9280000006467
578336
https://www.turkishbooks.com/books/ansiklopedik-kuran-kavramlari-ve-guncel-yansimalari-10-cilt-takim-p578336.html
Ansiklopedik Kur'an Kavramları ve Güncel Yansımaları (10 Cilt Takım)
216
"Ahmed kalkan kavram tefsiri 10 cilt takım 201 kuran kavramı yüzlerce temel kaynaktan yararlanarak 12 yıl süren titiz bir çalışma sonucunda toplam 10 cilt 11000 sayfa halinde siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunulmuştur....
Akıl tutulur kavramlardan koptukça
Kavramlar, düşüncelerimizi kategorize eden, hatta insan topluluklarını yandaş veyahut düşman kılan mühim olgular. Kavramlarla yaşar, bir nevi onların tanımlamalarına göre düşünürüz. Milliyetçilik kavramı, Batı'dan başlayarak yeryüzünde parçalanmışlığın ve bölünmüşlüğün nasıl ki baş amili olduysa, emek, hürriyet, insan hakkı gibi kavramlar da türetildiği günden bu yana siyaset ve sosyolojinin iskeletiyle kaynaşık bir hal aldı. Burada atlanılmaması gereken kayda değer bir nokta var ki; kavramlar insanların düşüncelerini şekillendirdiği gibi o kavramla bağıntılı insanın duygularını da harekete geçirme yetisine sahiptir. Milliyetçilik kavramı yalnızca düşünce nazariyatında kalsaydı belki de şu anda hâlâ büyük bir imparatorluğun gölgesinde yaşıyor olacaktık.
Günümüzde Kavramlar
Yaşadığımız yüzyılda da kavramlar önemini kaybetmiş değildir. Günümüzde birçok kavram, ferdi ve toplumsal olarak insan hayatını etkilemektedir. Fakat ortada bir gerçek var ki, özelikle bizim toplumumuzda bu bariz bir şekilde görülür. İnsanımız herhangi bir kavramı ya da izm'i çoğunluk bilmez. Hele onun savunucusu olduğunu asla kabul etmez. Ama yaşantısı incelendiğinde birçok kavram tanımına göre düşünmekte ve ona göre hareket etmektedir.
Dinin devri geçiyor mu?
Örneğin; namazlarını kılmaya çalışan, çoğunlukla dört vakit veya müşteri olunca, "olsun canım, akşam kazasını yaparım" diyen, Cuma namazını her türlü ortam ve şart altında kaçırmayan kişiler, iş para mevzuuna gelince bir anda değişirler. Faizle ilgili bir şey söylendiğinde, "bu zamanda faizsiz olmaz kardeşim" derler. Ayet okunduğunda benim kafam almıyor diye söylediklerimizin kuru gürültüye karışmasını sağlarlar. Yanında çalıştırdıkları işçinin aldığı maaştan daha fazla emek harcamasını isterler, ama işlerini eksik yaptıklarında "boşuna bu kadar para veriyorum sana" diye ağlarlar. Altlarında yüz milyarlık araba olsa, "başkaları bir trilyonluk araba kullanıyor kardeşim" derler. İçtenlikle söylüyorum ki ben bu kapitalizmden nefret ediyorum kardeşim. Hele Müslüman'ım deyip kapitalistçe düşünenlerden... Örnekler basit gelebilir, ama kim söyledi bize, masallar diyarında yaşadığımızı. Bunlar yaşadığımız cahilî hayatın kendisi kardeşim.
Mütesettir, İslamî yaşantının akışı içinde vazife ve rütbe sahibi kimi hanımların dahi bazı davranışları, Batı'nın zihinlerimizi işgali neticesinde meydana gelen bir algının uzantısı. Davranış, düşüncenin; düşünce akletmenin; akletmek algının sonucudur. İbn-i Haldun'un meşhur ifade olmasa zihnimizde birçok anlatı yarım kalacaktı: "Mağluplar, galipleri taklit eder." Feminizm, kadın erkek eşitliği, kadın hakları gibi kavramsallaştırılan anlam ve ifadeler, az evvel zikredilen tespitin kadın algısına etkisi sonucu hayatımıza yerleşti. Bu akıl tutulması, bu zihin bulanıklığı, kavramlar karşısında düştüğümüz bu acziyet, mensubu olduğumuz medeniyetin kavram ve değerlerine mesafeli olmaya başladığımızdan beri yaşanıyor kuşkusuz. Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün vazettiği ve sahabenin hayatında ete kemiğe bürünen bir yaşantının bir boşluğu ve eksikliği yokken, insan hakları, eşitlik, hürriyet, emek kavramlarını ve karşılıklarını uzaklarda aramak, bir İslam müntesibi olarak, kömürlükte kaybettiğini lambanın altında arayan Nasrettin Hoca'nın tarizlerine konu olmaktan öteye geçmez.
