9786257862363
509234
https://www.turkishbooks.com/books/ask-ve-seytan-p509234.html
Aşk Ve Şeytan
7.077
Gürültülü bir kalabalığın ortasında sessiz kulaklarıyla durdu önce. Yanından geçip giden insanları görmeye
çalışırken duyduğu tokat sesiyle inledi kulakları. Gözleri, ağlayan çocuğuna tokat atan orta yaşlı anneye
kilitlenmişti. Başka bakanları da oldu sarışın kadının, onların taşıdığı yalnızca meraklarını giderememe
korkusuydu. Altın günlerinde elden ele verecekleri sarışın bir hikaye daha. Parmaklarını bir bir kulaklarının
üzerine götürüp kısa bir süreliğine de olsa sağırlaşmayı denedi. Duyuları, aradıklarını bulmuş olmanın gafleti ve
heyecanıyla onun bu gayretine karşı koydular. Kadın, ağlayan çocuğun kolunu kavrayıp çeke çeke götürdü. Bu
gidiş Hasan'ın aylar boyu gördüğü tüm kabuslardan daha korkunçtu. Döneceğini bilmenin, İfrit'in kadını terk
etmeyeceğini görmenin onu sardığı katı öfke ile yürüdü kalabalığın arasından. Sağında solunda insanlar, İfrit'in
sokaklara döktüğü balık yemlerinin üzerine bilmeden basıp, vıcık vıcık olmuş ayakkabılarıyla çürümüş deniz
mahsulü kokusunu duymadan; birbirlerini temizliklerine göre sınıflandırmak şaibesine hala inanarak adımlarını
birbirine katıyorlardı.
çalışırken duyduğu tokat sesiyle inledi kulakları. Gözleri, ağlayan çocuğuna tokat atan orta yaşlı anneye
kilitlenmişti. Başka bakanları da oldu sarışın kadının, onların taşıdığı yalnızca meraklarını giderememe
korkusuydu. Altın günlerinde elden ele verecekleri sarışın bir hikaye daha. Parmaklarını bir bir kulaklarının
üzerine götürüp kısa bir süreliğine de olsa sağırlaşmayı denedi. Duyuları, aradıklarını bulmuş olmanın gafleti ve
heyecanıyla onun bu gayretine karşı koydular. Kadın, ağlayan çocuğun kolunu kavrayıp çeke çeke götürdü. Bu
gidiş Hasan'ın aylar boyu gördüğü tüm kabuslardan daha korkunçtu. Döneceğini bilmenin, İfrit'in kadını terk
etmeyeceğini görmenin onu sardığı katı öfke ile yürüdü kalabalığın arasından. Sağında solunda insanlar, İfrit'in
sokaklara döktüğü balık yemlerinin üzerine bilmeden basıp, vıcık vıcık olmuş ayakkabılarıyla çürümüş deniz
mahsulü kokusunu duymadan; birbirlerini temizliklerine göre sınıflandırmak şaibesine hala inanarak adımlarını
birbirine katıyorlardı.
Gürültülü bir kalabalığın ortasında sessiz kulaklarıyla durdu önce. Yanından geçip giden insanları görmeye
çalışırken duyduğu tokat sesiyle inledi kulakları. Gözleri, ağlayan çocuğuna tokat atan orta yaşlı anneye
kilitlenmişti. Başka bakanları da oldu sarışın kadının, onların taşıdığı yalnızca meraklarını giderememe
korkusuydu. Altın günlerinde elden ele verecekleri sarışın bir hikaye daha. Parmaklarını bir bir kulaklarının
üzerine götürüp kısa bir süreliğine de olsa sağırlaşmayı denedi. Duyuları, aradıklarını bulmuş olmanın gafleti ve
heyecanıyla onun bu gayretine karşı koydular. Kadın, ağlayan çocuğun kolunu kavrayıp çeke çeke götürdü. Bu
gidiş Hasan'ın aylar boyu gördüğü tüm kabuslardan daha korkunçtu. Döneceğini bilmenin, İfrit'in kadını terk
etmeyeceğini görmenin onu sardığı katı öfke ile yürüdü kalabalığın arasından. Sağında solunda insanlar, İfrit'in
sokaklara döktüğü balık yemlerinin üzerine bilmeden basıp, vıcık vıcık olmuş ayakkabılarıyla çürümüş deniz
mahsulü kokusunu duymadan; birbirlerini temizliklerine göre sınıflandırmak şaibesine hala inanarak adımlarını
birbirine katıyorlardı.
çalışırken duyduğu tokat sesiyle inledi kulakları. Gözleri, ağlayan çocuğuna tokat atan orta yaşlı anneye
kilitlenmişti. Başka bakanları da oldu sarışın kadının, onların taşıdığı yalnızca meraklarını giderememe
korkusuydu. Altın günlerinde elden ele verecekleri sarışın bir hikaye daha. Parmaklarını bir bir kulaklarının
üzerine götürüp kısa bir süreliğine de olsa sağırlaşmayı denedi. Duyuları, aradıklarını bulmuş olmanın gafleti ve
heyecanıyla onun bu gayretine karşı koydular. Kadın, ağlayan çocuğun kolunu kavrayıp çeke çeke götürdü. Bu
gidiş Hasan'ın aylar boyu gördüğü tüm kabuslardan daha korkunçtu. Döneceğini bilmenin, İfrit'in kadını terk
etmeyeceğini görmenin onu sardığı katı öfke ile yürüdü kalabalığın arasından. Sağında solunda insanlar, İfrit'in
sokaklara döktüğü balık yemlerinin üzerine bilmeden basıp, vıcık vıcık olmuş ayakkabılarıyla çürümüş deniz
mahsulü kokusunu duymadan; birbirlerini temizliklerine göre sınıflandırmak şaibesine hala inanarak adımlarını
birbirine katıyorlardı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.