9786055633127
113749
https://www.turkishbooks.com/books/avrupa-insan-haklari-sozlesmesi-ve-turk-hukukunda-yasama-hakki-p113749.html
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Yaşama Hakkı
5.28
Günümüzde, insan haklarının korunması, tanınması ve geliştirilmesi iç hukuk boyutunu aşarak ve büyük bir gelişme göstererek evrensel nitelik kazanmıştır. Uluslararası hukukta yeni gelişmelere yol açan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi -AİHS-, alışılmışın dışında, bireylere haklarını çiğneyen devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi -AİHM-ne başvurabilme yolunu açmıştır. Böylece birey uluslararası hukukta hak sahibi olarak, uluslararası hukukun sujesi olmuştur. Bu da insan haklarına verilen önemin daha da artırmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Kişilerin iç hukuklarda hakkını alamaması durumunda bireysel olarak AİHM ne başvurabilmesi, bu Mahkemenin kararlarına ve tazminat cezalarına devletlerin uymak zorunda olmaları, Sözleşmeye taraf devletlerinin iç hukuklarını ve bütün kurumlarını Sözleşmeye uygun hale getirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk da insan haklarının daha etkin olarak korunmasını sağlamaktadır.
En temel ve vazgeçilmez hak olan yaşama hakkının devletlere yüklediği yükümlülükler özellikle güvenlik güçleri ve adalet mekanizması ile ilgilidir. Ulusal hukukun ve ilgili kurumların yaşama hakkını korumaya yönelik düzenlenmesi ve eksik tarafların tamamlanması büyük önem arz etmektedir.
Çalışmamızda insan haklarının ön şartı ve en önemlisi olan yaşama hakkı ile ilgili, özellikle AİHS nin 2. maddesi çerçevesinde ve AİHM nin vermiş olduğu kararlar ışığında, devletlerin yapması ve yapmaması gerekenleri inceledik. Bu doğrultuda yaşama hakkı kavramı ve sınırlarını ortaya koyduktan sonra AİHMnin Türkiye ilgili verdiği kararları inceleyerek, bu kararların gerekçelerini açıklamaya çalıştık. Daha sonra Türk anayasası ve anayasa yargısı açısından yaşama hakkı ve ölüm cezasını irdeledik.
Bu çalışma ile yaşama hakkı kavramını açıklığa kavuşturmaya, AİHM nin Türkiye ile ilgili verdiği kararlar ve gerekçeleri incelenmek suretiyle güvenlik güçleri ve adalet mekanizmasındaki eksik yönleri ortaya koymaya çalıştık ve yanlış uygulamaları tespit ederek, bu aksaklıkların giderilmesi yönünde bir adım atmak istedik.
Günümüzde, insan haklarının korunması, tanınması ve geliştirilmesi iç hukuk boyutunu aşarak ve büyük bir gelişme göstererek evrensel nitelik kazanmıştır. Uluslararası hukukta yeni gelişmelere yol açan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi -AİHS-, alışılmışın dışında, bireylere haklarını çiğneyen devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi -AİHM-ne başvurabilme yolunu açmıştır. Böylece birey uluslararası hukukta hak sahibi olarak, uluslararası hukukun sujesi olmuştur. Bu da insan haklarına verilen önemin daha da artırmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Kişilerin iç hukuklarda hakkını alamaması durumunda bireysel olarak AİHM ne başvurabilmesi, bu Mahkemenin kararlarına ve tazminat cezalarına devletlerin uymak zorunda olmaları, Sözleşmeye taraf devletlerinin iç hukuklarını ve bütün kurumlarını Sözleşmeye uygun hale getirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk da insan haklarının daha etkin olarak korunmasını sağlamaktadır.
En temel ve vazgeçilmez hak olan yaşama hakkının devletlere yüklediği yükümlülükler özellikle güvenlik güçleri ve adalet mekanizması ile ilgilidir. Ulusal hukukun ve ilgili kurumların yaşama hakkını korumaya yönelik düzenlenmesi ve eksik tarafların tamamlanması büyük önem arz etmektedir.
Çalışmamızda insan haklarının ön şartı ve en önemlisi olan yaşama hakkı ile ilgili, özellikle AİHS nin 2. maddesi çerçevesinde ve AİHM nin vermiş olduğu kararlar ışığında, devletlerin yapması ve yapmaması gerekenleri inceledik. Bu doğrultuda yaşama hakkı kavramı ve sınırlarını ortaya koyduktan sonra AİHMnin Türkiye ilgili verdiği kararları inceleyerek, bu kararların gerekçelerini açıklamaya çalıştık. Daha sonra Türk anayasası ve anayasa yargısı açısından yaşama hakkı ve ölüm cezasını irdeledik.
Bu çalışma ile yaşama hakkı kavramını açıklığa kavuşturmaya, AİHM nin Türkiye ile ilgili verdiği kararlar ve gerekçeleri incelenmek suretiyle güvenlik güçleri ve adalet mekanizmasındaki eksik yönleri ortaya koymaya çalıştık ve yanlış uygulamaları tespit ederek, bu aksaklıkların giderilmesi yönünde bir adım atmak istedik.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.