. Üstadının emrine uymayıp ondan ayrı kaldığı ve pişmanlıklarla dolu olan dönem hakkında açıklamalar yapar. 24: Üstad Bediüzzaman'ın mektubundan bir bölümdür. Onuncu Sözün, yeğeni Abdurrahman'ı bir nevi velâyet mertebesine çıkardığını ve onun için bir mürşid-i hakikî hükmüne geçtiğini yazar.
25: Sabri Efendinin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın 'Hulûsi-i Sânî ve büyük bir âlim' ifadeleriyle takdir ettiği Sabri Efendinin, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bin mu'cizesini ihtiva eden On Dokuzuncu Mektup hakkındaki değerlendirmeleri yer alır.
26: Sabri Efendinin mektubudur. Benzersiz incilere benzettiği Risale-i Nur'un tamamını bir an önce yazıp mütalâa etme arzusunu dile getirir.
27: Sabri Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü eliyle yazdığı sırada, bu Risaledeki mânevî atmosfere kendisini kaptırarak aldığı mânevî feyiz ve zevkleri yazar.
28: Sabri Efendinin mektubudur. Otuzuncu Sözün, müşrik ve inkârcıları mağlup eden çelik bir kale hükmünde olduğunu belirtir.
29: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur sayesinde bir senelik sürede çok büyük mânevî terakkî elde ettiğini yazan Sabri Efendi, bu bir senelik zaman diliminin her bir gününe, daha önceden geçirmiş olduğu bütün hayatının bile mukabil olamayacağını dile getirir. 30: İkinci Sabri olan Ali Efendinin fıkrasıdır. Risale-i Nur'u ehil bir doktora benzeten Ali Efendi, Allah'ın inayetiyle bu eserlerin insanlığın iktiza ettiği insaniyeti bahşettiğini ifade eder. 31: Sabri Arseven'in mektubudur. İki sene süresince Risale-i Nur'u okumakla elde ettiği ilim ve meziyetleri yazar. 32: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Sekizinci Sözün her bir kelimesinin birer elmas mahzeni olduğunu ifade ederek, bu Risalenin önemine dikkat çeker. 33: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un muazzam hakikatleriyle adetâ yeniden dirildiğini ifade ederek, hayranlığını dile getirir. 34: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Mektubun, Risale-i
TAKDİM(Yirmi Sekizinci Mektup'tan) Yedinci Risale Olan Yedinci Mesele: 'Onlara söyle ki: Allah'ın lütfuyla ve rahmetiyle-ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha hayırlıdır' (Yunus Sûresi, 10:58.) âyetinin, Risale-i Nur talebeleri hakkındaki önemli bir sırrını, yedi İlâhî yardımı açıklar.Mahrem bir suale cevaptır: Risale-i Nur'un tesiri hakkında sorulan bir sualin cevabı. MUKADDEME Yirmi Yedinci Mektup ve Zeyilleri 1: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân ve iman hakikatlerini bu asrın insanına anlatmanın önemini belirterek, Üstad Bediüzzaman'ın Kur'ân ve iman hizmetindeki görevinin henüz bitmediğini altı madde ile açıklar. 2: Hulûsi Beyin mektubudur. Allah için muhabbetin önemini anlatır. 3: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân hakikatlerini duyurmakla görevlendirilen Üstad Bediüzzaman'a hizmet etmenin hayatındaki tek gayesi olduğunu anlatır. 4: Hulûsi Beyin mektubudur. Tarikatlar hakkında Üstad Bediüzzaman'dan aldığı dersin önemini ifade eder. 5: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un, Nûr isminin bir tecellisi olarak, bu asırdaki insanların ihtiyacına binaen, zamanın şartlarına uygun olarak yazdırıldığını anlatır. 6: Hulûsi Beyin mektubudur. Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfında çok yüksek mânâların bulunduğunu, bu Risalenin diğer bütün Risalelere nisbeten, daha fazla parlayan ve etrafa nur saçan bir yıldız olduğunu ifade eder. 7: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân hizmetinde, Üstad Bediüzzaman'a 'Ashab-ı Kehf' gibi arkadaş olduklarını yazar.
8: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey bu mektubunda, Kur'ân hizmetinde, acz ve fakrına bakmayarak gayret etmenin önemini anlatır.