İnmemiştir Hele Kur'an Şunu Hakkıyla Bilin, Ne Mezarlıkta Okunmak Ne Fal Bakmak İçin
Hayatımız kavramlarla bu kadar iç içeyken nasıl olur da İslam bunlarla ilgili şeyler söylemez. Kur'an her konuda olduğu gibi burada da devreye giriyor. Kur'an var olan kavramlara tanımlamalar yapmaz. Bizatihi kendi kavramlarını ortaya koyar ve inananlara; bu kavramlara göre yaşamasını ve düşünmesini emreder. İşte bu bağlamda Ahmed Kalkan bir kul olarak, emanetçi görevini yerine getirerek on iki yıl süren bir çalışmayla böyle bir kitap hazırlamış. Kur'an Kavramları ve Çağdaş Yansımaları. Kur'an'ın kavramları nelerdir? Günümüzde bunları nasıl kullanır ve nasıl yaşarız? Müslüman'ın savunduğu kavramlar nelerdir? Kapitalizmle / emperyalizmle / modernizmle kuşatılmış müminlerin, bunlara karşı alacağı tavır nelerdir?
Şüphe yok ki İslam yaşanmak ve anlatılmak için gönderilmiştir. Kur'an'ın kavramları bize ne diyor? Hangi hayat görüşünü savunuyor? Ahmed Kalkan toplam on ciltlik kitabında iki yüz bir kavramı açıklıyor. Her cilt bin yüz sayfa. Toplamda on bir bin sayfa. Kur'an'dan iki yüz bir kavram. Akıcı bir üslubun yanında; aile meclislerinde, kardeş sohbetlerinde kullanılabilecek bir materyal olarak duruyor bu kitaplar. Kitaplıkta duruşları da ayrı bir güzellik vesselam.
Kur'an yaşanmak için gönderilmemiş de başka ne için gönderilmiş söyleyin Allah rızası için.
-Veysel Altuntaş
Akıl tutulur kavramlardan koptukça
Kavramlar, düşüncelerimizi kategorize eden, hatta insan topluluklarını yandaş veyahut düşman kılan mühim olgular. Kavramlarla yaşar, bir nevi onların tanımlamalarına göre düşünürüz. Milliyetçilik kavramı, Batı'dan başlayarak yeryüzünde parçalanmışlığın ve bölünmüşlüğün nasıl ki baş amili olduysa, emek, hürriyet, insan hakkı gibi kavramlar da türetildiği günden bu yana siyaset ve sosyolojinin iskeletiyle kaynaşık bir hal aldı. Burada atlanılmaması gereken kayda değer bir nokta var ki; kavramlar insanların düşüncelerini şekillendirdiği gibi o kavramla bağıntılı insanın duygularını da harekete geçirme yetisine sahiptir. Milliyetçilik kavramı yalnızca düşünce nazariyatında kalsaydı belki de şu anda hâlâ büyük bir imparatorluğun gölgesinde yaşıyor olacaktık.
Günümüzde Kavramlar
Yaşadığımız yüzyılda da kavramlar önemini kaybetmiş değildir. Günümüzde birçok kavram, ferdi ve toplumsal olarak insan hayatını etkilemektedir. Fakat ortada bir gerçek var ki, özelikle bizim toplumumuzda bu bariz bir şekilde görülür. İnsanımız herhangi bir kavramı ya da izm'i çoğunluk bilmez. Hele onun savunucusu olduğunu asla kabul etmez. Ama yaşantısı incelendiğinde birçok kavram tanımına göre düşünmekte ve ona göre hareket etmektedir.
Dinin devri geçiyor mu?
