9786257904575
499464
https://www.turkishbooks.com/books/arap-bahari-sonrasi-korfez-ulkelerinin-ekonomi-politigi-p499464.html
Arap Baharı Sonrası Körfez Ülkelerinin Ekonomi Politiği
5.292
Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlayan ve mevcut yönetimlere karşı Arap halklarının
ayaklanmasını temsil eden olaylar silsilesi daha sonra 2011 yılında Mısır, Libya ve Suriye olmak
üzere Lübnan, Ürdün, Yemen, Cezayir ve Bahreyn gibi Orta Doğu ve Körfez coğrafyasına değin
uzanmıştır. İlgili olaylar literatüre Arap Baharı (Arab Spring) olarak girmiş ve bu kavram bölgedeki
siyasi rejimlere karşı kitlesel ayaklanmaları tanımlamak üzere kullanılagelmiştir.
Arap Baharı Dünya tarihi açısından siyasi, politik, ekonomik ve sosyolojik sonuçlar doğurmuş ve
ülkelerin kaderini derinden etkilemiştir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki hareketler
rejimlerce bastırılmış, ayaklanmalar dış müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Bunun bir sonucu
olarak ülkelerde iç savaşlar patlak vermiş, rejimler ve/veya yönetimler el değiştirmiş, mezhepsel-
dinsel ayrışmalar toplumsal huzura gölge düşürmüş, silahlanma ve göç artmış ve ülkeler askeri-
güvenlik harcamalarını artırmak suretiyle sarsıcı önlemler alma yoluna gitmiştir.
Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeler ile yakın temas halinde olan bölge Körfez blokudur. Buradaki iki
önemli aktör ise şüphesiz Suudi Arabistan ve Katar'dır. Bu ülkeler halk ayaklanmalarının yarattığı
konjonktürde kilit rol oynayarak bölgeyi daha yakından tanımanın avantajı ile iç ve dış siyaset dinamiklerini buna bağlı olarak belirlemişlerdir. Halkın talepleri karşısında rantiyeci devlet
anlayışını benimseyen bu iki ülke dış politikadaki tutumları ile bölgede varlıklarını hissettirmek
istemiştir. Proaktif bir dış politik tavırla Suudi Arabistan statükocu bir yaklaşımla halk hareketlerinin
karşısında dururken, Katar halkları karşısına almadan ekonomik saiklerle hareket etmeyi tercih
etmiştir. Bölgede siyaset ekonomiyi, ekonomi ise siyaseti yöneterek ekonomi-politik bir bağlam
yaratmıştır.
Bu çalışmada ilgili ekonomi-politik bağlam Suudi Arabistan ve Katar ülkeleri örneği üzerinden
sunulmaya çalışılmıştır. Arap Baharı'nın ekonomi politiği üzerinden iki ülke için bir vaka analizi
çalışması yapılmış, ülkelerin politik tutumları ile ekonomik etkileşimleri değerlendirilerek
yorumlanmıştır.
BİRKAN ANIL YILMAZ
ayaklanmasını temsil eden olaylar silsilesi daha sonra 2011 yılında Mısır, Libya ve Suriye olmak
üzere Lübnan, Ürdün, Yemen, Cezayir ve Bahreyn gibi Orta Doğu ve Körfez coğrafyasına değin
uzanmıştır. İlgili olaylar literatüre Arap Baharı (Arab Spring) olarak girmiş ve bu kavram bölgedeki
siyasi rejimlere karşı kitlesel ayaklanmaları tanımlamak üzere kullanılagelmiştir.
Arap Baharı Dünya tarihi açısından siyasi, politik, ekonomik ve sosyolojik sonuçlar doğurmuş ve
ülkelerin kaderini derinden etkilemiştir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki hareketler
rejimlerce bastırılmış, ayaklanmalar dış müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Bunun bir sonucu
olarak ülkelerde iç savaşlar patlak vermiş, rejimler ve/veya yönetimler el değiştirmiş, mezhepsel-
dinsel ayrışmalar toplumsal huzura gölge düşürmüş, silahlanma ve göç artmış ve ülkeler askeri-
güvenlik harcamalarını artırmak suretiyle sarsıcı önlemler alma yoluna gitmiştir.
Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeler ile yakın temas halinde olan bölge Körfez blokudur. Buradaki iki
önemli aktör ise şüphesiz Suudi Arabistan ve Katar'dır. Bu ülkeler halk ayaklanmalarının yarattığı
konjonktürde kilit rol oynayarak bölgeyi daha yakından tanımanın avantajı ile iç ve dış siyaset dinamiklerini buna bağlı olarak belirlemişlerdir. Halkın talepleri karşısında rantiyeci devlet
anlayışını benimseyen bu iki ülke dış politikadaki tutumları ile bölgede varlıklarını hissettirmek
istemiştir. Proaktif bir dış politik tavırla Suudi Arabistan statükocu bir yaklaşımla halk hareketlerinin
karşısında dururken, Katar halkları karşısına almadan ekonomik saiklerle hareket etmeyi tercih
etmiştir. Bölgede siyaset ekonomiyi, ekonomi ise siyaseti yöneterek ekonomi-politik bir bağlam
yaratmıştır.
Bu çalışmada ilgili ekonomi-politik bağlam Suudi Arabistan ve Katar ülkeleri örneği üzerinden
sunulmaya çalışılmıştır. Arap Baharı'nın ekonomi politiği üzerinden iki ülke için bir vaka analizi
çalışması yapılmış, ülkelerin politik tutumları ile ekonomik etkileşimleri değerlendirilerek
yorumlanmıştır.
