9786050977172
507914
https://www.turkishbooks.com/books/ask-bir-kar-tanesi-p507914.html
Aşk Bir Kar Tanesi
9.36
bildiği bir boşlukta asılı kalır. Ne etsen çıkmaz. Bazen o sözler öyle birikir, eskir, hatta taşlaşır ki artık
anlatılamaz. Susan her insan, içinde kimsenin bilmediği ölü kelimelerden sessiz bir mezarlık taşır" diyen
Günhan Kuşkanat, Hiçkimse'nin Anısı'na dönüyor, orada suskun kalanları anlatıyor... Lucien'i ve onun
delicesine âşık olduğu mavi gözlü kızı...
Aşk, elde edemediğimiz bir sevincin varlığından çok, daimi ıstırabı değil midir? Aşk imkânsızlıklarla
büyümez mi? Aşk mutlulukla sıkı sıkıya kuşatılmışsa ve endişeler, korkular, umutlar, bekleyişler,
kararsızlıklar birer birer diz çökmüş, hepsi çözülmüş, bütün bilinmezlik burçları düşmüşse artık aşk mıdır?
Geriye bilinecek şey kalmamışsa, artık sonuna kadar gidilmiş olan şey bitmez mi? Aşk, kavuşmakla elde
edilen şeyden daima daha fazlasını istemez mi? Mutluluk, aşkta var olmaması gereken bir durum değil
midir? Yani aşk, yakalanmazlığın ıstırabıyla aşk değil midir, yakalanırsa ölmez mi? Evet, işte belki bütün
bunlar yüzünden, Lucien anlıyordu ki, insan yaşadıklarında nasıl tek başınaysa, yalnızlık nasıl
paylaşılamazsa, belki aşk da paylaşılmaz, belki mutlak bir yalnızlıkta, tek başına yaşanırdı. Ah Lucien...
anlatılamaz. Susan her insan, içinde kimsenin bilmediği ölü kelimelerden sessiz bir mezarlık taşır" diyen
Günhan Kuşkanat, Hiçkimse'nin Anısı'na dönüyor, orada suskun kalanları anlatıyor... Lucien'i ve onun
delicesine âşık olduğu mavi gözlü kızı...
Aşk, elde edemediğimiz bir sevincin varlığından çok, daimi ıstırabı değil midir? Aşk imkânsızlıklarla
büyümez mi? Aşk mutlulukla sıkı sıkıya kuşatılmışsa ve endişeler, korkular, umutlar, bekleyişler,
kararsızlıklar birer birer diz çökmüş, hepsi çözülmüş, bütün bilinmezlik burçları düşmüşse artık aşk mıdır?
Geriye bilinecek şey kalmamışsa, artık sonuna kadar gidilmiş olan şey bitmez mi? Aşk, kavuşmakla elde
edilen şeyden daima daha fazlasını istemez mi? Mutluluk, aşkta var olmaması gereken bir durum değil
midir? Yani aşk, yakalanmazlığın ıstırabıyla aşk değil midir, yakalanırsa ölmez mi? Evet, işte belki bütün
bunlar yüzünden, Lucien anlıyordu ki, insan yaşadıklarında nasıl tek başınaysa, yalnızlık nasıl
paylaşılamazsa, belki aşk da paylaşılmaz, belki mutlak bir yalnızlıkta, tek başına yaşanırdı. Ah Lucien...
bildiği bir boşlukta asılı kalır. Ne etsen çıkmaz. Bazen o sözler öyle birikir, eskir, hatta taşlaşır ki artık
anlatılamaz. Susan her insan, içinde kimsenin bilmediği ölü kelimelerden sessiz bir mezarlık taşır" diyen
Günhan Kuşkanat, Hiçkimse'nin Anısı'na dönüyor, orada suskun kalanları anlatıyor... Lucien'i ve onun
delicesine âşık olduğu mavi gözlü kızı...
Aşk, elde edemediğimiz bir sevincin varlığından çok, daimi ıstırabı değil midir? Aşk imkânsızlıklarla
büyümez mi? Aşk mutlulukla sıkı sıkıya kuşatılmışsa ve endişeler, korkular, umutlar, bekleyişler,
kararsızlıklar birer birer diz çökmüş, hepsi çözülmüş, bütün bilinmezlik burçları düşmüşse artık aşk mıdır?
Geriye bilinecek şey kalmamışsa, artık sonuna kadar gidilmiş olan şey bitmez mi? Aşk, kavuşmakla elde
edilen şeyden daima daha fazlasını istemez mi? Mutluluk, aşkta var olmaması gereken bir durum değil
midir? Yani aşk, yakalanmazlığın ıstırabıyla aşk değil midir, yakalanırsa ölmez mi? Evet, işte belki bütün
bunlar yüzünden, Lucien anlıyordu ki, insan yaşadıklarında nasıl tek başınaysa, yalnızlık nasıl
paylaşılamazsa, belki aşk da paylaşılmaz, belki mutlak bir yalnızlıkta, tek başına yaşanırdı. Ah Lucien...
anlatılamaz. Susan her insan, içinde kimsenin bilmediği ölü kelimelerden sessiz bir mezarlık taşır" diyen
Günhan Kuşkanat, Hiçkimse'nin Anısı'na dönüyor, orada suskun kalanları anlatıyor... Lucien'i ve onun
delicesine âşık olduğu mavi gözlü kızı...
Aşk, elde edemediğimiz bir sevincin varlığından çok, daimi ıstırabı değil midir? Aşk imkânsızlıklarla
büyümez mi? Aşk mutlulukla sıkı sıkıya kuşatılmışsa ve endişeler, korkular, umutlar, bekleyişler,
kararsızlıklar birer birer diz çökmüş, hepsi çözülmüş, bütün bilinmezlik burçları düşmüşse artık aşk mıdır?
Geriye bilinecek şey kalmamışsa, artık sonuna kadar gidilmiş olan şey bitmez mi? Aşk, kavuşmakla elde
edilen şeyden daima daha fazlasını istemez mi? Mutluluk, aşkta var olmaması gereken bir durum değil
midir? Yani aşk, yakalanmazlığın ıstırabıyla aşk değil midir, yakalanırsa ölmez mi? Evet, işte belki bütün
bunlar yüzünden, Lucien anlıyordu ki, insan yaşadıklarında nasıl tek başınaysa, yalnızlık nasıl
paylaşılamazsa, belki aşk da paylaşılmaz, belki mutlak bir yalnızlıkta, tek başına yaşanırdı. Ah Lucien...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.