Örneğin; namazlarını kılmaya çalışan, çoğunlukla dört vakit veya müşteri olunca, "olsun canım, akşam kazasını yaparım" diyen, Cuma namazını her türlü ortam ve şart altında kaçırmayan kişiler, iş para mevzuuna gelince bir anda değişirler. Faizle ilgili bir şey söylendiğinde, "bu zamanda faizsiz olmaz kardeşim" derler. Ayet okunduğunda benim kafam almıyor diye söylediklerimizin kuru gürültüye karışmasını sağlarlar. Yanında çalıştırdıkları işçinin aldığı maaştan daha fazla emek harcamasını isterler, ama işlerini eksik yaptıklarında "boşuna bu kadar para veriyorum sana" diye ağlarlar. Altlarında yüz milyarlık araba olsa, "başkaları bir trilyonluk araba kullanıyor kardeşim" derler. İçtenlikle söylüyorum ki ben bu kapitalizmden nefret ediyorum kardeşim. Hele Müslüman'ım deyip kapitalistçe düşünenlerden... Örnekler basit gelebilir, ama kim söyledi bize, masallar diyarında yaşadığımızı. Bunlar yaşadığımız cahilî hayatın kendisi kardeşim.
Mütesettir, İslamî yaşantının akışı içinde vazife ve rütbe sahibi kimi hanımların dahi bazı davranışları, Batı'nın zihinlerimizi işgali neticesinde meydana gelen bir algının uzantısı. Davranış, düşüncenin; düşünce akletmenin; akletmek algının sonucudur. İbn-i Haldun'un meşhur ifade olmasa zihnimizde birçok anlatı yarım kalacaktı: "Mağluplar, galipleri taklit eder." Feminizm, kadın erkek eşitliği, kadın hakları gibi kavramsallaştırılan anlam ve ifadeler, az evvel zikredilen tespitin kadın algısına etkisi sonucu hayatımıza yerleşti. Bu akıl tutulması, bu zihin bulanıklığı, kavramlar karşısında düştüğümüz bu acziyet, mensubu olduğumuz medeniyetin kavram ve değerlerine mesafeli olmaya başladığımızdan beri yaşanıyor kuşkusuz. Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün vazettiği ve sahabenin hayatında ete kemiğe bürünen bir yaşantının bir boşluğu ve eksikliği yokken, insan hakları, eşitlik, hürriyet, emek kavramlarını ve karşılıklarını uzaklarda aramak, bir İslam müntesibi olarak, kömürlükte kaybettiğini lambanın altında arayan Nasrettin Hoca'nın tarizlerine konu olmaktan öteye geçmez.
İnmemiştir Hele Kur'an Şunu Hakkıyla Bilin, Ne Mezarlıkta Okunmak Ne Fal Bakmak İçin
Hayatımız kavramlarla bu kadar iç içeyken nasıl olur da İslam bunlarla ilgili şeyler söylemez. Kur'an her konuda olduğu gibi burada da devreye giriyor. Kur'an var olan kavramlara tanımlamalar yapmaz. Bizatihi kendi kavramlarını ortaya koyar ve inananlara; bu kavramlara göre yaşamasını ve düşünmesini emreder. İşte bu bağlamda Ahmed Kalkan bir kul olarak, emanetçi görevini yerine getirerek on iki yıl süren bir çalışmayla böyle bir kitap hazırlamış. Kur'an Kavramları ve Çağdaş Yansımaları. Kur'an'ın kavramları nelerdir? Günümüzde bunları nasıl kullanır ve nasıl yaşarız? Müslüman'ın savunduğu kavramlar nelerdir? Kapitalizmle / emperyalizmle / modernizmle kuşatılmış müminlerin, bunlara karşı alacağı tavır nelerdir?
Şüphe yok ki İslam yaşanmak ve anlatılmak için gönderilmiştir. Kur'an'ın kavramları bize ne diyor? Hangi hayat görüşünü savunuyor? Ahmed Kalkan toplam on ciltlik kitabında iki yüz bir kavramı açıklıyor. Her cilt bin yüz sayfa. Toplamda on bir bin sayfa. Kur'an'dan iki yüz bir kavram. Akıcı bir üslubun yanında; aile meclislerinde, kardeş sohbetlerinde kullanılabilecek bir materyal olarak duruyor bu kitaplar. Kitaplıkta duruşları da ayrı bir güzellik vesselam.