BİRKAN ANIL YILMAZ
Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlayan ve mevcut yönetimlere karşı Arap halklarının
ayaklanmasını temsil eden olaylar silsilesi daha sonra 2011 yılında Mısır, Libya ve Suriye olmak
üzere Lübnan, Ürdün, Yemen, Cezayir ve Bahreyn gibi Orta Doğu ve Körfez coğrafyasına değin
uzanmıştır. İlgili olaylar literatüre Arap Baharı (Arab Spring) olarak girmiş ve bu kavram bölgedeki
siyasi rejimlere karşı kitlesel ayaklanmaları tanımlamak üzere kullanılagelmiştir.
Arap Baharı Dünya tarihi açısından siyasi, politik, ekonomik ve sosyolojik sonuçlar doğurmuş ve
ülkelerin kaderini derinden etkilemiştir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki hareketler
rejimlerce bastırılmış, ayaklanmalar dış müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Bunun bir sonucu
olarak ülkelerde iç savaşlar patlak vermiş, rejimler ve/veya yönetimler el değiştirmiş, mezhepsel-
dinsel ayrışmalar toplumsal huzura gölge düşürmüş, silahlanma ve göç artmış ve ülkeler askeri-
güvenlik harcamalarını artırmak suretiyle sarsıcı önlemler alma yoluna gitmiştir.
Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeler ile yakın temas halinde olan bölge Körfez blokudur. Buradaki iki
önemli aktör ise şüphesiz Suudi Arabistan ve Katar'dır. Bu ülkeler halk ayaklanmalarının yarattığı
konjonktürde kilit rol oynayarak bölgeyi daha yakından tanımanın avantajı ile iç ve dış siyaset dinamiklerini buna bağlı olarak belirlemişlerdir. Halkın talepleri karşısında rantiyeci devlet
anlayışını benimseyen bu iki ülke dış politikadaki tutumları ile bölgede varlıklarını hissettirmek
istemiştir. Proaktif bir dış politik tavırla Suudi Arabistan statükocu bir yaklaşımla halk hareketlerinin
karşısında dururken, Katar halkları karşısına almadan ekonomik saiklerle hareket etmeyi tercih
etmiştir. Bölgede siyaset ekonomiyi, ekonomi ise siyaseti yöneterek ekonomi-politik bir bağlam
yaratmıştır.
Bu çalışmada ilgili ekonomi-politik bağlam Suudi Arabistan ve Katar ülkeleri örneği üzerinden
sunulmaya çalışılmıştır. Arap Baharı'nın ekonomi politiği üzerinden iki ülke için bir vaka analizi
çalışması yapılmış, ülkelerin politik tutumları ile ekonomik etkileşimleri değerlendirilerek
yorumlanmıştır.
BİRKAN ANIL YILMAZ
ayaklanmasını temsil eden olaylar silsilesi daha sonra 2011 yılında Mısır, Libya ve Suriye olmak
üzere Lübnan, Ürdün, Yemen, Cezayir ve Bahreyn gibi Orta Doğu ve Körfez coğrafyasına değin
uzanmıştır. İlgili olaylar literatüre Arap Baharı (Arab Spring) olarak girmiş ve bu kavram bölgedeki
siyasi rejimlere karşı kitlesel ayaklanmaları tanımlamak üzere kullanılagelmiştir.
Arap Baharı Dünya tarihi açısından siyasi, politik, ekonomik ve sosyolojik sonuçlar doğurmuş ve
ülkelerin kaderini derinden etkilemiştir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki hareketler
rejimlerce bastırılmış, ayaklanmalar dış müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Bunun bir sonucu
olarak ülkelerde iç savaşlar patlak vermiş, rejimler ve/veya yönetimler el değiştirmiş, mezhepsel-
dinsel ayrışmalar toplumsal huzura gölge düşürmüş, silahlanma ve göç artmış ve ülkeler askeri-
güvenlik harcamalarını artırmak suretiyle sarsıcı önlemler alma yoluna gitmiştir.
Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeler ile yakın temas halinde olan bölge Körfez blokudur. Buradaki iki
önemli aktör ise şüphesiz Suudi Arabistan ve Katar'dır. Bu ülkeler halk ayaklanmalarının yarattığı
konjonktürde kilit rol oynayarak bölgeyi daha yakından tanımanın avantajı ile iç ve dış siyaset dinamiklerini buna bağlı olarak belirlemişlerdir. Halkın talepleri karşısında rantiyeci devlet
anlayışını benimseyen bu iki ülke dış politikadaki tutumları ile bölgede varlıklarını hissettirmek
istemiştir. Proaktif bir dış politik tavırla Suudi Arabistan statükocu bir yaklaşımla halk hareketlerinin
karşısında dururken, Katar halkları karşısına almadan ekonomik saiklerle hareket etmeyi tercih
etmiştir. Bölgede siyaset ekonomiyi, ekonomi ise siyaseti yöneterek ekonomi-politik bir bağlam
yaratmıştır.
Bu çalışmada ilgili ekonomi-politik bağlam Suudi Arabistan ve Katar ülkeleri örneği üzerinden
sunulmaya çalışılmıştır. Arap Baharı'nın ekonomi politiği üzerinden iki ülke için bir vaka analizi
çalışması yapılmış, ülkelerin politik tutumları ile ekonomik etkileşimleri değerlendirilerek
yorumlanmıştır.
BİRKAN ANIL YILMAZ
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.