9789759916176
90083
https://www.turkishbooks.com/books/ask-gidiyorum-demez-p90083.html
Aşk Gidiyorum Demez
8.64
Hem edebiyatta hem de diğer alanlarda, özellikle son yıllarda en çok didiklenen konuların başında geliyor aşk. Böyle olunca da aşkla birlikte, onun olmazsa olmaz diğer bileşenleri, tutku, cinsellik, evlilik, aşkın aşınmış hali olarak sevgi, aldatma, aldatmaya bağlı terk etme veya ekonomik ya da çocuk gibi sosyal ve ailevî gerekçelerle uzlaşma, kadere boyun eğme de tartışma gündemlerinin ilk sıralarına oturdu. Duygu Asena da son romanı "Aşk Gidiyorum Demez"de kendi söyleyeceklerini okurla paylaşıyor.
"Aşk Gidiyorum Demez", hayatın ve edebiyatın bu en eski konusunda kesin yargılara varmaktan özellikle kaçınıyor. Roman kahramanlarının sahiciliği, kitabı son zamanlarda okuduğumuz benzerlerinden ayıran en önemli özelliği oluşturuyor.
"Aşk Gidiyorum Demez", biri evli ve çocuklu diğeri dışa karşı nişanlı gibi görünmeyi tercih eden iki çiftin öyküsünü konu ediniyor. Romanın kahramanları, gündelik hayatta her an karşımıza çıkabilecek türden: bankacı Selin ve eşi, bir gazetenin spor servisi müdürü Bora. Diğeri bir televizyon kanalında önce program sunucusuyken sonra hafta sonu haberlerinin sunuculuğuna terfi eden Demet ve sevgilisi, bilgisayar uzmanı Sinan. Kentli, günümüz toplumunun seçkinleri arasında sayılabilecek bir yaşam süren bu genç çiftlerin öyküsünü romanda tek bir kişi anlatır: Güler.
Romanın anlatıcısı durumundaki Güler, kırkını geçmiş, aşkla bağlanıp evlendiği kocası geçirdiği kaza sonucu yatalak kalmış, öğretim görevlisi olarak çalışan bir kadındır. Acıklı kaderine rağmen kocasını terk etmese de dayanma gücünün sınırına gelmiş olan Güler, bir yandan kendi iç çatışmalarını anlamlandırmaya ve bir çözüme kavuşturmaya uğraşırken, diğer yandan da, tesadüfen tanıştığı bu iki kadının erkeklerle olan ilişkilerinde dinleyici/hakem rolü üstlenir.
Duygu Asena, "Aşk Gidiyorum Demez"de, kadın ve erkek dünyasının ipuçlarını, kadınları erkeklerden ayıran karakteristik özellikleri açığa çıkartsa da, herkese reçete olarak gösterilecek doğrular sergilemekten kaçınır.
Romanın, doğrudan olmasa da dolaylı, altını kalın çizgilerle çizerek vurguladığı tek gerçek aşktır. Duygu Asena, okurlarını her ne pahasına olursa olsun aşkın peşini bırakmamaya çağırıyor.
Hem edebiyatta hem de diğer alanlarda, özellikle son yıllarda en çok didiklenen konuların başında geliyor aşk. Böyle olunca da aşkla birlikte, onun olmazsa olmaz diğer bileşenleri, tutku, cinsellik, evlilik, aşkın aşınmış hali olarak sevgi, aldatma, aldatmaya bağlı terk etme veya ekonomik ya da çocuk gibi sosyal ve ailevî gerekçelerle uzlaşma, kadere boyun eğme de tartışma gündemlerinin ilk sıralarına oturdu. Duygu Asena da son romanı "Aşk Gidiyorum Demez"de kendi söyleyeceklerini okurla paylaşıyor.
"Aşk Gidiyorum Demez", hayatın ve edebiyatın bu en eski konusunda kesin yargılara varmaktan özellikle kaçınıyor. Roman kahramanlarının sahiciliği, kitabı son zamanlarda okuduğumuz benzerlerinden ayıran en önemli özelliği oluşturuyor.
"Aşk Gidiyorum Demez", biri evli ve çocuklu diğeri dışa karşı nişanlı gibi görünmeyi tercih eden iki çiftin öyküsünü konu ediniyor. Romanın kahramanları, gündelik hayatta her an karşımıza çıkabilecek türden: bankacı Selin ve eşi, bir gazetenin spor servisi müdürü Bora. Diğeri bir televizyon kanalında önce program sunucusuyken sonra hafta sonu haberlerinin sunuculuğuna terfi eden Demet ve sevgilisi, bilgisayar uzmanı Sinan. Kentli, günümüz toplumunun seçkinleri arasında sayılabilecek bir yaşam süren bu genç çiftlerin öyküsünü romanda tek bir kişi anlatır: Güler.
Romanın anlatıcısı durumundaki Güler, kırkını geçmiş, aşkla bağlanıp evlendiği kocası geçirdiği kaza sonucu yatalak kalmış, öğretim görevlisi olarak çalışan bir kadındır. Acıklı kaderine rağmen kocasını terk etmese de dayanma gücünün sınırına gelmiş olan Güler, bir yandan kendi iç çatışmalarını anlamlandırmaya ve bir çözüme kavuşturmaya uğraşırken, diğer yandan da, tesadüfen tanıştığı bu iki kadının erkeklerle olan ilişkilerinde dinleyici/hakem rolü üstlenir.
Duygu Asena, "Aşk Gidiyorum Demez"de, kadın ve erkek dünyasının ipuçlarını, kadınları erkeklerden ayıran karakteristik özellikleri açığa çıkartsa da, herkese reçete olarak gösterilecek doğrular sergilemekten kaçınır.
Romanın, doğrudan olmasa da dolaylı, altını kalın çizgilerle çizerek vurguladığı tek gerçek aşktır. Duygu Asena, okurlarını her ne pahasına olursa olsun aşkın peşini bırakmamaya çağırıyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.