Kur'an yaşanmak için gönderilmemiş de başka ne için gönderilmiş söyleyin Allah rızası için.
-Veysel Altuntaş
"Ahmed kalkan kavram tefsiri 10 cilt takım 201 kuran kavramı yüzlerce temel kaynaktan yararlanarak 12 yıl süren titiz bir çalışma sonucunda toplam 10 cilt 11000 sayfa halinde siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunulmuştur....
Akıl tutulur kavramlardan koptukça
Kavramlar, düşüncelerimizi kategorize eden, hatta insan topluluklarını yandaş veyahut düşman kılan mühim olgular. Kavramlarla yaşar, bir nevi onların tanımlamalarına göre düşünürüz. Milliyetçilik kavramı, Batı'dan başlayarak yeryüzünde parçalanmışlığın ve bölünmüşlüğün nasıl ki baş amili olduysa, emek, hürriyet, insan hakkı gibi kavramlar da türetildiği günden bu yana siyaset ve sosyolojinin iskeletiyle kaynaşık bir hal aldı. Burada atlanılmaması gereken kayda değer bir nokta var ki; kavramlar insanların düşüncelerini şekillendirdiği gibi o kavramla bağıntılı insanın duygularını da harekete geçirme yetisine sahiptir. Milliyetçilik kavramı yalnızca düşünce nazariyatında kalsaydı belki de şu anda hâlâ büyük bir imparatorluğun gölgesinde yaşıyor olacaktık.
Günümüzde Kavramlar
Yaşadığımız yüzyılda da kavramlar önemini kaybetmiş değildir. Günümüzde birçok kavram, ferdi ve toplumsal olarak insan hayatını etkilemektedir. Fakat ortada bir gerçek var ki, özelikle bizim toplumumuzda bu bariz bir şekilde görülür. İnsanımız herhangi bir kavramı ya da izm'i çoğunluk bilmez. Hele onun savunucusu olduğunu asla kabul etmez. Ama yaşantısı incelendiğinde birçok kavram tanımına göre düşünmekte ve ona göre hareket etmektedir.
Dinin devri geçiyor mu?
Örneğin; namazlarını kılmaya çalışan, çoğunlukla dört vakit veya müşteri olunca, "olsun canım, akşam kazasını yaparım" diyen, Cuma namazını her türlü ortam ve şart altında kaçırmayan kişiler, iş para mevzuuna gelince bir anda değişirler. Faizle ilgili bir şey söylendiğinde, "bu zamanda faizsiz olmaz kardeşim" derler. Ayet okunduğunda benim kafam almıyor diye söylediklerimizin kuru gürültüye karışmasını sağlarlar. Yanında çalıştırdıkları işçinin aldığı maaştan daha fazla emek harcamasını isterler, ama işlerini eksik yaptıklarında "boşuna bu kadar para veriyorum sana" diye ağlarlar. Altlarında yüz milyarlık araba olsa, "başkaları bir trilyonluk araba kullanıyor kardeşim" derler. İçtenlikle söylüyorum ki ben bu kapitalizmden nefret ediyorum kardeşim. Hele Müslüman'ım deyip kapitalistçe düşünenlerden... Örnekler basit gelebilir, ama kim söyledi bize, masallar diyarında yaşadığımızı. Bunlar yaşadığımız cahilî hayatın kendisi kardeşim.
Mütesettir, İslamî yaşantının akışı içinde vazife ve rütbe sahibi kimi hanımların dahi bazı davranışları, Batı'nın zihinlerimizi işgali neticesinde meydana gelen bir algının uzantısı. Davranış, düşüncenin; düşünce akletmenin; akletmek algının sonucudur. İbn-i Haldun'un meşhur ifade olmasa zihnimizde birçok anlatı yarım kalacaktı: "Mağluplar, galipleri taklit eder." Feminizm, kadın erkek eşitliği, kadın hakları gibi kavramsallaştırılan anlam ve ifadeler, az evvel zikredilen tespitin kadın algısına etkisi sonucu hayatımıza yerleşti. Bu akıl tutulması, bu zihin bulanıklığı, kavramlar karşısında düştüğümüz bu acziyet, mensubu olduğumuz medeniyetin kavram ve değerlerine mesafeli olmaya başladığımızdan beri yaşanıyor kuşkusuz. Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün vazettiği ve sahabenin hayatında ete kemiğe bürünen bir yaşantının bir boşluğu ve eksikliği yokken, insan hakları, eşitlik, hürriyet, emek kavramlarını ve karşılıklarını uzaklarda aramak, bir İslam müntesibi olarak, kömürlükte kaybettiğini lambanın altında arayan Nasrettin Hoca'nın tarizlerine konu olmaktan öteye geçmez.
