3004055100156
382544
https://www.turkishbooks.com/books/anne-babamla-iliskim-nasil-olmali-p382544.html
Anne Babamla İlişkim Nasıl Olmalı?
3.6
İslamın ana-babaya itaatle alakalı tavsiye ve emirlerini Kurân ve sünnet bilgisine birazcık sahip olan her Müslüman bilir. İslam, Allaha ve Rasûlüne itaatten sonra meşru çerçevede itaat edilmesi gereken merci olarak ana-babayı göstermiştir. Ve yine Allah ve Rasûlünün razı edilmesinden sonra onların razı edilmesini, diğer tüm insanların rızasının önüne almıştır.
İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanı ise Allah ve Rasûlünün bu emirlerini göz ardı ederek maalesef ana-baba haklarını zayi etmekte, onların kadr-u kıymetini gereği gibi takdir edememektedir. Hatta bazıları onlara bağırıp çağırmakta, kızıp öfkelenmekte, kimileri ise onları dövmektedir. Oysa Rabbimiz, kâfir bile olsalar onlara öf bile demeyi kesin bir dille yasaklamış, ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onlarla iyi geçinmeyi bizden istemiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya (yapabildiğinizin en) iyi (şekliyle) davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara öf! bile deme! Onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. (17 İsra/23, 24)
Anne-babasına kötü davrananlar, sadece İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanları değildir. Duyup-gördüğümüz şekliyle bazı Müslümanlar da ebeveynlerine tıpkı cahil insanlar gibi kötü davranmakta, onları azarla-makta, onlara kızıp bağırmaktadırlar. İslamdan uzak olan insanların bu tür kötü davranışlarını bir noktaya kadar anlamak mümkündür; çünkü onlar Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yaptıklarının hesabını verme derdinde olan insanlar değildirler. Bu nedenle onların anne-babalarına böyle davranmaları normaldir.
Peki, Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yapıp ettiklerinin hesabını verme bilincinde olan Müslümanların ana-babalarına böyle davranmalarını nereye koyacak ve nasıl anlayacağız? Kurân benim kitabımdır, ben ondaki emir ve yasaklardan hesaba çekileceğim dediği halde hâlâ anne-babasını üzen, ağlatan veya onlara zulmeden Müslümanları nasıl değerlendireceğiz?
İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) der ki: Şu üç ayet, üç şeyle bağlantılıdır. Onlardan bir tanesinin yokluğu diğerinin de kabul edilmemesini gerektirir. Bu ayetler şunlardır:
1. Allaha ve Rasûlüne itaat edin (64 Teğabun/12) Her kim Allaha itaat eder de Rasûlullaha itaat etmezse bu ondan kabul edilmez.
2. Namazı kılın, zekâtı verin (2 Bakara/42) Her kim namaz kılar da zekâtını vermezse bu ondan kabul edilmez.
3. Bana ve ana-babana şükret (31 Lok-man/14) Her kim Allaha şükreder ama ana-babasına şükretmezse bu ondan kabul edilmez. 3
Allaha kulluk ederek şükrettiği halde ana-babasına isyan ederek nankörlük eden Müslüman insanların bu rivayeti derinden derine düşünmeleri gerekir. Onlar Allaha şükrettiklerini iddia ediyorlar, ama ana-babalarına şükretmekten uzaklar. Acaba Allah bunu onlardan kabul edecek mi? Acaba Allah onların kendisine kulluk ettiklerini hesaba katarak ana-babalarına isyanlarını es geçecek mi?
İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanı ise Allah ve Rasûlünün bu emirlerini göz ardı ederek maalesef ana-baba haklarını zayi etmekte, onların kadr-u kıymetini gereği gibi takdir edememektedir. Hatta bazıları onlara bağırıp çağırmakta, kızıp öfkelenmekte, kimileri ise onları dövmektedir. Oysa Rabbimiz, kâfir bile olsalar onlara öf bile demeyi kesin bir dille yasaklamış, ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onlarla iyi geçinmeyi bizden istemiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya (yapabildiğinizin en) iyi (şekliyle) davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara öf! bile deme! Onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. (17 İsra/23, 24)
Anne-babasına kötü davrananlar, sadece İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanları değildir. Duyup-gördüğümüz şekliyle bazı Müslümanlar da ebeveynlerine tıpkı cahil insanlar gibi kötü davranmakta, onları azarla-makta, onlara kızıp bağırmaktadırlar. İslamdan uzak olan insanların bu tür kötü davranışlarını bir noktaya kadar anlamak mümkündür; çünkü onlar Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yaptıklarının hesabını verme derdinde olan insanlar değildirler. Bu nedenle onların anne-babalarına böyle davranmaları normaldir.
