9786051964744
507543
https://www.turkishbooks.com/books/aristoteles-ve-platonda-analoji-p507543.html
Aristoteles ve Platon'da Analoji
6
Analoji tartışması, Platon ve Aristoteles'in argümanlarında sıklıkla önemli rol oynamaktadır. Ve dahi bu
argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu
salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik
akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan
türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde
geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak
yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır.
Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da
bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine
dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı,
Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek
mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan
kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un
tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı
durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik
biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının
önünü açacaktır.
argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu
salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik
akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan
türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde
geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak
yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır.
Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da
bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine
dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı,
Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek
mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan
kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un
tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı
durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik
biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının
önünü açacaktır.
Analoji tartışması, Platon ve Aristoteles'in argümanlarında sıklıkla önemli rol oynamaktadır. Ve dahi bu
argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu
salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik
akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan
türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde
geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak
yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır.
Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da
bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine
dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı,
Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek
mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan
kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un
tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı
durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik
biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının
önünü açacaktır.
argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu
salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik
akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan
türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde
geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak
yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır.
Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da
bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine
dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı,
Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek
mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan
kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un
tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı
durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik
biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının
önünü açacaktır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.