İnmemiştir Hele Kur'an Şunu Hakkıyla Bilin, Ne Mezarlıkta Okunmak Ne Fal Bakmak İçin
Hayatımız kavramlarla bu kadar iç içeyken nasıl olur da İslam bunlarla ilgili şeyler söylemez. Kur'an her konuda olduğu gibi burada da devreye giriyor. Kur'an var olan kavramlara tanımlamalar yapmaz. Bizatihi kendi kavramlarını ortaya koyar ve inananlara; bu kavramlara göre yaşamasını ve düşünmesini emreder. İşte bu bağlamda Ahmed Kalkan bir kul olarak, emanetçi görevini yerine getirerek on iki yıl süren bir çalışmayla böyle bir kitap hazırlamış. Kur'an Kavramları ve Çağdaş Yansımaları. Kur'an'ın kavramları nelerdir? Günümüzde bunları nasıl kullanır ve nasıl yaşarız? Müslüman'ın savunduğu kavramlar nelerdir? Kapitalizmle / emperyalizmle / modernizmle kuşatılmış müminlerin, bunlara karşı alacağı tavır nelerdir?
Şüphe yok ki İslam yaşanmak ve anlatılmak için gönderilmiştir. Kur'an'ın kavramları bize ne diyor? Hangi hayat görüşünü savunuyor? Ahmed Kalkan toplam on ciltlik kitabında iki yüz bir kavramı açıklıyor. Her cilt bin yüz sayfa. Toplamda on bir bin sayfa. Kur'an'dan iki yüz bir kavram. Akıcı bir üslubun yanında; aile meclislerinde, kardeş sohbetlerinde kullanılabilecek bir materyal olarak duruyor bu kitaplar. Kitaplıkta duruşları da ayrı bir güzellik vesselam.
Kur'an yaşanmak için gönderilmemiş de başka ne için gönderilmiş söyleyin Allah rızası için.
-Veysel Altuntaş
Akıl tutulur kavramlardan koptukça
Kavramlar, düşüncelerimizi kategorize eden, hatta insan topluluklarını yandaş veyahut düşman kılan mühim olgular. Kavramlarla yaşar, bir nevi onların tanımlamalarına göre düşünürüz. Milliyetçilik kavramı, Batı'dan başlayarak yeryüzünde parçalanmışlığın ve bölünmüşlüğün nasıl ki baş amili olduysa, emek, hürriyet, insan hakkı gibi kavramlar da türetildiği günden bu yana siyaset ve sosyolojinin iskeletiyle kaynaşık bir hal aldı. Burada atlanılmaması gereken kayda değer bir nokta var ki; kavramlar insanların düşüncelerini şekillendirdiği gibi o kavramla bağıntılı insanın duygularını da harekete geçirme yetisine sahiptir. Milliyetçilik kavramı yalnızca düşünce nazariyatında kalsaydı belki de şu anda hâlâ büyük bir imparatorluğun gölgesinde yaşıyor olacaktık.
Günümüzde Kavramlar
Yaşadığımız yüzyılda da kavramlar önemini kaybetmiş değildir. Günümüzde birçok kavram, ferdi ve toplumsal olarak insan hayatını etkilemektedir. Fakat ortada bir gerçek var ki, özelikle bizim toplumumuzda bu bariz bir şekilde görülür. İnsanımız herhangi bir kavramı ya da izm'i çoğunluk bilmez. Hele onun savunucusu olduğunu asla kabul etmez. Ama yaşantısı incelendiğinde birçok kavram tanımına göre düşünmekte ve ona göre hareket etmektedir.
Dinin devri geçiyor mu?