Peki, Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yapıp ettiklerinin hesabını verme bilincinde olan Müslümanların ana-babalarına böyle davranmalarını nereye koyacak ve nasıl anlayacağız? Kurân benim kitabımdır, ben ondaki emir ve yasaklardan hesaba çekileceğim dediği halde hâlâ anne-babasını üzen, ağlatan veya onlara zulmeden Müslümanları nasıl değerlendireceğiz?
İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) der ki: Şu üç ayet, üç şeyle bağlantılıdır. Onlardan bir tanesinin yokluğu diğerinin de kabul edilmemesini gerektirir. Bu ayetler şunlardır:
1. Allaha ve Rasûlüne itaat edin (64 Teğabun/12) Her kim Allaha itaat eder de Rasûlullaha itaat etmezse bu ondan kabul edilmez.
2. Namazı kılın, zekâtı verin (2 Bakara/42) Her kim namaz kılar da zekâtını vermezse bu ondan kabul edilmez.
3. Bana ve ana-babana şükret (31 Lok-man/14) Her kim Allaha şükreder ama ana-babasına şükretmezse bu ondan kabul edilmez. 3
Allaha kulluk ederek şükrettiği halde ana-babasına isyan ederek nankörlük eden Müslüman insanların bu rivayeti derinden derine düşünmeleri gerekir. Onlar Allaha şükrettiklerini iddia ediyorlar, ama ana-babalarına şükretmekten uzaklar. Acaba Allah bunu onlardan kabul edecek mi? Acaba Allah onların kendisine kulluk ettiklerini hesaba katarak ana-babalarına isyanlarını es geçecek mi?
İslamın ana-babaya itaatle alakalı tavsiye ve emirlerini Kurân ve sünnet bilgisine birazcık sahip olan her Müslüman bilir. İslam, Allaha ve Rasûlüne itaatten sonra meşru çerçevede itaat edilmesi gereken merci olarak ana-babayı göstermiştir. Ve yine Allah ve Rasûlünün razı edilmesinden sonra onların razı edilmesini, diğer tüm insanların rızasının önüne almıştır.
İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanı ise Allah ve Rasûlünün bu emirlerini göz ardı ederek maalesef ana-baba haklarını zayi etmekte, onların kadr-u kıymetini gereği gibi takdir edememektedir. Hatta bazıları onlara bağırıp çağırmakta, kızıp öfkelenmekte, kimileri ise onları dövmektedir. Oysa Rabbimiz, kâfir bile olsalar onlara öf bile demeyi kesin bir dille yasaklamış, ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onlarla iyi geçinmeyi bizden istemiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya (yapabildiğinizin en) iyi (şekliyle) davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara öf! bile deme! Onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. (17 İsra/23, 24)
Anne-babasına kötü davrananlar, sadece İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanları değildir. Duyup-gördüğümüz şekliyle bazı Müslümanlar da ebeveynlerine tıpkı cahil insanlar gibi kötü davranmakta, onları azarla-makta, onlara kızıp bağırmaktadırlar. İslamdan uzak olan insanların bu tür kötü davranışlarını bir noktaya kadar anlamak mümkündür; çünkü onlar Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yaptıklarının hesabını verme derdinde olan insanlar değildirler. Bu nedenle onların anne-babalarına böyle davranmaları normaldir.
Peki, Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yapıp ettiklerinin hesabını verme bilincinde olan Müslümanların ana-babalarına böyle davranmalarını nereye koyacak ve nasıl anlayacağız? Kurân benim kitabımdır, ben ondaki emir ve yasaklardan hesaba çekileceğim dediği halde hâlâ anne-babasını üzen, ağlatan veya onlara zulmeden Müslümanları nasıl değerlendireceğiz?
İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) der ki: Şu üç ayet, üç şeyle bağlantılıdır. Onlardan bir tanesinin yokluğu diğerinin de kabul edilmemesini gerektirir. Bu ayetler şunlardır:
1. Allaha ve Rasûlüne itaat edin (64 Teğabun/12) Her kim Allaha itaat eder de Rasûlullaha itaat etmezse bu ondan kabul edilmez.
2. Namazı kılın, zekâtı verin (2 Bakara/42) Her kim namaz kılar da zekâtını vermezse bu ondan kabul edilmez.
3. Bana ve ana-babana şükret (31 Lok-man/14) Her kim Allaha şükreder ama ana-babasına şükretmezse bu ondan kabul edilmez. 3
Allaha kulluk ederek şükrettiği halde ana-babasına isyan ederek nankörlük eden Müslüman insanların bu rivayeti derinden derine düşünmeleri gerekir. Onlar Allaha şükrettiklerini iddia ediyorlar, ama ana-babalarına şükretmekten uzaklar. Acaba Allah bunu onlardan kabul edecek mi? Acaba Allah onların kendisine kulluk ettiklerini hesaba katarak ana-babalarına isyanlarını es geçecek mi?
İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanı ise Allah ve Rasûlünün bu emirlerini göz ardı ederek maalesef ana-baba haklarını zayi etmekte, onların kadr-u kıymetini gereği gibi takdir edememektedir. Hatta bazıları onlara bağırıp çağırmakta, kızıp öfkelenmekte, kimileri ise onları dövmektedir. Oysa Rabbimiz, kâfir bile olsalar onlara öf bile demeyi kesin bir dille yasaklamış, ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onlarla iyi geçinmeyi bizden istemiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya (yapabildiğinizin en) iyi (şekliyle) davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara öf! bile deme! Onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. (17 İsra/23, 24)
Anne-babasına kötü davrananlar, sadece İslamın öğretilerinden uzak olan günümüz insanları değildir. Duyup-gördüğümüz şekliyle bazı Müslümanlar da ebeveynlerine tıpkı cahil insanlar gibi kötü davranmakta, onları azarla-makta, onlara kızıp bağırmaktadırlar. İslamdan uzak olan insanların bu tür kötü davranışlarını bir noktaya kadar anlamak mümkündür; çünkü onlar Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yaptıklarının hesabını verme derdinde olan insanlar değildirler. Bu nedenle onların anne-babalarına böyle davranmaları normaldir.
Peki, Allahı hesaba katan, davranışlarını İslama uydurmaya çalışan ve ahirette yapıp ettiklerinin hesabını verme bilincinde olan Müslümanların ana-babalarına böyle davranmalarını nereye koyacak ve nasıl anlayacağız? Kurân benim kitabımdır, ben ondaki emir ve yasaklardan hesaba çekileceğim dediği halde hâlâ anne-babasını üzen, ağlatan veya onlara zulmeden Müslümanları nasıl değerlendireceğiz?
İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) der ki: Şu üç ayet, üç şeyle bağlantılıdır. Onlardan bir tanesinin yokluğu diğerinin de kabul edilmemesini gerektirir. Bu ayetler şunlardır:
1. Allaha ve Rasûlüne itaat edin (64 Teğabun/12) Her kim Allaha itaat eder de Rasûlullaha itaat etmezse bu ondan kabul edilmez.
2. Namazı kılın, zekâtı verin (2 Bakara/42) Her kim namaz kılar da zekâtını vermezse bu ondan kabul edilmez.
3. Bana ve ana-babana şükret (31 Lok-man/14) Her kim Allaha şükreder ama ana-babasına şükretmezse bu ondan kabul edilmez. 3
Allaha kulluk ederek şükrettiği halde ana-babasına isyan ederek nankörlük eden Müslüman insanların bu rivayeti derinden derine düşünmeleri gerekir. Onlar Allaha şükrettiklerini iddia ediyorlar, ama ana-babalarına şükretmekten uzaklar. Acaba Allah bunu onlardan kabul edecek mi? Acaba Allah onların kendisine kulluk ettiklerini hesaba katarak ana-babalarına isyanlarını es geçecek mi?
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.