9: Hulûsi Beyin mektubudur. Mektuplarındaki ifadelerinde niçin Üstad Bediüzzaman'ı taklid ettiğini izah eder. 10: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân'ın bir nuru olan Risale-i Nur'un, Allah'ın izniyle, insanları karanlıktan aydınlığa çıkardığını dile getirir. 11: Hulûsi Beyin mektubudur. Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektubun kendisinde bıraktığı tesiri anlatır.12: Hulûsi Bey bu mektubunda, Mektubat'ta yer alan Dördüncü Mektup hakkındaki mülâhazalarını dile getirir. 13: Hulûsi Beyin mektubudur. Şu isyan, tuğyan ve küfür asrında Üstad Bediüzzaman'ın, İslâm ümmetine Cenâb-ı Hakkın gönderdiği bir lütuf olduğunu yazan Hulûsi Bey, kendisinin Nur yoluna ulaşmasına vesile olduğu için Üstada duada bulunur. 14: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Kendisine ulaşan bazı Risalerden dolayı yaşadığı sevinci dile getirir ve lafzî bir üstada bedel bir çok mürşide kavuştuğunu yazar. 15: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini teselli eden iki cihetin olduğunu yazan Hulûsi Bey, elindeki Risaleler vasıtasıyla sürekli olarak Üstad Bediüzzaman'ın mânevî sohbetinde bulunduğunu, ikinci olarak da Üstada duyduğu muhabbetin 'hubb-u fillâh' mertebesinde olduğunu dile getirir. 16: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir güneş, her bir risalenin de birer yıldız ve Otuz İkinci Sözün ise bu yıldızlar içinde çok parlak bir yıldız olduğunu belirtir. 17: Hulûsi Beyin mektubudur. Her işinde Allah'a dayandığı için, içinde bulunduğu ağır şartlara rağmen ümitsizliğe düşmediğini belirtir. 18: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini Risale-i Nur'un emanetçisi olarak gördüğünü yazan Hulûsi Bey, Cenâb-ı Hakkın inâyeti ve Üstadın dualarıyla, lâyık olan kulaklara duyurabileceğini ümit ettiğini söyler. 19: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'u mütalâa ettiği, yazdığı ve gücü nispetinde başkalarına tebliğ için harcadığı vakitlerin hayatının en mübarek anları olduğunu beyan eder 20: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Sözün Birinci ve İkinci Zeyillerini iki farklı cemeata okuduğunu ve dinleyenlerin hayranlık içinde kaldıklarını dile getiren Hulûsi Bey, bu Risalenin bütün Risalelerin en münevverleri safında mütalâa ettiğini yazar. 21: Hulûsi Beyin mektubudur. Mühim âlimlerin ve tanınmış zâtların Yirmi Altıncı Mektup hakkındaki takdir ve övgülerini dile getirir. 22: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Risale-i Nur'un toplumdaki her kesimin büyük takdir ve övgüsüne mazhar olduğunu, ancak muhatapların anlayış seviyelerine göre takdir derecelerinin de farklılık arzettiğini belirtir. 23: Üstad Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahman Nursî'nin vefatından bir-iki ay evvel yazdığı mektubudur. Üstadının emrine uymayıp ondan ayrı kaldığı ve pişmanlıklarla dolu olan dönem hakkında açıklamalar yapar. 24: Üstad Bediüzzaman'ın mektubundan bir bölümdür. Onuncu Sözün, yeğeni Abdurrahman'ı bir nevi velâyet mertebesine çıkardığını ve onun için bir mürşid-i hakikî hükmüne geçtiğini yazar.
25: Sabri Efendinin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın 'Hulûsi-i Sânî ve büyük bir âlim' ifadeleriyle takdir ettiği Sabri Efendinin, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bin mu'cizesini ihtiva eden On Dokuzuncu Mektup hakkındaki değerlendirmeleri yer alır.
26: Sabri Efendinin mektubudur. Benzersiz incilere benzettiği Risale-i Nur'un tamamını bir an önce yazıp mütalâa etme arzusunu dile getirir.
27: Sabri Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü eliyle yazdığı sırada, bu Risaledeki mânevî atmosfere kendisini kaptırarak aldığı mânevî feyiz ve zevkleri yazar.
28: Sabri Efendinin mektubudur. Otuzuncu Sözün, müşrik ve inkârcıları mağlup eden çelik bir kale hükmünde olduğunu belirtir.
29: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur sayesinde bir senelik sürede çok büyük mânevî terakkî elde ettiğini yazan Sabri Efendi, bu bir senelik zaman diliminin her bir gününe, daha önceden geçirmiş olduğu bütün hayatının bile mukabil olamayacağını dile getirir. 30: İkinci Sabri olan Ali Efendinin fıkrasıdır. Risale-i Nur'u ehil bir doktora benzeten Ali Efendi, Allah'ın inayetiyle bu eserlerin insanlığın iktiza ettiği insaniyeti bahşettiğini ifade eder. 31: Sabri Arseven'in mektubudur. İki sene süresince Risale-i Nur'u okumakla elde ettiği ilim ve meziyetleri yazar. 32: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Sekizinci Sözün her bir kelimesinin birer elmas mahzeni olduğunu ifade ederek, bu Risalenin önemine dikkat çeker. 33: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un muazzam hakikatleriyle adetâ yeniden dirildiğini ifade ederek, hayranlığını dile getirir. 34: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Mektubun, Risale-i
8: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey bu mektubunda, Kur'ân hizmetinde, acz ve fakrına bakmayarak gayret etmenin önemini anlatır.