Örneğin; namazlarını kılmaya çalışan, çoğunlukla dört vakit veya müşteri olunca, "olsun canım, akşam kazasını yaparım" diyen, Cuma namazını her türlü ortam ve şart altında kaçırmayan kişiler, iş para mevzuuna gelince bir anda değişirler. Faizle ilgili bir şey söylendiğinde, "bu zamanda faizsiz olmaz kardeşim" derler. Ayet okunduğunda benim kafam almıyor diye söylediklerimizin kuru gürültüye karışmasını sağlarlar. Yanında çalıştırdıkları işçinin aldığı maaştan daha fazla emek harcamasını isterler, ama işlerini eksik yaptıklarında "boşuna bu kadar para veriyorum sana" diye ağlarlar. Altlarında yüz milyarlık araba olsa, "başkaları bir trilyonluk araba kullanıyor kardeşim" derler. İçtenlikle söylüyorum ki ben bu kapitalizmden nefret ediyorum kardeşim. Hele Müslüman'ım deyip kapitalistçe düşünenlerden... Örnekler basit gelebilir, ama kim söyledi bize, masallar diyarında yaşadığımızı. Bunlar yaşadığımız cahilî hayatın kendisi kardeşim.
Mütesettir, İslamî yaşantının akışı içinde vazife ve rütbe sahibi kimi hanımların dahi bazı davranışları, Batı'nın zihinlerimizi işgali neticesinde meydana gelen bir algının uzantısı. Davranış, düşüncenin; düşünce akletmenin; akletmek algının sonucudur. İbn-i Haldun'un meşhur ifade olmasa zihnimizde birçok anlatı yarım kalacaktı: "Mağluplar, galipleri taklit eder." Feminizm, kadın erkek eşitliği, kadın hakları gibi kavramsallaştırılan anlam ve ifadeler, az evvel zikredilen tespitin kadın algısına etkisi sonucu hayatımıza yerleşti. Bu akıl tutulması, bu zihin bulanıklığı, kavramlar karşısında düştüğümüz bu acziyet, mensubu olduğumuz medeniyetin kavram ve değerlerine mesafeli olmaya başladığımızdan beri yaşanıyor kuşkusuz. Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün vazettiği ve sahabenin hayatında ete kemiğe bürünen bir yaşantının bir boşluğu ve eksikliği yokken, insan hakları, eşitlik, hürriyet, emek kavramlarını ve karşılıklarını uzaklarda aramak, bir İslam müntesibi olarak, kömürlükte kaybettiğini lambanın altında arayan Nasrettin Hoca'nın tarizlerine konu olmaktan öteye geçmez.
İnmemiştir Hele Kur'an Şunu Hakkıyla Bilin, Ne Mezarlıkta Okunmak Ne Fal Bakmak İçin
Hayatımız kavramlarla bu kadar iç içeyken nasıl olur da İslam bunlarla ilgili şeyler söylemez. Kur'an her konuda olduğu gibi burada da devreye giriyor. Kur'an var olan kavramlara tanımlamalar yapmaz. Bizatihi kendi kavramlarını ortaya koyar ve inananlara; bu kavramlara göre yaşamasını ve düşünmesini emreder. İşte bu bağlamda Ahmed Kalkan bir kul olarak, emanetçi görevini yerine getirerek on iki yıl süren bir çalışmayla böyle bir kitap hazırlamış. Kur'an Kavramları ve Çağdaş Yansımaları. Kur'an'ın kavramları nelerdir? Günümüzde bunları nasıl kullanır ve nasıl yaşarız? Müslüman'ın savunduğu kavramlar nelerdir? Kapitalizmle / emperyalizmle / modernizmle kuşatılmış müminlerin, bunlara karşı alacağı tavır nelerdir?
Şüphe yok ki İslam yaşanmak ve anlatılmak için gönderilmiştir. Kur'an'ın kavramları bize ne diyor? Hangi hayat görüşünü savunuyor? Ahmed Kalkan toplam on ciltlik kitabında iki yüz bir kavramı açıklıyor. Her cilt bin yüz sayfa. Toplamda on bir bin sayfa. Kur'an'dan iki yüz bir kavram. Akıcı bir üslubun yanında; aile meclislerinde, kardeş sohbetlerinde kullanılabilecek bir materyal olarak duruyor bu kitaplar. Kitaplıkta duruşları da ayrı bir güzellik vesselam.
Kur'an yaşanmak için gönderilmemiş de başka ne için gönderilmiş söyleyin Allah rızası için.
-Veysel Altuntaş
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.