9786056685026
413461
https://www.turkishbooks.com/books/bakirelerin-alacakaranligi-p413461.html
Bakirelerin Alacakaranlığı
2.88
"Aşk en çok ama en çok acı çekmektir."
Bakirelerin Alacakaranlığı, Fransız şaif ve yazar Pierre Louys'un Yunan mitolojik superilerinin "klasik" hikâyelerinden yola çıkarak yazdığı altı parçayı içeriyor. Yazar her bir parçada bir su perisinin hikâyesini ele alıp onu dönüştürüyor, stilize ediyor. Bu yorumların her biri mitolojik kahramanlar aracılığıyla insanın temel duygularını ele alıyor, görünmeyen yönlerini açığa çıkarıyor, yeni bir bakış açısıyla yeniden yaratıyor.
"Berrak gecelerde, suda kendine bakardı. Bir keresinde, şefkatli ellerinin altında ne kadar zarif olduğunu kavradığı boynunu çıplak bırakmak için saçlarını topuz yapmanın iyi olacağını düşündü. Mavi saç topuzunu esnek bir hasırotuyla tutturdu, su bitkilerinden beş büyük yaprakla ve solmaya yüz tutmuş bir nilüfer çiçeğinden kendine sarkık bir taç yaptı.
Başlangıçta bu şekilde dolaşmaktan büyük haz aldı. Fakat yalnız olduğu için onu kimse görmüyordu. Sonra mutsuz oldu ve kendiyle oynamayı bıraktı.
Ruhu henüz bilmiyordu fakat bedeni, Kuğu'nun kanat darbelerini beklemeye başlamıştı bile."
Bakirelerin Alacakaranlığı, Fransız şaif ve yazar Pierre Louys'un Yunan mitolojik superilerinin "klasik" hikâyelerinden yola çıkarak yazdığı altı parçayı içeriyor. Yazar her bir parçada bir su perisinin hikâyesini ele alıp onu dönüştürüyor, stilize ediyor. Bu yorumların her biri mitolojik kahramanlar aracılığıyla insanın temel duygularını ele alıyor, görünmeyen yönlerini açığa çıkarıyor, yeni bir bakış açısıyla yeniden yaratıyor.
"Berrak gecelerde, suda kendine bakardı. Bir keresinde, şefkatli ellerinin altında ne kadar zarif olduğunu kavradığı boynunu çıplak bırakmak için saçlarını topuz yapmanın iyi olacağını düşündü. Mavi saç topuzunu esnek bir hasırotuyla tutturdu, su bitkilerinden beş büyük yaprakla ve solmaya yüz tutmuş bir nilüfer çiçeğinden kendine sarkık bir taç yaptı.
Başlangıçta bu şekilde dolaşmaktan büyük haz aldı. Fakat yalnız olduğu için onu kimse görmüyordu. Sonra mutsuz oldu ve kendiyle oynamayı bıraktı.
Ruhu henüz bilmiyordu fakat bedeni, Kuğu'nun kanat darbelerini beklemeye başlamıştı bile."
"Aşk en çok ama en çok acı çekmektir."
Bakirelerin Alacakaranlığı, Fransız şaif ve yazar Pierre Louys'un Yunan mitolojik superilerinin "klasik" hikâyelerinden yola çıkarak yazdığı altı parçayı içeriyor. Yazar her bir parçada bir su perisinin hikâyesini ele alıp onu dönüştürüyor, stilize ediyor. Bu yorumların her biri mitolojik kahramanlar aracılığıyla insanın temel duygularını ele alıyor, görünmeyen yönlerini açığa çıkarıyor, yeni bir bakış açısıyla yeniden yaratıyor.
"Berrak gecelerde, suda kendine bakardı. Bir keresinde, şefkatli ellerinin altında ne kadar zarif olduğunu kavradığı boynunu çıplak bırakmak için saçlarını topuz yapmanın iyi olacağını düşündü. Mavi saç topuzunu esnek bir hasırotuyla tutturdu, su bitkilerinden beş büyük yaprakla ve solmaya yüz tutmuş bir nilüfer çiçeğinden kendine sarkık bir taç yaptı.
Başlangıçta bu şekilde dolaşmaktan büyük haz aldı. Fakat yalnız olduğu için onu kimse görmüyordu. Sonra mutsuz oldu ve kendiyle oynamayı bıraktı.
Ruhu henüz bilmiyordu fakat bedeni, Kuğu'nun kanat darbelerini beklemeye başlamıştı bile."
Bakirelerin Alacakaranlığı, Fransız şaif ve yazar Pierre Louys'un Yunan mitolojik superilerinin "klasik" hikâyelerinden yola çıkarak yazdığı altı parçayı içeriyor. Yazar her bir parçada bir su perisinin hikâyesini ele alıp onu dönüştürüyor, stilize ediyor. Bu yorumların her biri mitolojik kahramanlar aracılığıyla insanın temel duygularını ele alıyor, görünmeyen yönlerini açığa çıkarıyor, yeni bir bakış açısıyla yeniden yaratıyor.
"Berrak gecelerde, suda kendine bakardı. Bir keresinde, şefkatli ellerinin altında ne kadar zarif olduğunu kavradığı boynunu çıplak bırakmak için saçlarını topuz yapmanın iyi olacağını düşündü. Mavi saç topuzunu esnek bir hasırotuyla tutturdu, su bitkilerinden beş büyük yaprakla ve solmaya yüz tutmuş bir nilüfer çiçeğinden kendine sarkık bir taç yaptı.
Başlangıçta bu şekilde dolaşmaktan büyük haz aldı. Fakat yalnız olduğu için onu kimse görmüyordu. Sonra mutsuz oldu ve kendiyle oynamayı bıraktı.
Ruhu henüz bilmiyordu fakat bedeni, Kuğu'nun kanat darbelerini beklemeye başlamıştı bile."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.