9: Hulûsi Beyin mektubudur. Mektuplarındaki ifadelerinde niçin Üstad Bediüzzaman'ı taklid ettiğini izah eder. 10: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân'ın bir nuru olan Risale-i Nur'un, Allah'ın izniyle, insanları karanlıktan aydınlığa çıkardığını dile getirir. 11: Hulûsi Beyin mektubudur. Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektubun kendisinde bıraktığı tesiri anlatır.12: Hulûsi Bey bu mektubunda, Mektubat'ta yer alan Dördüncü Mektup hakkındaki mülâhazalarını dile getirir. 13: Hulûsi Beyin mektubudur. Şu isyan, tuğyan ve küfür asrında Üstad Bediüzzaman'ın, İslâm ümmetine Cenâb-ı Hakkın gönderdiği bir lütuf olduğunu yazan Hulûsi Bey, kendisinin Nur yoluna ulaşmasına vesile olduğu için Üstada duada bulunur. 14: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Kendisine ulaşan bazı Risalerden dolayı yaşadığı sevinci dile getirir ve lafzî bir üstada bedel bir çok mürşide kavuştuğunu yazar. 15: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini teselli eden iki cihetin olduğunu yazan Hulûsi Bey, elindeki Risaleler vasıtasıyla sürekli olarak Üstad Bediüzzaman'ın mânevî sohbetinde bulunduğunu, ikinci olarak da Üstada duyduğu muhabbetin 'hubb-u fillâh' mertebesinde olduğunu dile getirir. 16: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir güneş, her bir risalenin de birer yıldız ve Otuz İkinci Sözün ise bu yıldızlar içinde çok parlak bir yıldız olduğunu belirtir. 17: Hulûsi Beyin mektubudur. Her işinde Allah'a dayandığı için, içinde bulunduğu ağır şartlara rağmen ümitsizliğe düşmediğini belirtir. 18: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini Risale-i Nur'un emanetçisi olarak gördüğünü yazan Hulûsi Bey, Cenâb-ı Hakkın inâyeti ve Üstadın dualarıyla, lâyık olan kulaklara duyurabileceğini ümit ettiğini söyler. 19: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'u mütalâa ettiği, yazdığı ve gücü nispetinde başkalarına tebliğ için harcadığı vakitlerin hayatının en mübarek anları olduğunu beyan eder 20: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Sözün Birinci ve İkinci Zeyillerini iki farklı cemeata okuduğunu ve dinleyenlerin hayranlık içinde kaldıklarını dile getiren Hulûsi Bey, bu Risalenin bütün Risalelerin en münevverleri safında mütalâa ettiğini yazar. 21: Hulûsi Beyin mektubudur. Mühim âlimlerin ve tanınmış zâtların Yirmi Altıncı Mektup hakkındaki takdir ve övgülerini dile getirir. 22: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Risale-i Nur'un toplumdaki her kesimin büyük takdir ve övgüsüne mazhar olduğunu, ancak muhatapların anlayış seviyelerine göre takdir derecelerinin de farklılık arzettiğini belirtir. 23: Üstad Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahman Nursî'nin vefatından bir-iki ay evvel yazdığı mektubudur. Üstadının emrine uymayıp ondan ayrı kaldığı ve pişmanlıklarla dolu olan dönem hakkında açıklamalar yapar. 24: Üstad Bediüzzaman'ın mektubundan bir bölümdür. Onuncu Sözün, yeğeni Abdurrahman'ı bir nevi velâyet mertebesine çıkardığını ve onun için bir mürşid-i hakikî hükmüne geçtiğini yazar.
25: Sabri Efendinin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın 'Hulûsi-i Sânî ve büyük bir âlim' ifadeleriyle takdir ettiği Sabri Efendinin, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bin mu'cizesini ihtiva eden On Dokuzuncu Mektup hakkındaki değerlendirmeleri yer alır.
26: Sabri Efendinin mektubudur. Benzersiz incilere benzettiği Risale-i Nur'un tamamını bir an önce yazıp mütalâa etme arzusunu dile getirir.
27: Sabri Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü eliyle yazdığı sırada, bu Risaledeki mânevî atmosfere kendisini kaptırarak aldığı mânevî feyiz ve zevkleri yazar.
28: Sabri Efendinin mektubudur. Otuzuncu Sözün, müşrik ve inkârcıları mağlup eden çelik bir kale hükmünde olduğunu belirtir.
29: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur sayesinde bir senelik sürede çok büyük mânevî terakkî elde ettiğini yazan Sabri Efendi, bu bir senelik zaman diliminin her bir gününe, daha önceden geçirmiş olduğu bütün hayatının bile mukabil olamayacağını dile getirir. 30: İkinci Sabri olan Ali Efendinin fıkrasıdır. Risale-i Nur'u ehil bir doktora benzeten Ali Efendi, Allah'ın inayetiyle bu eserlerin insanlığın iktiza ettiği insaniyeti bahşettiğini ifade eder. 31: Sabri Arseven'in mektubudur. İki sene süresince Risale-i Nur'u okumakla elde ettiği ilim ve meziyetleri yazar. 32: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Sekizinci Sözün her bir kelimesinin birer elmas mahzeni olduğunu ifade ederek, bu Risalenin önemine dikkat çeker. 33: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un muazzam hakikatleriyle adetâ yeniden dirildiğini ifade ederek, hayranlığını dile getirir. 34: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Mektubun, Risale-i
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.