9786257689908
580015
https://www.turkishbooks.com/books/asla-asla-deme-endise-p580015.html
Asla, Asla Deme Endişe
10.584
Gün boyu süren, yakan kavuran, nefes aldırmayan o kavurucu sıcaktan sonra, ikindi sonu olup güneşin hükmünü artık yavaş yavaş yitirerek ortalığın biraz da olsa serinlemesinin ardından gelen, serin serin alınlara dokunan, suratları okşayan bir esintinin gelmesi, biraz da olsa yüreklere su serper. Gün boyu sıcağın etkisiyle asılan suratlarda bir tebessüm dolaşır, başlar kalkar, gözlerde bir pırıltı oluşur, bunlar mutluluk pırıltılarıdır.
Bu akşamüzeri serinliğine rağmen ortalıkta basık bir hava mevcuttur, ne kadar yüzlerde bir tebessüm, gözlerde bir ışıltı olsa da kızlı erkekli insanlar üzerinde bir ağırlık mevcut, insanlar bu ağırlığı atamıyor. İkindi sonu esintisi de kifayetsiz kalıyor, o çılgınca bütün gücüyle ortalığa çöken, insanların, bütün canlıların, börtün böceğin üzerine bütün ağırlığıyla saldıran, yakan kavuran, çıldırtan sıcaklardan sonra.
İkindiden sonra ben hep bu sahildeyim; ayağımda terliğim, altımda deniz şortum, üzerimde kolsuz tişörtümle, bu koy bana huzur veriyor, çoğu zaman denize bakıyorum, denizin ta açıklarına, gökyüzünün maviliği ile denizin maviliğinin teğet olduğu çizgiye, nasılda keskin bir çizgiyle ayrışıyor bu ikisi, belirgin bir şekilde. Dünyanın dümdüz olmadığını, yuvarlak olduğunu da, ta uzaktan sanki haykırıyor, bir tokat gibi insanların yüzüne çarpıyor, açık seçik net bir biçimde, derin bir çizgiyle.
Bu akşamüzeri serinliğine rağmen ortalıkta basık bir hava mevcuttur, ne kadar yüzlerde bir tebessüm, gözlerde bir ışıltı olsa da kızlı erkekli insanlar üzerinde bir ağırlık mevcut, insanlar bu ağırlığı atamıyor. İkindi sonu esintisi de kifayetsiz kalıyor, o çılgınca bütün gücüyle ortalığa çöken, insanların, bütün canlıların, börtün böceğin üzerine bütün ağırlığıyla saldıran, yakan kavuran, çıldırtan sıcaklardan sonra.
İkindiden sonra ben hep bu sahildeyim; ayağımda terliğim, altımda deniz şortum, üzerimde kolsuz tişörtümle, bu koy bana huzur veriyor, çoğu zaman denize bakıyorum, denizin ta açıklarına, gökyüzünün maviliği ile denizin maviliğinin teğet olduğu çizgiye, nasılda keskin bir çizgiyle ayrışıyor bu ikisi, belirgin bir şekilde. Dünyanın dümdüz olmadığını, yuvarlak olduğunu da, ta uzaktan sanki haykırıyor, bir tokat gibi insanların yüzüne çarpıyor, açık seçik net bir biçimde, derin bir çizgiyle.
Gün boyu süren, yakan kavuran, nefes aldırmayan o kavurucu sıcaktan sonra, ikindi sonu olup güneşin hükmünü artık yavaş yavaş yitirerek ortalığın biraz da olsa serinlemesinin ardından gelen, serin serin alınlara dokunan, suratları okşayan bir esintinin gelmesi, biraz da olsa yüreklere su serper. Gün boyu sıcağın etkisiyle asılan suratlarda bir tebessüm dolaşır, başlar kalkar, gözlerde bir pırıltı oluşur, bunlar mutluluk pırıltılarıdır.
Bu akşamüzeri serinliğine rağmen ortalıkta basık bir hava mevcuttur, ne kadar yüzlerde bir tebessüm, gözlerde bir ışıltı olsa da kızlı erkekli insanlar üzerinde bir ağırlık mevcut, insanlar bu ağırlığı atamıyor. İkindi sonu esintisi de kifayetsiz kalıyor, o çılgınca bütün gücüyle ortalığa çöken, insanların, bütün canlıların, börtün böceğin üzerine bütün ağırlığıyla saldıran, yakan kavuran, çıldırtan sıcaklardan sonra.
İkindiden sonra ben hep bu sahildeyim; ayağımda terliğim, altımda deniz şortum, üzerimde kolsuz tişörtümle, bu koy bana huzur veriyor, çoğu zaman denize bakıyorum, denizin ta açıklarına, gökyüzünün maviliği ile denizin maviliğinin teğet olduğu çizgiye, nasılda keskin bir çizgiyle ayrışıyor bu ikisi, belirgin bir şekilde. Dünyanın dümdüz olmadığını, yuvarlak olduğunu da, ta uzaktan sanki haykırıyor, bir tokat gibi insanların yüzüne çarpıyor, açık seçik net bir biçimde, derin bir çizgiyle.
Bu akşamüzeri serinliğine rağmen ortalıkta basık bir hava mevcuttur, ne kadar yüzlerde bir tebessüm, gözlerde bir ışıltı olsa da kızlı erkekli insanlar üzerinde bir ağırlık mevcut, insanlar bu ağırlığı atamıyor. İkindi sonu esintisi de kifayetsiz kalıyor, o çılgınca bütün gücüyle ortalığa çöken, insanların, bütün canlıların, börtün böceğin üzerine bütün ağırlığıyla saldıran, yakan kavuran, çıldırtan sıcaklardan sonra.
İkindiden sonra ben hep bu sahildeyim; ayağımda terliğim, altımda deniz şortum, üzerimde kolsuz tişörtümle, bu koy bana huzur veriyor, çoğu zaman denize bakıyorum, denizin ta açıklarına, gökyüzünün maviliği ile denizin maviliğinin teğet olduğu çizgiye, nasılda keskin bir çizgiyle ayrışıyor bu ikisi, belirgin bir şekilde. Dünyanın dümdüz olmadığını, yuvarlak olduğunu da, ta uzaktan sanki haykırıyor, bir tokat gibi insanların yüzüne çarpıyor, açık seçik net bir biçimde, derin bir çizgiyle.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.